Hayrunnisa Hanımın Ailesi Konuştu

Hayrunnisa Hanımın ailesi Vakit gazetesine konuştu konuştu

AHMET ÖZYURT: Kızım Hayrunisa çok zeki, uyumlu bir çocuktu. Okulda gayet başarılı bir öğrenciydi. 3 çocuğu olmasına rağmen dershaneye, kursa gitmeden üniversite sınavını kazandı. Okumayı nasip etmediler kızıma, önünü kestiler.

FATMA ÖZYURT: Abdullah Bey’den Allah razı olsun. 27 yıllık damadım. 27 saniye bile üzmemiştir beni. Çok saygılı bir insan. Pırlanta gibidir. Hiç haketmedi eleştirileri. Ona söylenen kötü sözler kurşun oldu yüreğime saplandı.

11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün eşi Hayrunisa Gül’ün ailesi, evinin kapılarını ilk defa Vakit’e açtı. Gebze’deki evlerinde sorularımızı cevaplayan Ahmet ve Fatma Özyurt çifti, damatları Abdullah Gül ve kızları Hayrunisa Gül’ü anlattı. Abdullah Gül’ün 27 senedir damadı olduğunu söyleyen Fatma Özyurt, “Damadım 27 senede beni 27 saniye bile incitmedi. Çok mütevazı, çok beyefendi bir insan. İnşallah çok başarılı olacak. Dualarımız onlarla” dedi. Baba Ahmet Özyurt ise Abdullah Gül’ün, üzerine aldığı görevi en iyi şekilde yerine getireceğine inandıklarını kaydetti. Özyurt, “Damadım milletvekili oldu, bakan oldu, başbakan oldu, şimdi de Cumhurbaşkanı oldu. Fakat bize karşı saygısından hiçbir şey kaybetmedi. Türkiye layık olduğu cumhurbaşkanına kavuştu” şeklinde konuştu. Özyurt ailesi, Hayrunisa Gül’ün başörtüsünden taviz vereceği iddialarını da kesin bir dille yalanlarken, Hayrunisa Hanım’ın Abdullah Gül tarafından zorla kapatıldığı iddialarının yalan olduğunu, kızlarının evlenmeden kendi rızası ile başını örttüğünü söylediler. Fatma ve Ahmet Özyurt çifti sorularımıza samimi cevaplar verdi.

Öncelikle duygularınızı öğrenmek isteriz?
Ahmet Özyurt: Şükürler olsun, çok mutluyuz. Allah utandırmaz inşallah. Rabbim muvaffak etsin.

Hayrunisa Hanım nasıl bir çocuktu, biraz anlatabilir misiniz?
Ahmet Özyurt: Kızım çok zeki, uyumlu bir çocuktu. Okulda gayet başarılı bir öğrenciydi. İstanbul’da doğdu ve fevkalade bir şekilde yetişti.

Siz ne iş yapardınız?
Ahmet Özyurt: Ben Kayseri İmam Hatip Lisesi’nin orta kısmını bitirdim. Orada 10 yıl muhasebecilik yaptım. Ardından 1964 yılında İstanbul’a geldik. Eminönü’nde esnaftım, ticaretle uğraşıyordum. Beşiktaş’ta oturuyorduk. Hayrunisa da Yıldız’da dünyaya geldi. Sonra Beyazıt’a taşındık. Kızım burada eğitimine başladı. Abdullah Gül’le de, burada otururken tanıştı.

Abdullah Bey’le tanışmaları nasıl oldu?
Fatma Özyurt: Benim ablamın oğluna Abdullah Bey’in halasının kızını almıştık. Hayrunisa da o zaman lise öğrencisiydi. Kayseri’ye bu düğün için gitmiştik. Adeviye Hanım bu düğünde kızımı görüyor. Adeviye Hanım bana ‘İçime bir ateş düştü, sanki bu benim gelinim olacak’ dedi. Biz ‘yaşı küçük, okuyacak’ diye kızımızı vermemek için İstanbul’a döndük. Abdullah Bey’den hiçbir tereddüdümüz yoktu ama kızımız çok gençti, zekiydi ve okumak istiyordu.

Hayrunisa Hanım’ın hedefi neydi?
Fatma Özyurt: Doktor olmak istiyordu. Çok başarılıydı, sürekli takdir alırdı. Zaten yapı olarak çok azimli, tuttuğunu koparan bir insan Hayrunisa.

Sonra evlilik nasıl oldu, nasıl karar verdiniz evlendirmeye?
Fatma Özyurt: Abdullah Bey ileri görüşlü bir insan. ‘Ben kendisini okuturum’ diye bize söz verdi. Görüştüler, Hayrunisa da onaylayınca oldu. Abdullah Bey Sakarya’da öğretim üyesiydi, ailesi de Kayseri’nin çok soylu ailelerinden birisi olunca büyüklerimize de danışarak verdik. Çok saygın bir aile olduğu için reddedemedik. Bir süre nişanlı kaldılar, sonra evlendiler. İstanbul’a yerleştiler.

