Düşmanın yeni “teslim alma” taktiği: Algı Operasyonu!

Hasan Karakaya

Kırk yıl düşünsem; Doğu Perinçek’in bir yazısından “alıntı” yapacağım aklıma hiç gelmezdi... 

Oldu işte...

Doğu Perinçek, önceki günkü Aydınlık’ta “Algıya teslim olmak” başlıklı bir yazı yazmış ve özetle demiş ki;

“Düşmana, yalnız namluyu dayadığı zaman elleri havaya kaldırarak teslim olunmaz... Algıya teslim olmak, silaha teslim olmaktan daha hafif bir teslimiyet değildir!..

Algıya teslim olanlar, silâha haydi haydi teslim olurlar!.. Yönetilen algılara karşı savaş, gerçeklerin savaşıdır.”

Çok doğru bir tesbit...

Köroğlu’nun; “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” demesi gibi, “Algı operasyonları”nın icat olmasıyla birlikte de, “Namlu operasyonları”nın pek hükmü kalmadı.

Çünkü, günümüz operasyonları “Algı” üzerinden yürütülüyor, insanlar “algı” ile teslim alınmaya çalışılıyor... Dolayısıyla; “algı yönetimi”ne karşı verilen savaş da, “gerçeklerin savaşı”oluyor.

GÜLEN’İN SARAYLARINDAN N’AABER?

“Paralel Medya ve onun Taraf’ında tetikçilik yapan” gazeteler, “Hükümet’e karşı darbe amaçlı kirli 17-25 Aralık Operasyonları”nda yürüttükleri kampanyada, “yolsuzluk ve rüşvet”kavramlarını kullanıyorlardı!..

Ama, millet bunu yemedi.

AK Parti ve Tayyip Erdoğan’a teveccüh daha da arttı, “30 Mart ve 10 Ağustos seçimleri”nde, Paralelciler “ağır bir hezimet”e uğradılar!..

Tabiî, “yenilen pehlivanın güreşe doymaması” gibi; bunlar da “rezil” olmaya doymadılar ve bu defa da “Cumhurbaşkanlığı Binası” üzerinden yeni bir “Algı operasyonu” yürütmeye başladılar!..

Yeni operasyonun adı: İsraf!”

“1 Milyar 370 Milyon”a bina olur muymuş?.. Bu bir “israf” değil miymiş?.. Bu parada “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” da varmış!..

Şimdi sormak lâzım değil mi;

“Cumhurbaşkanlığı binası”için harcanan para “israf”tır da; “Bir gülümsemesine mal varlığımı bağışlarım” diyenAkın İpek’in, ve içinde Ankara Gölbaşı’nda “Fetullah Gülen için yaptırdığı malikane” için harcanan para “israf” değil midir?..

Ya da; İşadamı Sami Şentürkler’in; “Türkiye’ye Humeyni gibi dönmeyi” hayal eden ve kendini  “Kainat İmamı” olarak gören Fetullah Gülen için yaptırdığı “Uludağ ve Marmara Denizi manzaralı, olimpik yüzme havuzlu görkemli saray” için harcanan parada, “tüyü bitmemiş yetim”in hakkı yok mudur?..

Dün, Ali İhsan Karahasanoğlu kardeşim yazdı... “Cumhurbaşkanlığı binasına harcanan paranın dörtte biri” değerindeki bir arsayı;  “Paralelci işadamları” tarafından kurulanTUSKON’un “işgal” etmesi, “haram” değil midir?..

TUSKON, o binayı “komik bir bedelle” kiralarken, “israf ve yetim hakkı” niye gelmedi aklınıza?..

Peki, “Devlet” ne yaptı?..

TUSKON’un el koyduğu o arsayı geri alıp, “440 milyon lira”ya sattı ve “işgalci”leri kovdu!..

Demek oluyor ki;

“TUSKON’unki gibi, Paralel’in çöreklendiği dört arsa”ya daha el konulsa,“Cumhurbaşkanlığı binası”nın parası çıkacak!..

Kaldı ki; Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Binası”nda, TUSKON’cular gibi “49 yıl boyunca” çöreklenmeyecek!.. O bina, “milletin malı” olduğu için, 5 yıl sonra “milletin seçtiği yeni Cumhurbaşkanı”na terkedilecek!..

Yani, orası; “Tayyip Erdoğan’ın babasının tapulu malı” değil!..

Görevi bitince, gidecek!..

ATATÜRK’Ü İLAHLAŞTIRAN KİM?

Ama, Paralel Medya’nın öncülük ettiği, “Paralelcilerin kucağında oturan CHP”nin de destek verdiği bir “algı operasyonu” yürütülüyor.

Önce, CHP’lilere soralım:

Sizler; Merhum Adnan Menderes tarafından yaptırılan “Vatan Caddesi”ne bile; “Buraya uçakmı indireceksin?” diye karşı çıkmamış mıydınız?..

