Erbain'de Şikayetim Sanadır, Ey Zeyneb!

Nureddin Şirin

Erbain"

Şehadetin kırkı, Zeyneb"in günü"

Kimdi Zeyneb, nasıl tanımıştık onu, ne öğretmişti bize?

Zeyneb, yani; hicab ve direniş!

Zeyneb, yani; esaret ve mazlumiyet!

Zeyneb, yani; zalimin karşısında korkusuzca haykırış!

Zeyneb, yani; direnişin dili, sözcüsü, mesajın taşıyıcısı!

Zeyneb, yani; mazlumların feryadı, mahbusların şefkat kanadı!

Azerbaycan"da yaşananları ve bunun karşısında ortaya çıkan tavırları ne ile ve nasıl izah edeceğiz?

"Bizler, başı mızraklar ucunda saraylara götürülen İmam Hüseyin"in çocuklarıyız! Şehid olmaktan, zindanlara atılmaktan korkmayız!" diye haykıran yiğitler, zamanın yezidlerinin karşısında İslam"ın mukaddesatını savunup "hel minnasirin yensuruni" diye haykırdıklarında, yanlarında görmek istedikleri kardeşlerini gerçekten görebildiler mi?

"Ey Hüseyn can! Dün Kerbela"da senin yanına, yardımına gelemedik. Ama bugün geldik Ey hüseyn! Senin adınla, senin yolunda uğruna şehid olduğun bu dini savunmaya geldik!" diyerek göğüslerini Aliyev adlı Hermele"lerin mızraklarına siper edinenler, tutulup götürüldüğünde yanlarında görmek istedikleri kardeşlerini gerçekten görebildiler mi?

"Biz burada Kerbela mektebini göstereceğiz, bizi hapislerle, ölümlerle korkutacaklarını sanmasınlar" diye kükreyip ayağa kalkanlar mahbeslere konulduğunda yanlarında görmek istedikleri kardeşlerini gerçekten görebildiler mi?

Eğer bugün bizler, bu direniş okulunun hesapsız, pazarlıksız bağlıları olabilseydik, acaba etraftan dolaşmanın, sözüm ona birtakım bahanelerin ve maslahatların arkasına gizlenmenin dayanılmaz hafifliğine düşer miydik?

Acaba utanmak ne zaman olur, ne zaman utanır insan?

Ey kolları bağlı esir Zeyneb, şikayetim sanadır!

Ey sinesi gam dolu mazlum Zeyneb, şikayetim sanadır!

Ey feryadlarıyla zulüm saraylarını sarsan Zeyneb, şikayetim sanadır!

Ey, Hüseynî direnişin bayrağını kaldıran Zeyneb, şikayetim sanadır!"

İki oğlunu katligaha getirip de Hakk için kurban sundun!

Ellerin bağlandı, esir oldun, yine susmadın!

Mızraklar döndü üzerine, baş eğmedin!

Peki ne oldu bunlara, senin adını dillendirip de kaçanlara?

Ne oldu bunlara, Zeyneb deyip de yerinde çakılıp kalanlara?

Ne oldu bunlara, yarı yolda bırakıp uzaklaşanlara?

Ne oldu bunlara, insanları "velayet"le aldatıp duranlara?

Ey, kıyamın mesajını sarayların duvarlarına haykıran onurun sesi!

Ey mazlumların âhını zorbaların yüzüne çarpan, şefkat annesi!

Bize bıraktığın miras nerede şimdi?

"Zeyneb" deyip "Zeyneb"leşenler nerede şimdi?

İçim buruk, sinem dolu,

Erbain"de şikayetim sanadır Ey Zeyneb..!