Aşağı Saksonya'nın göçmenler olmadan düşünülemeyeceğini söyleyen Başbakan Stefan Weil, "Müslümanlar bu toplumun bir parçası. Aşağı Saksonya ve Almanya'nın geleceği için birlikte çalışmalıyız. Herkesin saygı, sevgi ve barış içerisinde kalarak üstüne düşen ödevleri yapması gerekiyor." dedi. Eyaletin İslam dini ile bir anlam kazandığını kaydeden başbakan, anlaşma ile ilgili olarak en kısa süre içerisinde çalışmalar yapılarak bir sonuca varılacağını duyurdu. 'Bu sürecin hiç kolay olmadığını ifade etmek istiyorum.' diyen başbakan, anlayışlı ve saygılı siyasetçilerin karşısında duran ve tepki gösteren politikacılarla da mücadele ettiklerini ifade etti.
Değişikliklere herkesin açık olması gerekiyor
DİTİB adına anlaşmaya imza koyan DİTİB Aşağı Saksonya-Bremen Dernek Başkanı Yılmaz Kılıç yapılan çalışmaların sözün ötesine geçip kâğıda dökülmesinin güzel olduğunu ifade etti. Kılıç, 'İslam dini Aşağı Saksonya'ya aittir. Diğer din ve görüşlere saygı göstermeye tolerans denir. Müslümanlar misafir değil bu eyaletin bir parçasıdır. Yapılacak değişikliklere herkesin açık olması gerekiyor." diye konuştu.
Schura adına konuşan Avni Altıner ise 11 yıllık süreçte yaşanan inişleri ve çıkışları anlattı. Altıner, 'Bizler iyi niyetimizi göstererek bir araya geldik. Eyaletimizin geleceği adına tarihi bir süreçte sondan bir önceki adımdayız.' dedi.
Programın daha sonrasında anlaşmalara geçildi. İlk önce İslam Dini Anlaşma protokolü yapıldı. Anlaşmayı Avni Altıner, Yılmaz Kılıç ve Stephan Weil imzaladı. İkinci olarak Alevi Mezhep Anlaşması protokolü imzalandı. Anlaşmayı Hüseyin Mat ve Stephan Weil imzaladı. İmzalardan sonra konuşan Mat, 'Almanya genelinde 142 derneğimiz var. Birçok eyalette 2007 yılından beri Alevilik dersi veriliyor. Umarım burada elde ettiğimiz hakları Türkiye'de bulunan Aleviler de elde eder." dedi.