Gazze neyin turnusol kağıdı oldu?

Abdurrahman Dilipak

Erdoğan Gazze’yi kurtaramadı ama Allah (cc), Erdoğan’ı Kassam mücahidlerinin eli ile tehlikeli bir plandan korudu.
Hangi plandan mı?

Gözümüze çok yaklaştırdığımız o kibrit çöpünü uzaklaştırıp ardındaki ormanı görmeye çalışalım.
Kushner!
Trump'ın damadı!
Harvard
'ta hukuk okuyorken CHABAD evinin en aktif öğrencisiydi..
Erdoğan, İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı'nı (Alliance of Rabbis in Islamic States - ARIS) ve bu ittifakın yöneticisi Mendy Chitrik'i Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 22 Aralık 2021 tarihinde kabul etmişti.
Bu kabul BOP ötesi yeni bir sürecin başlangıcı idi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın kıdemli danışmanı ve damadı Jared Kushner, Erdoğan'la Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 27 Şubat 2019 tarihinde 2 saat süren bir görüşme yaptı. 1,5 ay sonra da Berat Albayrak, ABD Başkanı Donald Trump'ı Beyaz Saray'da 15 Nisan 2019 tarihinde ziyaret etti.

Biraz gerilere gidip, BOP’un kuruluşuna bir göz atalım. (BOP), 21. YY başında, George W. Bush yönetimi döneminde ortaya atılan bir siyasi girişimdi. Proje resmen 2004’de G8 Zirvesi'nde açıklandı.. Ortadoğu barış planı fikri 1990'lara ve hatta bazı kaynaklara göre 1973 Yom Kippur Savaşı sonrasına dayanır. BOP, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve bazı Güney Asya ülkelerini (Fas’tan Pakistan’a, Kafkaslar’dan Yemen’e kadar geniş bir bölgeyi) kapsayan bir bölgede siyasi, ekonomik ve sosyal reformlar yoluyla sözde demokrasi ve istikrarı teşvik için başlatılan bir proje. Asıl hedef bölge ülkelerinin sınır, rejim ve iktidar yapılarının değiştirilmesi yanında enerji kaynaklarının kontrolü, İsrail’in güvenliğinin sağlanması ve ABD’nin bölgedeki jeopolitik çıkarlarını güçlendirmesi idi.

Daha sonra bu senaryoya 2017-18 yıllarında Kushner-Dahlan senaryosu da eklendi.
"Yüzyılın Anlaşması" (Deal of the Century) olarak bilinen Filistin-İsrail barış planı Jared Kushner’ın Trump yönetiminde Orta Doğu politikalarını şekillendiren bir aktör olarak öne çıkması ve Muhammed Dahlan’ın BAE ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleriyle yakın ilişkileri, bu senaryonun temellerini oluşturdu..
2017’de Kushner’ın, aile şirketi “Kushner Companies” için Katar’dan finansman arayışı ve bu girişimlerin başarısız olması, ardından Suudi Arabistan ve BAE’nin Katar’a karşı 5 Haziran 2017’de başlattığı abluka, Kushner’ın bölgesel politikalarını etkileyen önemli olaylardır.
Bu dönemde, Dahlan’ın BAE destekli bir figür olarak öne çıktı.
5 Eylül 2019 tarihli Begin-Sadat Center for Strategic Studies’in “Perspective Papers” belgesinde, Dahlan’ın “Yüzyılın Anlaşması” konusunda Suudi Arabistan ve BAE Dahlan’ı desteklediklerini açıkladılar.. Bu dönemde, Kushner’ın Bahreyn’de Haziran 2019’da düzenlediği “Yüzyılın Anlaşması’nın ekonomik ayağı” konferansı bu konuda önemli bir sıçramaya sebeb oldu. Dahlan’ın, Kushner ile 2019’da Bahreyn Manama’da gerçekleşen görüşmeler, senaryonun somutlaştığı bir nokta olarak öne çıkar. Bu nedenle, 2019 yaz’ı bu senaryosu açısından önemli bir tarih olarak önümüze çıkmaktadır. Bu projeye ABD, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, Mısır, Bahreyn, Katar destek vermektedir. Katar Türkiye ile birlikte Gri alanda tutulmuştur. Böylece Hamas üyeleri bu iki ülkede toplanarak faaliyetleri buradan izlenip raporlanmaktaydı. Ve bu durum bilinçli bir tercihti.
Türkiye ile birlikte Kuveyt, Ürdün, Lübnan, Umman ve Yemen’de dışarıda tutulmuştu.
İsrail, Kushner’ın planında kilit bir aktördü.
Dahlan, eski İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman ile birlikte çalışıyor ve Hamas’ın etkisini kırmak için İsrail’in dolaylı desteğiyle hareket ediyordu. Öte yandan “İbrahim Anlaşmaları” çerçevesinde kurulan ilişkiler, İsrail’in BAE, Bahreyn ve diğer Arap ülkeleriyle normalleşmesini sağladı ve Dahlan bu süreçte aktif bir rol oynadı.
Geri bu günlere dönecek olursak, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Beştepe 9 Mart 2022 tarihinde resmi bir törenle karşılandı. Bu ziyaret, 2007 yılından bu yana Türkiye-İsrail ilişkilerinde en yüksek düzeyli görüşme olarak kayıtlara geçmiş ve iki ülke arasında yeni bir dönüm noktası olarak değerlendirilmişti. Görüşmede, Filistin devletinin tanınması ve Türkiye’nin kurulacak Filistin devletinin garantörü olması, enerji işbirliği, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının Avrupa'ya taşınması, Filistin meselesi ve bölgesel istikrar konuları ele alınmıştı.
9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de G20 Liderler zirvesi düzenlendi.
Türkiye 51 sayfalık nihai bildiriyi hiçbir itiraz yapmadan aynen imzalamıştı.
Yetkililer zirve dönüşünde “Uluslararası sistemle birlikte hareket etme” sözlerini bir kez daha yinelemişler, zirvenin mottosu olan “Tek dünya, tek aile ve tek gelecek” politikasına destek vermişlerdi.
Erdoğan Yeni Delhi dönüşü, Netenyahu ile buluşacakları mesajını verirken, 10 gün sonra 78. BM Genel Kurulu için gittiği New York’a 20 Eylül 2023’de “Türkevi”nde buluştu. Görüşmede, Filistin meselesi yanında Türkiye-İsrail ilişkileri, enerji, teknoloji, yapay zeka, siber güvenlik, ve bölgesel konular ele alındığı açıklanırken, Erdoğan ve Netenyahu’nun , karşılıklı resmi ziyaretler gerçekleştirme niyetlerini de ifade etmişti.

