Cinnet hali!

Abdurrahman Dilipak

Cinnet hali!

 

Şizofren bir hezeyan / cinnet hali..
Gerçekten bu cinnet hali "bin yıl" sürer mi?..
Bana göre sürmez. Sürmemeli.
Bu işler bu seviyede deşifre olduktan sonra, hâlâ bu işin üzerine gidilip bu derin çete tasfiye edilemeyecekse, vay bu milletin haline.
Bu işlere imza atanlar da bir gün besledikleri karganın kucağına düşerler..
 
 
Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar..
Öfkeleri sanki akıllarını zail etmiş..
Kimbilir; belki de toprağın ayaklarının altından kaydığını görüp, korku ve panik içinde böyle akıl, ahlâk, hukuk dışı şeyler yapıyorlardır..
Ya bu faili meçhullerin hesabı sorulacak olursa..
Ya içi boşaltılan bankaların, yağmalanan hazine arazilerinin hesabı sorulacak olursa..
Batık kredilerin hesabı sorulacak olursa..
Ballı kaymaklı ihalelerin hesabı sorulacak olursa!..
Korkmakta haklılar.
Servetlerini kaybetmekle kalmayacaklar, onurlarını da kaybedecekler..
Bunu biliyorlar..
Saldırganlıklarının sebebi bu..
Çeteler karşısında sessiz kalmalarının sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Media, Mafia, Sermaye, Siyaset ve bürokrasi, STK, DTÖ içindeki adamları bir ölçüde deşifre oldu..
Dertleri Bayrak, Laiklik, İrtica, Cumhuriyet, Atatürk filan değil.
Kaçak çatı katı çıkan gözü açık müteahhidin inşaatının tepesine Türk Bayrağı dikip, yanına bir de Atatürk büstü yerleştirmesi gibi bir şey bu.
Gayrimüslim dükkanındaki Besmele'den daha anlamlı değil onlar için Cumhuriyet ya da Laiklik..
Milli egemenlik kavramının bile içini boşalttılar.
Hilafetin mânâ ve mefhum olarak hükümet ve Cumhuriyet kavramlarının içinde mündemiç olduğunu bu kafalara anlatabilir misiniz mesela?..
Kemalizmi bir muz ideolojisine döndürüyorlar aslında bu gayretleri ile..
Türkiye'de insanlar kavram kargaşasının içine sürüklendi.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
İlhan Kesici CHP'li oldu. Şimdi de Ali Müfit Gürtuna'nın CHP'den Büyükşehir adayı olabileceğini söyledi bir arkadaş.
Kimin eli kimin cebinde, ya da kim kimdir anlaşılıyor mu?..
Bir yandan Ankara'da bu olurken, şimdiden muhteris politikacılar, muhtemel bir erken yerel seçim için birbirlerinin gözünü oymak maksadıyla bıçaklarını kınından çıkarttılar.. Aşağılık kompleksi içinde, koltuklarına ihtirasla sarılıyorlar.. Ankara'da ne olduğu umurlarında değil. Koyun can derdinde, kasap et derdinde..
Güçlü sandıkları birilerinin önünde bel bükenler, onları dış kapıda karşılayıp, dış kapıda uğurlayanlar, kimilerine randevu vermek lütfunda bile bulunmuyorlar..
Halka filan eyvallahları yok, "Tayyip bey" kendilerini işaret edecek, Millet de enayi gibi, bu günkü şartlarda kim olursa olsun Genel Başkanlarının işaret ettiği adaya oy verecek. Çünkü oy vermezse CHP gelip kendilerini ham edecek.
Siyaset bu kadar ucuz mu?
Tayyip beye yazık ediyorlar.. Bunları başımıza saran da aslında Tayyip bey değil mi?
Haddinden fazla şiddet, gayedeki hikmeti yok eder. Güç de öyle.. "Tek adam" olmak, güçlü olmak demek değil!
Bu halkı hakir gören, belediye yönetmeyi ihale açmaktan ibaret bir iş sanan politikacıları, AK Parti bir daha milletin başına bela ederse, o zaman bu derin beladan kurtulsalar da halk onların defterini dürer.. Koltuk, para ve karı düşkünlerini başınızdan savın! Korkak, beceriksiz ve ahlâksız adamları uzaklaştırın..
Derin devletle birlikte şu derin parti, vakıf, dernek belasından da kurtulalım.. Yoksa başkalarının derin devleti gider, majestelerinin derin devleti gelir.
Zaten kavga biraz da oradan kaynaklanmıyor mu? İş bu noktada "Derin hesaplaşma"ya dönmüyor mu?..
Başbakan dışarıya baktığı kadar kendi içine, kendi örgütüne, kendi belediyelerine de bakmalı..
Selam ve dua ile.
NOT: Latince harflerle yazdığım bazı ayetlerin orijinalleri, elbette ki Latin alfabesi ile okunuşları sırasında bazı anlam kayıplarına uğramaktadır. Bazı kelimelerin bölünmesinde de yine aynı sorunlar yaşanmakta. Onun için bunları tırnak içine almamaya çalışıyorum. Lütfen siz bunları okurken, yazılan metne değil, zihninizdeki orijinal metne sadık kalın. Bu konudaki yazım hatalarından dolayı da okurlarımızdan özür dilerim..

 

vakit