İsteyen kendine oruçsuz bir din seçebilir

Mehmet GÖKTAŞ

Lütfen uğraşmayın şu bizim orucumuzla!

Nedir sizden çektiğimiz ya hu? Her yıl Ramazan yaklaşırken huzurumuzu bozmak, oruçlarımızı içimize zehir etmek için elinizden ne geliyorsa yapıyorsunuz.

Yok efendim neymiş, böylesi sıcak günlerde oruç tutulmazmış,

Yok efendim, verim düşeceğinden ekonomi zarar görecekmiş

Yok efendim insanlar bu şekilde sağlıklarını tehlikeye atıyormuş, en iyisi Ramazanı kısa kış günlerine ertelenmesiymiş…

Şimdi buna bir de koronayı eklediniz ne alakası varsa.

Lütfen uğraşmayın bizimle. Biz orucumuzla, ramazanımızla, teravihimizle mutluyuz, hem de çok mutluyuz, elhamdülillah bir şikâyetimiz yok.

Gerçi binde bir olsa da sitemde bulunanımız olmuyor değil: Erzurumlu dadaş, temmuzun sıcağında oruçluyken bir Alman turist gelmiş karşısına oturmuş, çantasından çıkardığı suyunu lıkır lıkır içmiş, bizim dadaş eğilmiş adama demiş; “Ulan dininizin kıymetini iyi bilin!”

Bakmayın yaptığımız bu espriye, Müslümanlar olarak bizler her zaman dört gözle “Sultanımızı” beklemişizdir ve şimdi de öyleyiz.

Önce şunu kafanızın bir kenarına yazın, hiçbir sütunu yerinden oynamadan, hiçbir şiarı değişmeden bu din kıyamete kadar devam edip gidecek, boş yere kendinizi yoruyorsunuz.

Size gelince. Var mı sizi bir zorlayan, oruç tutmadığınızda, teravih kılmadığınızda var mı size bir şey söyleyen?

Baktınız ki olmuyor, kendinize oruçsuz bir din seçersiniz olur biter vesselam, siz de kurtulursunuz biz de kurtuluruz.

Bizden söylemesi, seçerken de iyi dikkat edin, iyi araştırın, sadece oruçsuz, teravihsiz olmakla kalmasın, sizin bir türlü kabullenemediğiniz kurban filan da olmasın.

Veya en azından tavukların horozların kurban sayılabileceği bir din olsun yeni dininiz.

Bakın, az kalsın unutuyordum, aman iyi dikkat edin örtünme, haremlik-selamlık filan da olmasın seçeceğiniz yeni dinde!

Yolunuz açık olsun, böylelikle siz de kurtulursunuz biz de kurtuluruz vesselam.

Gerçi her dinin kendisine göre zorlukları vardır, söylemedi demeyin, putperestlik de olsa böyledir.

Bir de bakmışsınız elli altmış yaşına gelmiş olmanıza rağmen size siyah öğrenci önlüğü giydirmişler, beyaz yaka taktırmışlar, kendinizi heykellerin önünde ant içme seanslarında bulmuşsunuz. Hadi bir iki defa oldubitti geldi geçti diyeceksiniz ama birileri çıkar;

“Bu her sabah tekrar edilecek” derlerse haliniz nice olur?

Daha da kötüsü birileri derse ki; bu ant içmenin kabul olması için aslına uygun olması, o ilk günkü gibi erkeklerin saçları sıfıra vurulmuş olması gerekir derlerse…

Buyurun şimdi siz düşünüp karar verin.  Allah’ın Dinini değiştirme küstahlığına yeltenmeden bu sahada hiç bir şeye burnunuzu sokmadan ya uslu uslu yerinizde oturacaksınız… Ya da bu şekilde başınıza geleceklere razı olacaksınız.