Filistin

Merve Kavakçı

Annesi babası Filistin topraklarında doğmuş, evlerinden sürülmüş ve fakat vatanını, yuvasını unutmamış bir neslin, Batı dünyasında doğan çocukları da davalarının bağlılığı içinde nerelisiniz sorunuza Filistin diye gururla cevap verirler. Oysa orayı ne görmüşlerdir, ne de orada doğmuşlardır. Ve daha da önemlisi Filistin olarak resmi anlamda tanınan bir yer de yoktur. Oysa onlar Filistinlidir ve oraya olan aidiyetlerini kimse kalplerinden söküp çıkartmaya güç yetiremeyecektir.

Hatırlıyorum, Harvard’da bir kız öğrencim paylaşmıştı. Havayoluyla seyahati sırasında sırtında taşıdığı öğrenci çantasının üzerinde Filistin bayrağı olduğu için hemen kenara çekilmiş ve sorgulanmıştı. Belli ki Amerikan otoritesini o denli rahatsız etmişti ki, sorgulama ihtiyacı duymuşlardı. ABD gibi süper bir gücün “tanımadığı” bir insan topluluğu nasıl olur da bir aidiyet oluştururdu. Bir başka ifade ile, ABD’nin siyam ikizi olmakta hissettiği gururu her fırsatta paylaştığı İsrail’in işgal etmiş olduğu topraklar nasıl olurdu da İsrail’den bağımsız bir isimle anılabilirdi. Asıl canlarını sıkan buydu zaten. Filistin’in bayrağının olması, sırt çantasında taşınması aynı zamanda İsrail’in işgalciliğine açık bir meydan okumaydı da. Bu durumda İsrail, geçerli, hukuki çerçevede kurulmuş bir ulus devletten çıkıyor, diğer halkların topraklarını gasp etmiş bir işgalci konumuna düşüveriyordu. Bu da ABD’nin tahammülünün olmayacağı bir şeydi. Mevzubahis İsrail olunca Amerikan siyasetinde fazlaca kullanılan “şartsız bağlılık” referansı da buna işaret ediyordu zaten.

Ve fakat hep böyle gitmeyebilir. Elbette hiçbir şey statik olamayacağı ve bu eşyanın tabiatına aykırı olduğu için dünya siyaseti de değişkenliğe açık. Bunun en bariz örneklerinden birini Filistin konusunda görmekteyiz. One Minute ve akabinde bir yılı biraz aşkın bir süre sonra gerçekleşen Mavi Marmara olayları Filistin davasında önemli birer dönüm noktası oldular. Bush yönetiminden sonra Obama gibi dünyadaki bütün “öteki”leri temsil edeceğine ilk etapta inanılan bir liderin İsrail konusunda Filistin taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmış olsa da ok yaydan çıkmıştı bir defa.

Önce UNESCO Filistin bayrağını tanıyacağını ilan etti. Öyle de oldu. ABD ve İsrail’in bütün mahalle başkılarına rağmen UNESCO dirayetli davrandı ve taviz vermedi. Aradan yıllar geçti, şimdi sıra Birleşmiş Milletler’de. Çarşamba günü Filistin Başkanı Abbas, BM Genel Sekreteri Banki Moon ve Başbakanımız Davutoğlu’un da katıldığı bir törenle NY’taki BM merkezinde Filistin bayrağı göndere çekildi. BM’ye üye 193 ülkeden 130 tanesinin desteğini alan Filistin artık diğer ülkeler gibi New York semalarında bayrağıyla da sembolize edilecek.  Amerika’ya, İsrail’e rağmen.

Tarihe önemli bir not düşüldü.

yeniakit