Erdoğan, Netanyahu'nun Ekim veya Kasım 2023’de Ankara’ya gelebileceğini de söylemişti. Erdoğan 21 Eylül’de Ankara’ya döndü ve Türkiye’nin kurulacak Filistin devletinin garantörü olacağını söyledi.
16 gün sonra da 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı başladı.
Çünkü Erdoğan yola çıkarken FKÖ ve Hamas yetkililerini anlaşmaları için Erdoğan Ankara’ya çağırmıştı.
Türkiye’nin garantörü olacağı Filistin devleti konusunda bir anlaşma olduğunda, Erdoğan Netenyahu’yu Ankara’ya davet edecek, FKÖ ve Hamasın kabul ettikleri barış planı, Türkiye ve İsrail'in de katılımı ile son şekli verildikten sonra Erdoğan İsrail’e gidecek ve bu barış planının detayları dünyaya ilan edilecekti.
Tabi bu barış planı tarafları da NOBEL’e aday gösterilecekti.
Hamas’ın itirazları İsrail’i rahatsız etmişti.
Öte yandan Kassam Tugayları o gün bu planı bozmak için harekete geçti.
İsrail sınır bölgesini boşaltarak Kassam’ı içeri çekecek ve sonra bir hafta içinde Kassam’ı haritadan silecekti. Gazze halkı da Filistin’e tehcir edilecekti. Hamas’tan itiraz edenler tutuklanacak, ele geçirilen Kassam üyeleri ise İsrail’de yargılanarak cezalandırılacaktı.
İsrail’in Kassam’ın sivil halka saldırdığı iddiası ile başlattığı kampanya da başarılı olmadı. İsrail, Gazzelilere ölümü gösterip hastalığa razı etmek istiyordu. Ama evdeki hesapları çarşıya uymadı. Ankara, Gazze konusunda halktan gelen tepkiler üzerine Filistin davasına sahip çıktığını göstermek için FKÖ Başkanı Mahmud Abbas’ı 15 Ağustos 2024’de TBMM Genel Kurulu'nda konuşturdu.. İsrail'in mutemed adamı (!?) Abbas Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı, milletvekilleri ve davetliler tarafından ayakta alkışlanmıştı.

Olan oldu, bugünlere geldik. İsrail gelip-gidip Suriye’yi vuruyor. Yetmiyor, SDG, PYD ve Dürziler’e Davut Koridoru ve Golan üzerinde, Litani sahilinde doğu Akdeniz’e liman açmaya çalışıyor. Dostumuz Stratejik ortağımız, müttefikimiz ABD’de Ürdün topraklarındaki Tenef üssünden bunlara destek veriyor. Zaten ABD, Suriye’deki askeri tesislerini SDG’ya devretmiş durumda. Bugüne geldiğimizde, İstanbul’daki “Savunma Sanayi Fuarı”na İsrail firmalarının katılması engellenmedi. Buna karşı çıkanlar gözaltına alındı. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF), 1993 yılında “Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı” (TSKGV) tarafından ilk kez düzenlenen, İstanbul'daki son 17. IDEF 2025 olarak 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenmişti. Ve bu fuara boynunda Filistin atkısı ile gelenler bile alınmamış, İsrail’den katılan firmaları protesto edenler ise gözaltına alınmıştı.

