İşgal meselesini hal yoluna koymak

Hakan Albayrak

Evet; Dağlık Karabağ ve etrafındaki 5 bölge (Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si) Ermeni işgali altında ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılması için bu meselenin hal yoluna girmesi şart.

"Hal yoluna girmesi" diyorum, "bir çırpıda tamamen halledilmesi" değil.

***

Karabağ konusunda nihai bir anlaşmaya varmak kısa vadede mümkün görünmese de, Ermenistan'ın, Türkiye sınırının açılması karşılığında, Karabağ'la beraber işgal altında tuttuğu diğer Azeri topraklarından çekilmeye başlaması –ve Karabağ konusunda uzlaşma temayülü sergilemesi- söz konusu olabilir.

Şayet öyle ise, bu yönde bir gayret sarf etmek, o toprakları kurtarmaya ve Karabağ meselesinin çözümü için uygun bir vasat oluşturmaya çalışmak gerekmez mi?

"Madem Karabağ'ı hemen alamıyoruz, öyleyse öbür topraklar da kalsın" diye düşünmek akıl kârı değil.

Hem Azerbaycan'ın menfaati hem de Ermeni meselesiyle ilgili baş ağrılarını dindirmek ve Ermenistan üzerindeki Rus nüfuzunu kırmak isteyen Türkiye'nin menfaati, "Ya hep ya hiç!" demeden, işgal sorununu çözmeye bir yerden başlamayı gerektiriyor.

Nitekim Ankara'nın takip ettiği siyaset –bildiğim kadarıyla- böyle bir siyaset.

***

Bir tarafta Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın "sınır açılacak" iddiası, öbür tarafta başbakanımızın "Temaslarımız sürüyor. Ancak sınırımızı açmamız Karabağ sorununun çözümüne bağlı. Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarına yönelik bir çözüm getirilmezse sınırımızı açmayacağız" açıklaması.

İkisini yan yana getirdiğimiz zaman, ortaya yukarıda mezkûr 'tedrici çözüm' tablosu çıkıyor.

***

Yanılıyor olabilirim.

Herkes yanılıyor olabilir.

En iyisi, içinde bulunduğumuz süreç hakkında ahkâm kesmeden evvel, bu sürecin mahiyetini ortaya koyacak somut bir gelişmenin olmasını beklemek.

Bunu beklemeden "Türkiye Azerbaycan'ı sattı" diye bağırarak ortalığı velveleye vermek fitnedir, fesattır, nifaktır.

***

Bakü'de, Azerbaycan yönetimini ve halkını Türkiye'ye karşı kışkırtmaktan siyasi menfaat uman bir lobi var.

Yarın, o lobiyi konuşalım