Hepimiz SUMUD filosundayız, hepimizin istikameti Gazze, hepimizin hedefi Gazzeli kardeşlerimizle bir an önce kucaklaşmaktır.
Velev ki şu anda evlerimizde, çarşılarımızda, okul ve işyerlerimizde olsak bile yüreğimizle Tunus açıklarında hareket etmeyi bekleyen o gemilerdeyiz.
Kuduz köpek Netenyahu’nun öncü gemiye yaptığı saldırıyı hiç yadırgamadık, bekliyorduk. İrtibatta olduğumuz kardeşlerden aldığımız haberlere göre bu saldırı Gazze yolcularını zerre kadar yıldırmamış ve morallerini bozmamıştır, azimlerini daha da artırmıştır.
Bizim sözümüz şeytanın geride kalanlara vermeye çalıştığı vesveseyi silmek içindir. Tarih boyunca böyle durumlarda şeytan hep; “gitmeselerdi, evlerinde otursalardı başlarına bunlar gelmezdi” gibi vesveseler olmuştur.
Şu anda her birimize ayrı sorumluluklar düşmektedir. Her şeyden önce dilimizden dualarımızı hiçbir zaman eksik etmemeliyiz. Eğer bunu da yapamıyorsak biz bitmişiz demektir. Allah’ın Rasûlü (s.a.v) “İnsanların en acizi dua etmekten aciz olandır” buyurmaktadır.
Daha sonra da Gemilerle, Gemi Yarenleriyle irtibat halinde olmaktır. Onlardan aldığımız haberleri her tarafa duyurmak, buralarda yapılan destek faaliyetlerinden de gemileri haberdar etmektir.
Bir diğer yükümlülük ise Türkiye’deki yöneticiler üzerinde samimi ve netice alıcı baskı oluşturmaktır. Daha da önemlisi, bu eyleme katılan 48 ülkenin yöneticileriyle irtibata geçilerek etkin ortak kararlar alınmasını sağlamaktır.
Öyle ya, bundan daha güçlü bir kader birliği olabilir mi?
Hadi diyelim ortak askeri müdahale kararları alınamıyor ama hiç olmazsa bu terör çetesini başta spor müsabakaları olmak üzere uluslararası her türlü etkinliklerden çıkarmak, ticari fuarlardan ve kültür etkinliklerinin dışında bırakmak o kadar zor olmasa gerek.
Unutmayalım, bu şekilde dünya halklarının aynı konu üzerinde ittifak sağlamaları her zaman için mümkün değildir. Bu sinerji gözden ırak tutulmamalı, bu fırsat iyi değerlendirilmelidir.
Bir daha tekrar edelim, hepimiz o gemilerdeyiz!