Enerji kaynakları üzerinden yürüyen savaşlar

Merve Kavakçı

İnsanlığın ilk devlet tecrübesi toprak üzerinden olmuştur. O zamana kadar ortaklaşa kullanılan kaynaklar ve yine ortaklaşa tüketilen eşya ve mallar ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ anlayışı üzerinden yürütülürken, edinme ve kazanma kültürünün insanlık tarafından benimsenmesiyle hiyerarşiler oluşmuş, bu katmansal ilişkiler zinciri içinde yeni bir yönetme anlayışı gelişmiştir. Buna göre herkes eşit değildir, insan denen varlık malı, mülkü olduğu kadar zengindir. Bu alım-satım gücüyle de doğru orantılı olarak gelişen güç ve prestij zinciri mevcuttur.

İçinde bulunduğumuz çağın dünya siyaseti de benzer toprak savaşları üzerinden yürüyor. Zannetmeyin ki insanlık o çağlardan bu çağlara çok büyük gelişme kaydetti ve değişti. Hayır. İnsanoğlu her yerde her daim aynı. Nefis onunla beraber. İçinde. İnsan insan olmaya, hırslarına ya teslim olmaya veyahut onlara karşı mücadele etmeye devam ediyor. Bugünkü retorik adı geçen o günlerden daha farklı, maskeler değişmiş, arkasındaki yüz ve motive eden güç yine aynı. Eski çağlarda siyasetin daha saf ve temiz semboller üzerinden ilerlediğini düşünürsek daha dobra ve mert olan insan bugün arkasına sığınacağı maske ve mazeretleri de kitabına uydurarak hazırlıyor.

Düşününüz, dünyanın siyasi anlamda en önemli gücü olmaya devam eden ABD toprak hırsını demokratizasyon bahanesinin arkasına sığdırmak zorunda kalıyor. Bunu yaparken de kendi uydurduğu yalana önce kendisi inanıyor ve ‘ne yapıyorsak insanlık için...kendimiz için hiçbir şey istemiyoruz’ babında fedakarane tavırlara sığınıyor. Mesele insan odaklı demokratik yönetim olsa, işkenceyi bir siyaset yönetimi olarak sistematik şekilde kullanmak niye... Bu hafta ABD Kongresi’nin açıkladığı CIA raporu tam da bu tezatlık teşkil eden akıl almaz gerçeklerden bahsediyor. Bir taraftan dünyayı Saddam Hüseyin gibi diktatörlerden kurtaracağız diyeceksin, diğer taraftan onun yaptığı zulümlerden geri kalmaz zulümleri kendin yapacaksın. Bir taraftan insan hakları dersi vereceksin dünyaya, diğer taraftan Esad’ı karşına almayacak, ayak sürüyeceksin. Kısacası, zalimin ve mazlumun kim olduğuna bakarak siyasetini geliştireceksin... İki yüzlülüğün bu kadarını başka bir şekilde tasvir etmek lazım, ahlak yoksunluğu bu.

Bütün bunların temelinde de enerjiyi içinde barındıran topraklara el koyma hırsı yatıyor. Koalisyonlar bunun üzerinden kuruluyor, dostluk ve düşmanlıklar bunun üzerinden geliştiriliyor. Bloklar, enerji endeksli siyaset üzerinden oluşturulup korunuyor. ABD blokuna karşı, son zamanlarda daha da bariz şekilde gördüğümüz Rusya blokundaki kıpırdanma da bundan... Aynı şekilde Amerika ve Avrupa’nın Rusya eksenli bu hareketlenmeden duyduğu rahatsızlık da... Ortadoğu-Avrasya şeridi, bu sıcak tartışmaların merkezi olmaya devam edecek.

yeniakit