İşlerimiz sarp dağlara sarmadan!

Abdurrahman Dilipak

Libya uçağını kim düşürdü? Alçak irtifa uyduları üzerinden bir RF saldırısı olmasın. Tüm akıllı sistemler için alarm vermek gerek. Bundan sonra korkarım daha çok trafo patlaması, elektrik arızasından uçak düşmesi, akıllı telefon, akıllı telefon patlamasına şahit olacağız. Bahane hazır, güneşteki patlamaları ve uzaydan gelen elektro manyetik şok dalgaları.. Fabrika yangınları da sürpriz değil bundan sonra. Ve tabi videolar, kasetler, sosyal ağlar üzerinden havada uçuşacağa benziyor. 2026’ya çok ama çok hızlı bir giriş yapıyoruz.

Elips Haber'de yer alan habere göre, Cevabını arayan o kadar çok soru var ki?

-PKK’yı kim, niçin kurdu?

-Apo kim?

-Hizbullah’a kim, niçin kapı araladı ve sonra ne oldu?

-Eşref Bitlis’i kim niçin öldürdü, Muhsin Yazıcıoğlu’nu, Hablemitoğlu’nu, Uğur Mumcu’yu, Hırant Dink’i? Bu listeyi daha da uzatmak mümkün.

-Yeşil yaşıyor mu? (Gazeteciyi Telefonla arayan kişi Yeşil değil, bir tutuklu imiş).

-Geçen gün biri PKK’nın yüz milyarlarca dolarlık, uyuşturucudan ve haraçlardan el edilen gelirinin ne olacağını soruyordu. O kadar silah, barınma ihtiyacı, destek hizmetler bedavadan olmuyor.

-Bir başkası, PKK’nın sosyalist, tek parti zihniyetine sahip, laikçi bir hareket olduğunu, Müslüman Kürtlerin bunlara Türkiye’de de, Irak’ta, Suriye’de ve İran’da da destek vermeyeceklerini söylüyordu.

Bu tartışmalar durduk yere ortaya çıkmadı. Hele şu fuhuş ve uyuşturucu meselesi bir patlarsa durdurmak zor. Her yere uzanıyor. Ucu tepe isimlere ulaşacağı için, bu konunun bir yerde durdurulacağını düşünenler yanıldıklarını görecekler. Birileri siyaseti, piyasayı kontrol altına almak için alttan başlayacak ve sıkıntılı pozisyonlarda bulunanlar sıranın kendine de geleceğini gördüklerinde birileri onlara “akıllı ol” mesajı verecek. Onlara ne yapmaları gerektiği söylenecek.. Öyle anlaşılıyor.

Deniz Baykal kasetini hatırlayın. Ardından MHP ile ilgili iddialar. Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına geçirilişi ve bugün gelinen nokta.

Bugünlerde CHP içinde bir İmamoğlu, Özgür Özel, Mansur Yavaş tartışması var. Ve bu tartışma süreceğe benziyor. Aslında tartışılan, dünü, bugünü ve geleceği ile CHP.. CHP’nin mirası taşınması zor bir yük. Kemalist CHP’yi sağ da, sol da, milliyetçiler de, liberaller de taşıyamaz artık. Ama rejimin dayatması sonucu ondan kopamıyorlar da.

Ne AK Parti eski AK Parti, ne CHP eski CHP, ne MHP eski MHP, ne de DEM eski HDP.. Bugünkü hesaba göre, ilk iki partinin oyları yüzde 50 bile etmiyor. MHP ve DEM de %15 etmez. Çok büyük bir kesim hiçbir partiye güvenmiyor. Seçime daha 2,5 yıl var, o zamana kadar ne olur bilmiyoruz. Hatta bu dört parti bugünkü kadroları ile o güne kadar kalabilirler mi, ondan da emin değilim.

