Gazze Özgürlük Şehidlerinin Pak Kanlarına and Olsun Ki...!

Nureddin Şirin

Gazze"ye uygulanan insanlık dışı ambargonun kırılması için tarihi bir sefer başlatan İHH İnsani yardım filosu göstermiş olduğu inanç, azim, kararlılık, cesaret ve adanmışlıkla İslam Ümmeti"nin, Gazze"nin, Kudüs"ün ve Mescid-i Aksa"nın yüzünü öylesine ağarttı ki, artık Türkiyeli müslümanların direniş ve şehadet hattında neleri başarabileceği, nasıl büyük zaferler elde edebileceği ve siyonist düşmanı kahredecek yolun fedakarlık ve adanlışlıktan geçtiği dost düşman bütün dünyaya aşikar oldu.

Bu vesileyle, İslam Ümmeti"ne unutulmaz bir zafer kazandıran bu kutlu kafileye, başta Bülent Yıldırım kardeşimiz olmak üzere, bu kervanda yer alan bütün yiğit bacı ve kardeşlerimize, insanlık vicdanının kükreyen feryadı bütün onur abidelerine, hususen göğüslerini Gazze ve Kudüs için siper edinen, destansı bir direnişle siyonist düşmanın temellerini sarsan ve pak kanları ile en gelişmiş ordulara ve silahlara galip gelen ölümsüz şehidlerimize selam ve tebriklerimizi, minnet ve şükranlarımızı, saygı ve takdirlerimizi sunuyor, bu kutlu seferin kaldırdığı direniş, özgürlük ve onur bayrağını daha da yükseklerde dalgalandırmak için bütün varlığımızla mücadele edeceğimize, hiç bir fedakarlıktan kaçınmayacağımıza ve siyonist düşmana sarsıcı darbeler indirmek için ileri atılacağımıza, onların kanlarını yerde bırakmayacağımıza aziz şehidlerimizin pak kanları üzerine yemin ediyoruz...

İslam ve insanlık tarihi bu destanı kayıtlarına almıştır.

Ne satırlar, ne sayfalar ne de ciltler bu destanı yazmakla bitiremez; hiç bir kalem bu destanı yazmaya güç yetiremez.

Bu kutlu kafilenin sergilediği direniş, İbrahim ile Nemrut arasında, Musa ile Firavun arasında Talut ile Calut arasındaki bir mücadelenin günümüzdeki tezahürü idi...

Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v) ve bir avuç ashabının Bedir"e çıktığında kazandığı zafer gibi, dünyanın en azgın düşmanına karşı boş ellerle, ama derin iman ve irade, İbrahimi ve İsmaili bir teslimiyet ve tevekkül ile kazanılan büyük zafer...

Bu konuda yazacak o kadar çok şey var ki...

Bir taraftan kabaran göğsümüz, diğer taraftan taşan gözyaşlarımız...

Bir taraftan sıkılan yumruklarımız, diğer taraftan pak kanlar üzerine yükselen ahd-u misakımız...

"Sözün bittiği yerdeyiz" demiştik...

Yine aynı sözümüzü tekrarlıyoruz...

"Sözün bittiği yerdeyiz"

Gözlerimizin önünde şehidlerimizin pak kanları..

Tüm şehidlerimizin, Cevdet"imizin parıldayan siması...

"Müminlerden öyle erler vardır ki, onlar Allah"a verdikleri söze sadakat gösterdiler; onların kimileri adaklarını yerine getirdi, kimileri ise beklemektedir"

Bu kafile bir güneş gibi doğdu, öncü oldu, bayrak oldu...

Yeni kafileler yola düşecek,

Yeni destanlar yazılacak,

Yeni zaferler kazanılacak...

Vaadinde hilaf olmayan Rabbimizin "Uğrumuzda mücahede edenleri yollarımaza eriştiririz" buyruğu şiarımızdır...

Artık zillet elbiseleri üstümüzde daha fazla duramaz,

Artık bu ümmeti boş sözler aldatamaz,

Artık yiğitlerin önünü kimse alamaz...

Bismillah, lillah ilellah, fisebilillah ve millet-i ala Resulillah...

BEKLE BİZİ İSRAİL BEKLEDİĞİN HER YERDE

BEKLE BİZİ İSRAİL BEKLEMEDİĞİN HER YERDE...

velfecr