Elçi neden gitti? Suriye için düğmeye basıldı mı?

İbrahim Karagül

Terörle öfkelendik, depremle üzüldük. Öfkemiz ve acımız hala devam ediyor ama bizler, öfkemizi merhamet operasyonuna, dayanışma örneğine dönüştürmeyi bildik. Ancak bu şekilde öfkelerimizin üstesinden gelebileceğimize bir kez daha tanık olduk.

Ama etrafımızda fırtınalar kopuyor. Kendi dertlerimize odaklanırken bunları da bir şekilde takip edebiliyor olmalıyız. 'Arap Baharı'nın ilk ülkesi Tunus'ta seçim yapıldı ve İslamcılar zafer ilan etti. Birkaç yıl içinde "Sudan'dan Suriye'ye Müslüman Kardeşler kuşağı oluşacak" tezi biraz daha netleşti.

Libya'da Kaddafi'nin hazin sonu ve "yeni Libya"ya ilişkin yoğun tartışmalar yaşanıyor. Bir süre sonra Körfez bölgesinde Şii ayaklanması beklentisi hakim. Bu da, İran-S. Arabistan çatışmasını şiddetlendirecek demektir. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması tartışılırken, küresel ekonomik kriz özellikle Batı'da jeopolitik çözülmeleri artırıyor. AB'nin merkez ülkeleri arasında ciddi tartışmalar yaşanıyor.

Ama bizim için en acil, yakın tehdit Suriye olacak. Düşük yoğunluklu iç savaş, korkulan anlamda mezhep üzerinden kanlı bir iç savaşa dönüşür mü? Dönüşürse, İran'dan Lübnan'a kadar nasıl bir etki uyandırır? Bu genel istikrarsızlık döneminde PKK nasıl bir bölgesel 'kart'a dönüşür?

Öyle görünüyor ki, Suriye düğümünün çözülmesi, Suriye üzerindeki Büyük Oyun'un sıcak çatışma olarak ortaya çıkması bütün ülkeleri derinden sarsacak. Tabi en başta İran, S. Arabistan ve Türkiye'yi. Son günlerde, bu eğilimin arttığına yönelik işaretler var.

ABD'nin Suriye Büyükelçisi Şam'dan ayrıldı. Aynı şekilde Suriye de Büyükelçisi'ni geri çağırdı. Irak işgalinden sonra "ABD müdahalesi" beklenirken beş yıl aradan sonra Suriye'ye gönderilen Büyükelçi Robert Ford, Suriye muhalefetine tam ve açık destek veriyordu. Hama'ya gidiyor, beyanlarıyla Şam yönetimini çaresiz bırakıyordu. Gerilim zirvedeydi ama Büyükelçi'nin ülkeyi terketmesi gibi bir durum söz konusu değildi. Peki ne oldu da bu ani karar verildi?

Bu bir işaret mi? Suriye'ye yönelik "müdahale sinyali" mi? BM Güvenlik Konseyi'nde bir önceki karar tasarısı Rusya ve Çin'in tepkisiyle başarısız olurken ABD ve Avrupalı ülkeler bundan sonra nasıl bir politika izleyecek?

Libya'ya yönelik NATO müdahalesi sonra erdi. Artık kaynak paylaşımı ve yeni yönetimin inşası zamanı... Kaddafi'nin öldürülmesinden sonra "özel hesaplar" dışında Libya dosyası kapatılmış olacak.

Libya'dan sonra gözlerin Suriye'ye çevrileceği, Suriye cephesinin açılacağı, bu ülkeye de Libya benzeri bir müdahale yapılacağı zaten düşünülüyordu. Ancak Kaddafi yalnızdı. Hem kendi halkı tarafından hem bölge ülkeleri tarafından hem de Batı tarafından yapayalnız bırakılmıştı. Güvenlik Konseyi'nde alınan Libya kararında Rusya ve Çin adeta aldatılmıştı.

Suriye ise öyle değil. Esad yönetiminin etrafında bir tür ideolojik örgüt mantığı ile kenetlenmiş, istihbarat ve askeri yapılanma var. Bu yapı, Suriye halkının belli bir bölümü tarafından kayıtsız şartsız destekleniyor. Suriye'ye Libya modelini uygularken aynı sonuçların alınamayacağı düşünülmeli. Benzer bir müdahale olduğunda, iç savaşın kaçınılmaz olacağı, mezhep eksenli bir direniş gelişeceği, bu direnişin ise İran ve Hizbullah gibi örgütler tarafından şartsız destekleneceği bilinmeli.

Yine de Büyükelçi'nin Suriye'yi terkedişi hiç de öyle sıradan bir olay değil. Önümüzdeki günlerde hareketli günlerin başlayacağını, iç çatışma hatta müdahale senaryolarının hızla gündeme getirileceğini beklemeliyiz. Peki sonrasında ne olacak?

İran doğrudan Suriye'ye müdahil olacak. Hizbullah müdahil olacak. Körfez ülkelerindeki Şiiler ve Irak'taki Şii yönetim hiç de yerinde durmayacak. Bu çerçevede Türkiye-İran ilişkileri alabildiğine gerilecek. PKK saldırıları tırmanacak. Ankara ile Tahran arasında teröre karşı ortak mücadele azminin yenilenmesi Suriye meselesine nasıl yansır bilemiyoruz ama PKK'nın son saldırılarının Suriye'deki gelişmelerden bağımsız olmadığını artık hepimiz biliyoruz.

Tam da bu dönemde, Türkiye'nin terör operasyonu, zamanla kapsamını genişletip başka bir hal alır mı? Bekleyip göreceğiz. Ancak PKK saldırıları, terör operasyonları Suriye'ye yönelik müdahale senaryolarından hiç de bağımsız değil. Depremin yaralarını sarmayı tamamlamadan yeni ve bu sefer Suriye sınırlarını bile aşan bir bunalımla yüzleşecek gibiyiz.

Büyükelçi'nin gitmesi Suriye mesaisinin başladığı anlamına geliyor... Suriye için düğmeye bastılar...

 

yenişafak