Sizler; Boğaz Köprüsü’nün temeli atıldığında, “Biz oradan geçmeyiz!” diyerek ayak diretmemiş miydiniz?.. 

Ben, sizin “karın ağrınız”ın sebebini çok iyi biliyorum... 

Siz, “Atatürk’ün hatırası” diyerek “Çankaya Köşkü” üzerinden vurmak istiyorsunuz Tayyip Erdoğan’ı!..

Öyle ya, bir zamanlar;

“Ne örümcek,ne yosun

Ne mucize, ne füsun

Kâbe Arab’ın olsun

Çankaya bize yeter!”

Diyen, sizlerdiniz...

Ben bilmez miyim sizi?..

Siz ki; Atatürk’ü “yüceltmek”, onu “kutsallaştırmak” ve hatta “ilahlaştırmak” için, ona hâşâ“Peygamber” ve “Allah” bile dediniz!..

Evet, Çankaya Köşkü’nü “Kâbe” ile eş gördünüz, Atatürk’ü de “Türklerin tanrısı” ilân edip, ilahlaştırdınız!..

Şimdi; “Çankaya Köşkü’nü boşaltıyor, yeni Cumhurbaşkanlığı Binası’na taşınıyor” diyerek,“Atatürk’ün hatırası”na sahip çıkıyor ayaklarına yatıyorsunuz!..

İyi de; Cumhurbaşkanlığı Binası’nın inşa edildiği Atatürk Orman Çiftliği de “Atatürk’ün hatırası”nı taşımıyor mu?..

Ne var bunda celallenecek?..

Ama, karın ağrınız başka!..

1 MİLYON’A İNÖNÜ HEYKELİ!

Her neyse, gelelim başka bir mevzuya... Ama önce kısa bir “bilgi” aktaralım:

“Gezi Parkı’nın bulunduğu yere 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası adıyla Rus ve Hint mimarisinden izler taşıyan ana gövdesi iki katlı, soğan kubbeli ve kule görünümlü, köşeleri ise üç katlı olan bir topçu kışlası yapıldı. 

1944’te Taksim Gezisi’nin Taksim Meydanı’na bakan ön (güney) kısmına, dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün at üzerindeki heykelinin kaidesi inşa edildi ancak heykel hiçbir zaman dikilmedi... 1950’de Demokrat Parti iktidara geldikten sonra da, atlı heykel uzun süre bir depoda bekletildi, sonunda kaide söktürüldü, heykel bu parka değil, Maçka’daki Taşlık Parkı’na dikildi. Taksim Gezi Parkı uzun bir süre İnönü Gezisi olarak adlandırıldı.”

Bu “kısa bilgi”den sonra, gelelim sorumuza: Bugün, “Millet açken, Erdoğan Saray yaptırıyor” diyen sizler, “İnönü Gezi Parkı” yapılırken, acaba ‘millet ne yiyordu?”, hiç haberiniz var mı?..

Ben söyleyeyim:

“İnönü Gezisi” adı verilen o park yaptırılırken, millet; “hayvan yemi karıştırılmış ekmek”yiyordu, iyi mi?.. CHP’liler, bir yandan “Savaş vardı, İnönü ne yapsın?” diyorlar ama, bir yandan da “İnönü Parkı” yaptırıyorlardı!..

Hadi, “park” neyse de, ya o parka dikilmek için 1943’te yaptırılan “At üzerinde Asker Üniformalı İnönü Heykeli”ne ne demeli?..

Viyanalı Heykeltraş Belling’e yaptırılan “Asker Üniformalı İnönü” heykeli için “kaç para”harcanmış, biliyor musunuz?..

Yine ben söyleyeyim:

“1 Milyon Lira!”

Evet, evet;

“1 Milyon Lira!”

Ne zaman?..

“1943 yılı”nda!..

“1 milyona İnönü heykeli”  yaptırıldığı yıl, “Türkiye’nin bütçesi 603 milyon lira” imiş!..

Dediğim gibi, o yıllarda; “millet, ekmeği karne ile alıyor” ve de “hayvan yemi karıştırılmış ekmek” yiyordu!..

Bugün, Erdoğan’ı “israf”la suçlayanlar, hiçbir halta yaramayacak “İnönü heykeli” için harcanan “1 milyon lira” için ne derler acaba?..

İŞARET FİŞEĞİ YAHUDİ MEDYASINDAN!

Yazıya “Algı Operasyonu” ile başladık, yine oradan devam edelim...

“Cumhurbaşkanlığı Binası” ile ilgili “ilk haber”lerin nerede çıktığını yani “ilk işaret fişekleri”nin nereden atıldığını biliyor musunuz?..