HOCASININ DAVETİYLE ÇOK ONURLANDI

Nerede oturdular?
Fatma Özyurt: Erenköy’de kendilerine ev açtılar. Büyük torunum burada dünyaya geldi. Abdullah Bey, hocası Prof. Nevzat Yalçıntaş’tan aldığı bir davet mektubu ile Cidde İslam Kalkınma Bankası’na çalışmaya gitti. Büyük torunum daha doğmamıştı. Kızım burada doğumu bekledi ve çocuk 3,5 aylıkken o da Cidde’ye gitti. 9 sene orada yaşadılar.

Ahmet Özyurt: Cidde’ye hocası Prof. Nevzat Yalçıntaş’ın daveti üzerine, onu kıramayarak gitti.

Fatma Özyurt: Yalçıntaş hocadan iş daveti mektubu gelince Abdullah Bey’in ‘Bu mektup milyonlara değer’ dediğini hatırlıyorum. Kendisi çok onurlandı. Biz de hiç itiraz etmedik.

Hayrunisa Hanım neden okuyamadı?
Fatma Özyurt: Yok, Abdullah Bey sözünü tuttu. Evlendikten hemen sonra imtihanlara girip okulunu bitirmek istedi; fakat 12 Eylül dönemiydi. Eşarp yüzünden bu mümkün olmadı. Başörtüsü yasağı bir dönem dinince okulunu dışardan bitirdi. Abdullah Bey, benim kızımı eğitim noktasında çok destekledi. Cidde’de İngilizce ve Arapça kurslarına göndererek dil öğrenmesini sağladı. Kızım şu anda çok akıcı İngilizce konuşabiliyor.

Hayrunisa Hanım Abdullah Bey ile evlendikten sonra onun zoruyla kapandığı yönünde söylentiler var. Doğru mu?
Fatma Özyurt: Bu kesinlikle yalan. Kızım daha evlenmeden kapandı. Bana haber vermeden babasını aramış, çok güzel bir pardesü gördüğünü söylemiş ve gidip almışlar. Ben bir gün evde yoktum, geldim baktım kızım başını örtmüş. O günden bugüne kapalı. Çocuklarımıza hiçbir zaman baskı yapmadık. Üniversiteyi de evlendikten sonra kazandı!..

Ahmet Özyurt: Abdullah Gül’ün yeni milletvekili olduğu sırada 3 çocuğu olmasına rağmen dershaneye, kursa gitmeden üniversite sınavını kazandı. Okumayı nasip etmediler kızıma, önünü kestiler.

KIZIMIN İRADESİ BAŞÖRTÜSÜNDEN TAVİZ VERECEK KADAR ZAYIF DEĞİL
“Hayrunisa Hanım’ın Çankaya’ya çıktıktan sonra başörtüsünden taviz vereceği iddia ediliyor. Bu dedikodular doğru mu?” sorusunu anne Fatma Özyurt şöyle cevaplandırıyor:

Kızımın iradesi o kadar zayıf değil. Bu dedikodular beni çok üzdü. Böyle bir şey kesinlikle yok. Zorla kapanmadı ki böyle bir şey yapsın. Biz kendisine kapanması için hiçbir baskı yapmadık, kendi isteğiyle kapandı.

KENDİSİNİ ÇOK İYİ YETİŞTİRDİ
Hayrunisa üniversiteyi başörtüsü sebebiyle okuyamadı. Önü kesilmeseydi kesinlikle çok başarılı olacaktı. Ama kendisini çok iyi yetiştirdi. Elinden hiç kitap düşürmez, araştırır, kültürünü geliştirebilmek için çaba sarfeder. İki dil biliyor. Dışişleri Bakanı eşi olarak dünyada birçok ülke gezdi, medeniyet gördü.

GAZETELERDE ÇIKAN HABERLERE ÜZÜLÜYORUZ
Röportajımız sırasında, Ahmet-Fatma Özyurt çiftinin yan komşusu Mine Hanım bize çay ikram ediyor. Fatma Özyurt, Mine Hanım’ı göstererek, “Bakın bu hanım benim yan komşum ve o kadar iyi anlaşıyoruz ki” diyor. Mine Hanım da, Fatma Hanım’ı onaylayarak, Hayrunisa Hanım ile ilgili gazetelerde çıkan haberlere çok üzüldüğünü söylüyor ve komşularından övgüyle bahsediyor. Objektifimize birlikte poz veren Mine Hanım şöyle konuşuyor: “Ben kendilerini çok seviyorum. Yan komşularıyım ve gerek Hayrunisa Hanım gerekse de ailesi hiç öyle gazetelerde yazıldığı gibi insanlar değiller. Bakın ben açığım ve kendileriyle çok iyi ilişkilerim var. Hiçbir zaman beni horlamadılar, aksine çok iyi olduk.”

