G20

Abdurrahman Dilipak

G20 Endonezya’da Bali adası'nda 15-16 Kasım'da gerçekleşti.. Erdoğan’ın Türkiye’den ayrıldığı gün İstiklal Caddesinde bir terör saldırısı gerçekleşmişti. Sonuçda dağ fare doğurdu. Nerede ise bir dünya savaşı başlayacaktı. Rusya Ukrayna’nın enerji santrallerine ve trafolarına füzeler fırlatırken, Polonya’ya da iki füze düştü. Polonya NATO’yu acil toplantıya çağırdı. NATO ülkelerinin katıldığı toplantıya Türkiye çağrılmadı. Neyse ki, saldırının Rusya’dan olmadığını duyurdu Biden. Zaten Rusya da saldırı iddialarını reddetmişti. ABD bu sebeple cevap vermeyeceklerini söyledi de, peki kim saldırdı! Belki de bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Bakalım bundan sonra gelişmeler ne yönde olacak.

Hatırlarsanız 1. Dünya savaşı da bu bölgede bir Sırb’ın, Avusturya Macar imparatorluğu veliahdına saldırısı ile başladı. Hitlerin Polonya’ya girmesi de, Polanya askerlerinin bir Alman sınır karakoluna saldırısı bahanesi ile başlamıştı. Polonya Almanya ile Rusya arasında sıkışmış bir ülke.

G20, 26 Eylül 1999’da D7’nin oluşturduğu bir grup. G7 Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’dan oluşuyordu. G7’de, BM GK’yi oluşturan 5 devletten Çin ve Rusya yoktu. G20’de Çin ve Rusya yanında diğer ülkeler de listeye eklendi. Bugün G20 listesinde şu ülkeler var: Almanya, ABD, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği.

Aslında 2. Dünya savaşı yıllarında, “yeni dünya düzeni”nin şekillenmesi için Tahran, Yalta, Postdam’da ağırlıklı olarak ABD, İngltere ve Rusya vardı. İki kutuplu dünya bu Şeytan üçgeni içinde şekillendi.

Bir de D8 vardı 1997, Denver, Colorado, ABD’de kurulan. Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Rusya, İngiltere ve ABD ülkelerinden oluşan bu ülkeler dünya ekonomisinin yaklaşık %65'ini temsil ediyordu.

D7 aslında 1975’den beri her yıl toplanıyor. Bizim G8’in ilham kaynağı da aslında bu oluşumdu. D-8 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, 1996 yılında 54. Türkiye Hükûmeti Başbakanı Necmettin Erbakan önderliğinde kurulan ekonomik işbirliği teşkilatıdır. Üye ülkeler, Avrupa grubunda Türkiye, Afrika grubunda Mısır ve Nijerya, Asya Grubunda Endonezya, Malezya, Bengladeş, Pakistan ve İran yer almaktadır.

Farkında mısınız, bir zamanlar “Dünya 5’den büyüktür” derken, gelinen noktada sağlık, gıda, iklim, çevre, toplumsal cinsiyet, enerji, savaş, dijital dönüşüm gibi konularda BM ile birlikte hareket ediyoruz.

Bu seneki zirve birlikte toparlanma daha güçlü toparlanma ana teması altında icra edildi de sonuçta havanda su dövmekten başka bir şey yapmadılar, görüntüde.. Erdoğan toplantıya giderken “Türkiye olarak salgının sağlıkla ilgili boyutunun atlatıldığı bu dönemde birlikte toparlanma anlayışıyla yürütülen çalışmalara yoğun katkı sağladık. Küresel gündemin en üst sıralarında yer alan gıda ve enerji güvenliği zirvenin de temel başlıklar olarak tespit edilmiştir. Özellikle korona virüs salgını ve Rusya Ukrayna savaşı günlük hayatımızı doğrudan etkileyen bu kritik başlıkları ilk sıraya yerleştirdi.”

Bidenle çok kısa, adeta ayaküstü bir görüşme olmadı. Putin gitmedi, Ukrayna krizi tırmandı. Biden’in ülkesine dönmesi ile ABD’nin iç ve dış politikasında yeni adımlar atılması bekleniyor.

The Telegraph’ın haberine göre “Microdrones AI” adı verilen suikastçı dronlar kitle imha silahları olarak kullanılmaya başlayacak.. MI6, Rusların savaşta kullanılmak için Kiev'e 850 Black Hornetmikro drone” gönderdiğini söyledi. 15 cm.lik bu dronlar kameraları ile görüntü yolluyor ve yakında silahlanacaklar. Füze savaşı bugündü, yarın Dronlar, RF ve Laser silahları devreye girebilir. Tabii Humanoid askerler de!

ABD Dışişleri Bakanlığı: “ABD, sözde 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınması yönündeki açıklamaları reddediyor. Türk Devletleri Teşkilatı'nın uluslararası tanınırlığı olmayan bir varlığı gözlemci olarak kabul etme kararından dolayı üzüntü duyuyoruz.” diye bir açıklama yapt. Fransa Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesi yönünde bir çağrı yaptı ve Azerbaycan’ı yaptırım yapılacak ülkeler listesine aldı.

Kissinger Global reset öncesi Albert Pike’nin mektubunda işaret ettiği olayları bekliyordu. CIA da o konuda Kilise ile Cami arasında geçecek bir savaştan söz ediyordu. 3. Dünya Savaşı bir ‘dinler savaşı’ olabilir mi, hani şu Fukuyama’nın sözünü ettiği “Tarihin sonu”nu getirecek, Huntington’un sözünü ettiği bir medeniyetlerarası savaş ve sonrasında, Yeni bir din, yeni bir küresel hükümet, yeni ekonomik model üzerinde çalışıyorlar. Bir yandan Türkiye’yi pilot bölge, halkımızı Plandemi ve mRNA’da olduğu gibi DENEK ve Türk dünyası, balkanlar ve İlam dünyasına karşı da uyumlu bir rol model olarak kullanmak istiyorlar.

Şu günlerde malum medya, "8 milyar olduk, dünya bunu kaldırır mı?" yaygarasının ardından şimdi de "3. Dünya Savaşı mı çıkacak?" tartışmaları yapılıyor.

Dünyada garip şeyler oluyor. Zor bir dönemden geçiyoruz. Sabır.

Selam ve dua ile.

5Gvirusnews