Siyonist rejim, 9 Eylül Salı günü, Katar'ın Doha şehrindeki Hamas ofislerinin bazı üyelerinin ikametgahlarına saldırdı ve hava saldırılarının sorumluluğunu üstlendiği bir açıklama yaptı. Bu saldırıların hedefi, Hamas liderlerini öldürmekti ve liderler, Doha'da bir toplantı yapmak üzere bir araya gelmişlerdi.
Bu bağlamda, Filistin İslami Cihad Hareketi'nin Tahran ofisi sorumlusu Naser Ebu Şerif ile yapılan röportajın tam metni aşağıda yer almaktadır:
İsrail'in Hamas'a saldırısının, müzakereler ortasında ne anlamı var?
Ebu Şerif: Bu saldırı, arabuluculuk ortamını kırma ve Filistinli liderlere, bir arabulucu başkentinde bile güvenli bir sığınak hissini kaybettirerek, zorla şartlar dayatma çabasıdır. İsrail'in darbesi, içeride kısa vadeli bir propaganda kazancı sağlasa da, dışarıda ciddi bir diplomatik maliyet yaratır. Bu maliyet, kınama dalgaları, arabulucu ülkelerin zor duruma düşürülmesi, ateşkesin yavaşlatılması ve esir takaslarının gecikmesini içerir. Pratikte ise bu durum, müzakerelerde daha net garantiler sağlanana kadar, arabulucuların güvenliği ve diyalog kanallarının sağlığına yönelik bir pozisyon sertleşmesine yol açacaktır.
Direniş güçlerinin bu saldırıya vereceği cevap ne olacak ve bunun karşı taraf için sonuçları neler olacaktır?
Direniş güçlerinin siyasi yanıtı, şartların sertleştirilmesi ve muhtemelen Doha'daki soruşturma sonuçları açıklanana kadar görüşmelerin taktiksel olarak askıya alınması şeklinde olacaktır. Ayrıca, direniş güçleri, uluslararası platformlarda üçüncü bir devletin egemenliğinin ihlali konusundaki sorgulamaları genişletmeye çalışacaklardır.
Direniş güçlerinin sahadaki yanıtı ise, savaşın genişletilmeden ya da arabulucu ülkenin zor duruma düşürülmeden karşılıklı maliyet yüklemek amacıyla, çatışma kuralları çerçevesinde hesaplanmış bir hamle olacaktır. Gerekirse düşük profilli seçenekler de muhafaza edilecektir.