Financial Times’tan!..

The Economist’ten!..

Ve New York Times’tan!..

Peki, bu gazetelerin patronlarının “Rothschild Ailesi” yani “Yahudiler” olduğunu biliyor musunuz?!?..

Bilesiniz ki;

Bu “3 gazete”nin yanısıra, “Amerikan ve İngiliz medyasının yüzde 80-85’i Yahudilere ait”tir!..

Bu gazeteler, herhalde “Haber Şehveti” ile yapmadılar bu haberleri!.. Belli ki; “Türkiye’de, Amerika’nın ve Yahudilerin canını sıkan gelişmeler” yaşanıyor!.. Belli ki, Türkiye; “Amerika ve Yahudilerin nasırına basacak” işler yapıyor!..

Yine bilesiniz ki;

“Yahudi medyası”nın,“Cumhurbaşkanlığı binası”üzerinden Erdoğan’a karşı yürüttüğü “algı operasyonu”ile “İsrail’in Mescid-i Aksa’yı işgal etmesi” arasında bir“bağlantı” vardır!..

Şunu da bilin ve görün;

Financial Times, The Economist ve New York Times adlı “Yahudi gazeteleri” tarafından başlatılan “kampanya”nın, bir anda dünyanın her yerindeki “Yahudi medyası”na yayılması,“işaret fişeği”ni gören “Paralel Medya”nın da, bu habere dört elle sarılıp, günlerdir köpürtmesi, hiç de “tesadüf”(!) değildir!..

ASIL HEDEF ERDOĞAN!

Sizin anlayacağınız;

Mes’ele, asla “Cumhurbaşkanlığı Binası” değil; mes’ele, “Tayyip Erdoğan’ı yıpratmak”tır!..

Çünkü Erdoğan, son günlerde “Sevr’i yırtıp atan bağımsız bir millet”ten, “100 yıl önce Ortadoğu’da cetvelle çizilen sınırların, dikişlerini patlattığından” söz etmeye,  “Kobani başta olmak üzere, sınırlarımızda oynanan oyunlara” ve bu oyunlarda “taktik” veren “Üst Akıl”lara dikkat çekmeye, yani; “arı kovanına çomak” sokmaya, “nasır”lara basmaya başlamıştır!..

O halde ne yapmak gerekir?..

“Doğrudan Erdoğan’ı hedef almak, onu daha da büyüteceği” için, onu “Cumhurbaşkanlığı Binası üzerinden vurmak” lâzım ki; “halkı kışkırtmak” daha kolay olsun!..

Ama, şunu bilmeliler:

Dün “tank”lara ve “tankın namluları”na direnip “teslim” olmayan bu millet, bu “algı operasyonları”na da asla teslim olmayacaktır!..

Yahudi medyası, Amerika, İngiltere, İsrail ve İsrail’in “Saldır Co” talimatı verdiği “Paralel Medya” istedikleri kadar kudursun!..

Kudurabildikleri kadar kudursunlar!..

Millet, “algı”lara teslim olmaz!..

Çünkü, “gerçek”ler ortada!..

***********************************************************

“Müslüman Kürtler”in başında, Marksist bir PYD’li: Salih Müslim!

Ne enteresan değil mi?.. Ankara’da, Kobani’de ve Şam’da “3 ağız” var ve “ağız birliği”etmişçesine, aynı sözleri söylüyorlar!..

Meselâ, Ankara’daki HDP’li Aysel Tuğluk diyor ki: “Devletin geleceğini düşünen seküler (laik) güçler, AKP’ye karşı devreye girmeli!”

Kendi halkını bombalayan Beşşar Esad ise, Şam’dan sesleniyor:

“Erdoğan’ın kafası İhvan kafası!.. Biz ise seküler/laik bir rejim olarak, bu coğrafyanın bekçiliğini yapıyoruz!”

PYD’nin “Marksist” lideri Salih Müslim ise Kobani’den sesleniyor: “Biz Peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu’nun askerlerini istemedik, çünkü gelenler laik olmayabilirdi!.. Şu anda, asıl baş belâsı Türkiye’dir!”

Görüyorsunuz ya; bu “3 isim” de, maalesef “Müslüman”ların başında!.. Kimi Marksist, kimiNusayri!.. Müslümanları yönetiyorlar ama, üçü de “laik güçler”den medet umuyor!..

Merak ediyorum, “laik güçler” olsaydı “Kürt sorunu” çözülür müydü?.. Yoksa, bütün Kürtler;Dersim’de olduğu gibi, “mağara”lara doldurulup, “fare zehiri” ile mi zehirlenirlerdi?..

Belki de; “laik güçler”in geçmişteki “faili meçhul”lerini özlemişlerdir!..

Ahh, “Müslüman”lar bir akıllansa!..

yeniakit