Darbenin namerdi

Merve Kavakçı

Biz 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül vs. darbeleri gördük böyle darbe mi olur diye buyurmuş 15 Temmuz kalkışmasının mimarı. Bir bakıma doğru söylemiş belki de tek doğru sözü bu olmuş bu namerdin. Hayatı takiye üzerine kurulu, her söylediğini bir alt satırda yalanlayan, fitne çıkaran, devleti ve herkesi dinleyen, bağımlılarının büyük bir kısmını yaptıkları usulsüzlüklerin şantajıyla ömür boyu kendine köle eden ve en ağırı kendi devletini ve başkanını batıya gammazlayan bir vatan haini. Dökülen kanı ve atılan bombaları az bulmuş ki bir tiyatroya benzetmiş olanları.

Diğer darbelere benzemiyor dediğindeki haklılık, diğer darbeleri yapan zevatın yaptıkları işi bir ideal uğruna yaptıklarına kendilerini inandırmışlıklarında yatıyor. Bu kalkışmada ise darbeciler ne amaç uğruna bu işleri yaptığını bilmez durumda. Kutsalları olan psikopat, emir buyurduğu için hepsi harekete geçmiş ama sorsan Tayyip Erdoğan’ı devirmekten başka hiçbir hedefleri yok. Eski darbeciler hiç değilse vatan kurtarmak, irticaya geçit vermemek, Kemalizmi yaşatmak gibi kendince bahaneler bulurlardı. Bu kalkışmada ise sanki hipnotize olmuşlar gibi boşluğa bakan ellerine vatandaşın kanı bulaşmış binlerce robot geziyor. En ufak bir sorguda hemen inkâra meyyal, sanırsınız ki bunlar hiçbir şeye bulaşmamış; o uçaklar, tanklar kendiliğinden gitmiş vurmuş meclisi, vatandaşı. Diğer taraftan hepsi sıkışınca kaçmaya hazır. Kimi Yunanistan’a kaçar, kimi İncirlik üssündeki Amerikalılara sığınmaya çalışır. Ne de olsa böyle görmüşler “hocalarından”. İşte bu sebeple diyorum darbenin bile merdi. Yoksa hiçbir darbenin savunması olamaz ve maalesef bütün darbeler de bu ülkenin inançlı insanlarına yapılmış ve hepsinin sonunda en çok inançlı insanlar eziyet görmüştür.

Bu kalkışmanın diğer bir boyutu ise neredeyse otuz küsur senedir yetişen bir neslin hoca kisvesine bürünmüş biri tarafından heba edilmesidir. Evladım namaz kılan insanlarla beraber, kötü alışkanlıkları yok, dinini diyanetini biliyor diye her türlü hatası hoş görülen bu hareket; bütün milletin enerjisini emmiş son on yıllarını adeta sıfırlamıştır. Anaokulundaki çocuğun harçlığından, kadınların kolundaki bileziğe, yaşlıların kefen parasına dolandırmadıkları kimse kalmamıştır. Bugün dönüp sorsanız bu bağış yapanlara bir tek insan helal eder mi hakkını? Ya peki devletin bütün kurumlarını ele geçirmek için kendi taraftarlarınızı yerleştirmek adına hakkını yediğiniz yüzbinler hakkını helal eder mi size. Haksızlıkla yerleştiğiniz o yerlerden aldığınız maaşlar hayreder mi hiç.

Anadolu’nun genel duasıdır: Allah kötüyle karşılaştırmasın. Can-ı gönülden amin diyorum. Bu kısacık duada ne sırlar gizli olduğunu yaşayarak anlıyoruz. Bir de Rabbim son nefesimize kadar ayağımızı kaydırmasın diyorum, bu elleri kanlı güruha ibret nazarıyla bakarak. 

yeniakit