İsrail’le ticaretimiz hiç Ticaret kesilmedi, İsrail’de askerlik yapan ve aynı zamanda Türk vatandaşı olanlara dokunulmadı. Netenyahu da, Kushner de Chabat’ın bölge merkezi İstanbul, ciddi bir Yahudi göçü yaşandı ve bu kişiler Vatandaş yapıldı. 28-29 Eylül’de Hahambaşılık seçimi var Ağustos sonuna doğru da adaylar belli olacak.. Gazze’ye ekmek ve su bile ulaştırılamadı. (Salı akşamı Aşdod limanına Türkiye’den insani yardım gönderildiği haberi geldi. Mısır tarafında yüzlerce TIR yardım beklerken Türkiye’nin AŞDOD üzerinden gönderdiği yardımın akıbeti, önümüzdeki günlerde belli olacak. Ancak bu arada Mısır, Katar ve Suudi Arabistan ve Dahlan Grubu ülkeler, aynı gün, Gazze’nin silah bırakması, ve Hamas yönetimin kendini feshetmesi çağrısında bulundu). Lahey grubunun eylem planı bile imzalanamadı.
Ne Hz. Ömer beyannamesinden söz eden oldu bizden, ne de Arz-ı Mev’ud’dan.
Ama onlar hep Hazara’dan, Karay birliğinden, Nuhi yasalardan, İbrahim ittifakından, Davud koridorundan söz ettiler.
Biz sadece uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırabildik.
Allah (cc) kordu da, “Osmanlı Milletler topluluğu”nun sınır, rejim ve iktidar yapılarını ABD ve İngiltere ile birlikte yanımıza Mısır’ı da alarak, Batılı devletlerin Uluslararası sitemin Norm’larına göre yeniden yapılandırmak için örgütlenen BOP eş başkanlığı üzerine bir de kurulacak çerçevesini İsrail’in çizdiği kukla Filistin devletinin garantörü olmadık.
Bu saatten sonra artık inşallah kimse BOP’u ağzına almaz.
Filistin devleti planında Müslümanları kandırmak için bir de promasyon bulmuşlardı, kurulacak bu Filistin devletinin başkenti, sur içi Kudüs’ün, kutsal mekanında değil, Modern Kudüs’ün Doğu banliyölerinden birinde bir yer olacaktı.. Türkiye, Mısır ve Suudileri de, yanlarına alınca kimse itiraz edemeyecekti.

Allah (cc), Erdoğan’ı Kassam mücahidlerinin eli ile böyle tehlikeli bir plandan korudu.
Sanırım birileri FETÖ’yü gözlerine çok yaklaştırınca arkasındaki ormanı göremediler.
FETÖ’de kendini gizlemek için Ergenekon ve Balyoz gibi senaryolar üretmişlerdi.
İnsanların bazı gerçeği görmesini engellemek için birileri tarihten bir perde, ya da hayali bir gelecek senaryosu ile inşaların asıl gerçeği görmesini engelliyorlar. Kimileri, her ekonomik krizden sonra petrol bulur bu memlekette, karaları bitirdik, denizlerin dibini deliyoruz.
Ama Karadeniz’de denizin 50 metre altındaki Hidrojen Sülfürü görmüyor gözlerimiz her nedense.
Sahi bütün bu olanlar olurken Beştepe’deki uzmanlar, bilim ve politika kurulları, danışmanlar ne yapıyorlar. Yoksa onlar bu işin aracılığını mı yapıyorlardı. McKinsey örneğinde olduğu gibi, Peki MİT, EGM, MGK, Dışişleri, TSK, bizim Media ne yapıyordu?
Beni “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler” diye tanımlayıp hedef gösterdiğim için onlar sanık sandalyesine oturtmuş olmasınlar. Tabi onların bir de “Papatyaları” vardı onlarla beraber.

Gazze bir turnusol kağıdı görevi yaptı, kim kimdir bize gösterdi. Allah hiçbir İslam ülkesi yönetimine bu şerefi vermedi. Gazzelileri şehadetleri ile kendi katına almaya devam ediyor. Bugünlük de bu kadar . Selam ve dua ile.

NOT: SON DAKİKA: Hanzala’ya yine İsrail tarafından el konuldu. Katliamlar devam ediyor. ABD, Rusya, İngiltere ve AB arasındaki soğukluğun, Karay, Hazara, Nuhi yasalar, İbrahim buluşması projesinin hayata geçirilmesine mani olmaması için CHABAT, ABD İngiltere, Rusya arasında mekik dokuyor.