CHP, SP, DP, DEM gibi partilerin desteği ile ayakta. AK Parti deseniz, MHP, HÜDAPAR, BBP’nin desteği ile ayakta. AK Parti’de Erdoğan sonrası konuşuluyor, MHP’de Bahçeli sonrası.. Partilerin bir de ‘arka bahçeleri’ var. Orada ciddi bir hesaplaşma yaşanabilir.

HT’ye yapılan operasyon son derece dikkat çekici. HT kadar orada dikkat çeken biri daha var: Mehmet Akif Ersoy. Ersoy, bütün iddiaları reddediyor.. Ersoy’un İmamoğlu’nun yakın çevresinden bazı kişilerle de yakın teması var. Ama daha çok AK Parti’ye yakın bir isim. Bunun anlamı şu olabilir: Ersoy üzerinden öncelikle Ersoy’la yakın ilişki içindeki AK Partili birilerine mesaj veriliyor olabilir mi? Kendi de operasyonun siyasi olduğunu söylüyor. Göreceğiz! Bu ülkede her şey mümkün, hiçbir şey sürpriz değil. Hele de bu saatten sonra. Ersoy DİB, TRT, AA’da uzun zaman görev yapmış. Dindar biri olarak tanınıyor ve bu dindarlık aileden geliyor aynı zamanda. Bu operasyon kimine göre, Ersoy AK Parti içindeki kanatlardan birine yakın olduğu için yapılmış. Operasyonun genişleyerek devam edeceğini söyleyen çevreler işin içinde uluslararası sistemin olduğunu söylüyorlar. Bu şekilde “yerli ve milli Epstein ve Agartha kasetleri ve yolsuzluk dosyaları” ile tepe isimlerden önce bunlarla ilişkili birileri üzerinden birilerine mesaj verilmek isteniyor. Bu şekilde birilerinin öne çıkartılmasının engellenmesi ve birilerinin öne çıkartılması mümkün olacak. Bu operasyon ilk 4 parti ile olsa da diğer sesleri çok çıkan partiler de bundan paylarını alacaklar gibi gözüküyor. Sadece siyasiler değil, onlarla içli-dışlı olan sermaye sahipleri, siyasetçilerle yakın işbirliği içindeki bürokratlar, medya mensupları, sanat camiası, turizm-eğlence sektörü de hedefte.. Hatta bir takım kanaat önderleri, tanınmış şahsiyetlere operasyona dahil edilebilir. İş sadece yolsuzluk, rüşvet, uyuşturucu, kumar ve fuhuşla sınırlı kalmayacak, mesela çok yakın bir gelecekte “Terörsüz Türkiye” senaryosu patlayabilir. Hemen arkasından ülke içinde bitti denilen terör yeniden başlatılabilir. Eş zamanlı olarak SDG, KCK, PYD unsurları yeniden harekete geçebilir. Suriye ve Irakta büyük olaylar yaşanabilir. ABD, İngiltere, Fransa, Dürzi’ler, Nuseyri’ler ve İsrail hep birlikte Şam’a yüklenebilirler. DAEŞ yeniden aktif hale getirilebilir. Irakta Kürtler ve Şii’ler eş zamanlı ayaklanabilir. İran’da da benzer olaylar yaşanabilir.

Adaleti, Aileyi, Gençliği konuşmaya gerek var mı? Dolar 43 liraya gidiyor, Euro 51 liraya, Gram altın 6000 liraya.. Emekli maaşından, asgari ücretten bir haber var mı? Ekmek 12-18 lira arası, yumurta 6-8 lira arası, sebze ve meyve fiyatları tarlada 1 lirada ise pazarda 3 liraya katılıyor. Asgari ücret 22.104 lira yüzde 27 zam yapıldı. En düşük emekli maaşı 16.881 lira idi, onlara da %11-13 gibi bir zaman düşünülüyordu, Yani onun eline geçecek olan da 18-19.000 lira gibi bir şey olacakmış. 3 çocuklu 5 kişilik bir ailede 1-1,5 ekmek hesabı üzerinden aylık gider 3000 lira. Kira, elektrik, su, ısınmayı geçtim, bakın çay simitle idare etseler bu para yine yetmez.