ABDULLAH, MİLLET ADAMIDIR
Fatma Özyurt: Abdullah Bey’den Allah razı olsun. Azıcık da olsa bir kırıcı lafını duymadım. Ben kendisini çok severim ve ondan çok razıyım. Sürekli duacısıyım. Bize karşı çok saygılı bir insan. Belki de bu saygısı sevdiriyor. Bugün bile elimde bir şey görse koşar alır. Bunca yük altında bizi, eşini hiç ihmal etmedi. Kızım bile bazen bana sitem eder, ‘Abdullah’tan avukatlık parası mı alıyorsun’ diye.

Çok sevindiniz mi damadınız Cumhurbaşkanı oldu diye?
Fatma Özyurt: Anormal bir sevinç olmadı. Çünkü kendisi hak ediyor. Ama guru duyduk tabiî ki. Layık bir insan o makama sonuçta.

Cumhurbaşkanlığı sürecinde kendisinin ve kıznızın üzerine çok gelindi. hak etti mi sizce bütün bunları.?
Fatma Özturt: Benim damadım bir pırlanta. Hiç hak etmedi bunları. Ona söylenen kötü sözler kurşun oldu yüreğime saplandı(Gözleri yaşıyor) O kadar kıyamadım. Güler yüzünü güldürmez ettiler. Bütün bu saldırılara layık bir insan değil kendisi. Layık olsa bu kadar üzülmeyiz zaten. Haksız sözler sebebiyle üzüntüden şeker hastası oldum. Benim damadım çok merhametlidir. Bakın size bir anısını anlatacağım. Abdullah bey in. Bir kış günü lokantada yemeğe gitmişler. Oradaki garson pardösüsünü çok beğenmiş ve bunu kendisine söylemiş. Abdullah beyde çıkarmış hemen o kış gününde garsona hediye etmiş o değerli pardösüyü. Yedeği araba da yokmuş. Bu kadar merhametli benim damadım.

Tahminen sizde zor günler geçirdiniz?
Ahmet Özyurt: Yapılanlar çok zorumuza gitti. Gerek kızımın gerekte damadımın hak etmediği şeyleri duyması çok gücümüze gitti. Anneye babaya dünyanın en dayanılmaz bir şeyi bu.
Fatma Özyurt: İnanır mısınız televizyondan seyrederken Abdullah beyi üzüp üzmediklerini anlayabiliyorum. Çok dua ediyorum. Bazen kendisini başına gelenler sebebiyle arayıp teselli etmek isterim, o beni teselli eder, ‘sıkma canını sen’ diye moral verir. Çok sabırlı bir inasandır, hayatımda ağzından kötü bir kelam duymuş değilim.

Bazı kesimler herkesin cumhurbaşkanı olamayacağını düşünüyor. Herkesi kucaklayabilecek yapıda mı sizce?
Fatma Özyurt: Biz de bir insanın açık kapalı olması çok önemli. Değil.(Yanında hayırlı olsun demeye gelen komşunu göstererek)Bakın bu benim komşum ve açık. Kendisi ile çok iyi anlaşıyoruz. Sorun kendisine bizi. Abdullah Gül derler başka bir şey demezler. Çok severler kendisini. Bizim kültürümüzde bütün insanlar birdir. Abdullah beyde öyle bir kültürde yetişmiştir. Herkesi kucaklayacaktır, eşit muamele edecektir. Türkiye ilerleyen günlerde buna şahit olacak. Şunu net olarak söylüyorum Abdullah Gül’ün bizim damadımız olması Allah’ın bize bir lutfuydu, şimdide Cumhurbaşkanı olması da Türkiye’nin bir şansıdır.

Cumhurbaşkanı olduktan sonra görüşebildiniz mi?
Ahmet Özyurt: Tabi ki hem kızımla hem damadımızla görüştük. Başarılar diledik. Sonraki günlerde Ankara’ya gitmeyi düşünüyoruz..

Arayan soran çok mu? Çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Ahmet Özyurt: Çok olumlu tepkiler var. Herkes çok memnun. Telefonlarımız susmuyor, gelip tebrik edenler oluyor. Bir anne babanın yaşayabileceği en güzel duygular bunlar olsa gerek.

Vakit

Güncel Haberleri

Arakçi: Lübnan’la kardeşlik temelinde ilişkilere yeni bir sayfa açıyoruz
X, Mossad casuslarını ifşa eden hesabı kapattı
Miami pazarlığında ABD Avrupa’yı dışladı
İsrail işgal ordusunda ‘tarihi’ kriz: Binlerce asker kaçtı
iPhone Alırken Bir Daha Düşün!