Bakın Çin’de bugün asgari ücret ortalama 350 dolar. 15.000 lira, ama kira, yol, okul, kıyafet, temel gıda maddeleri kamu fonlarından karşılanıyor ya da destekleniyor. En düşük emekli maaşı bizde 400 dolar. Asgari ücret ise 650 dolar. Ama devlet senin kirana, giyimine, kıyafetine, okuluna, yol masrafına karışmıyor. Genel işsizlik yüzde 5. 16-17 yaşında işe başlamak mümkün, ama genel 18 yaş üstü. Dolayısıyla birçok eve birkaç maaş girebiliyor.

Hani hep, Çin’in ucuz işgücüne dayalı rekabet gücünden söz edilir de, olaya bir de bu açıdan bakmak gerek. Bu ekonomik gerçekler, adaletsizlik ve yolsuzlukların toplumsal olayların gerçekleştirilmesi açısından potansiyel bir risk taşıdığını görmek gerek. Zaten iktidar ve muhalefetin kışkırtıcı ağız dalaşı da bu riski daha da büyüttüğünü söylemek gerek.

Bu işlerin nereye uzanacağı belli olmadığından, özellikle de yılbaşı tatili bahanesi ile sadece kişiler değil, onların Türkiye’deki servetlerini dışarıya kaçırmaları ihtimaline karşı tedbir alınması gerekir.

Türkiye’de güçlü bir Epstein lobisi olduğu çok uzun zamandır konuşulur. Bu belgeler ABD üzerinden de açıklanabilir, herhangi bir internet sitesi üzerinden de. İtirafçılar da çıkacaktır, ihbarcılar da. Yabancı İstihbarat örgütleri için bu sorun olmasa gerek. İsterlerse FETÖ üzerinden servis ederler, isterse PKK üzerinden, ya da Suriye ve Irakta istemedikleri kadar elemanları var. Zaten MOSSAD bu işler için tek başına yeter.

BOP’daki Stratejik ortaklarımız “hayır diyen bir Türkiye” istemiyorlar. Onun için biraz hırpalayacaklar gibi gözüküyor. Trump Erdoğan’ın “kararlı ve cesur, toplumu kontrol altına tutma becerisi”ni övüyor. “Sert adam, ben bu sert adamı seviyorum. Ama onun bu sertliği bana karşı değil. Bronson konusunda nasıl konuşuyordu, ben konuşunca nasıl kolayca ikna oldu biliyorsunuz” diyor. ABD’nin dostu ülkeler de Türkiye ile bir sorun yaşarlarsa, “Erdoğan’ı ikna konusunda kendini aradıklarını” söylüyor. “Dostumuz ABD” bize karşı münafıkça davrandı hep ve öyle davranmaya devam ediyor.

Asıl gelişmeleri Ocak ayının 2. yarısından sonra beklemek gerek, içeride bölgede ve dışarıda.

Bu arada Türkiye’ye yönelik iklim manipülasyonları, kuzeyde ve güneyde oluşan deprem stresini manipüle etmeye yönelik girişimler olabilir. Malum ülkeler Türkiye’ye karşı “şeytani bir plan” için düğmeye basmış gözüküyorlar.

Unutmayalım ki, Allah’ın kolaylaştırdığından kolay, zorlaştırdığından zor bir iş yoktur. Allah’ın ipine tutunanlar kurtuluşa erenlerden olacak. Keşke yanıldığımızda hemen itiraf etsek, özür dilesek ve helallik istesek. Peygamberler bile “Biz zalimlerden olduk” diyebiliyor ama, biz diyemiyoruz. Hz. Yusuf iftiraya uğradığında “Ben kendi nefsimi aklayacak” değilim” diyor. Biz kurtuluşa erenlerden olmak istiyorsak, nebevi bir ahlakla ahlaklanmamız gerekiyor. Selam ve dua ile.

elipshaber