Büyük oyun!

Abdurrahman Dilipak

Abdulkadir Selvi’ye göre son 3 yılda Türkiye’den savaşmak için Suriye’ye ve Irak’a 10.000 civarında insan gitmiş. Bunların 7000’i DAEŞ’e katılmış.

DAEŞ’de Türkî ülkelerden, Balkanlar ve Avrupa’dan gelen bir o kadar daha kişiden söz ediliyor.. Önemli bir bölümü Arap aşiretlerinden gelen feodal ilişki içindeki milliyetçi unsurlar ve diğer bir kısmı ise Selefi unsurlar. Türkiye’den ve Türkî ülkelerden gelenlerin bir kısmı da Selefi özelliğe sahip insanlar.

DAEŞ’in düne kadar Kürt sorunu yoktu. Alamet-i farikaları Şii ve Esed karşıtlığı idi. Musul’a girdikten sonra Esed karşıtlığının yerini özellikle Ayn el Arab’dan sonra buna PKK karşıtlığı da eklendi.

Şimdi bölgede yeni bir durumla karşı karşıyayız. PKK, son Suruç olayı da gösterdi ki, Sosyalistlerle ortak bir cephe oluşturuyor.. HDP üzerinden liberal çevrelerle temas sağlanıyor. HDP’nin bugünkü yapısı bunu gösteriyor zaten..

Öte yandan; PKK, KCK, PYD ile Suriye Süryani silahlı savunma gücü MFS arasında güç birliğine gidildi. Böylece PKK MFS üzerinden Christian Army ile dirsek teması sağlanıyor.. Bu bağlantı üzerinden Suriye’ye, Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika’dan Hristiyan savaşçılar bölgeye gelmeye başlarlarsa sürpriz olmayacak. 

HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Suruç’ta yaşanan bombalı saldırının ardından “Önlemler alınmazsa bu bombalar her yerde patlayabilir, Gezi benzeri ya da 6-8 Ekim benzeri bir kalkışma gelebilir” dedi.

Bakın, Kürt halkının tek meşru temsilcisi PKK değil, HDP de değil. Eğer iş kontrolden çıkarsa, HDP’lilerin öz savunma refleksine benzer bir refleks HDP dışındaki unsurları harekete geçirirse nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalırız, hiç düşündünüz mü? PKK, İsrail, ABD, İngiltere ve Fransa’nın desteğinde, Hristiyan gruplar ve Aleviler, Sosyalistlerle kiminle karşı karşıya gelir.. HÜDA PAR ya da korucular, milliyetçiler, Selefi gruplar ne yapar acaba. Tabi DAEŞ’in olduğu yerde İran da karşı safta yerini alır. Türkiye’de resmi güçler ve bölgede yaşayan halk, Kürt aşiretleri ve mollalar bu durumda olanları seyredecek değil herhalde..

PKK’nın yöntemi ile PKK’ya karşı savaşacak, dindar Kürtlerle işbirliği yapacak, bir DAEŞ ile PKK’nın başetmesi çok kolay olmayabilir. Yani evdeki hesaplar çarşıya uymayabilir.. Bu kirli oyun PKK içinde, HDP, KCK içinde ciddi bölünmelere yol açabilir..

Böyle bir senaryo, Türkiye’yi Suriyeleştirme projesidir.. Bana kalırsa bu senaryo tutmaz. Evdeki hesap çarşıya uymaz.. Haçlı güçlerini, Siyonistleri arasına alanların başarı şansı sıfır. Bu kilitli senaryoda rol alanlar çok ağır bir bedel öderler.

Bu tartışmalar muhalefet partileri, derin yapı ve paralel yapının imajını da yerle bir edecektir..

Uluslararası sistem bu kirli oyunun bir parçası hatta bu topyekun savaşın merkez üssüdür. Uluslararası koalisyon Türkmen köylerinin çevresini vurarak onları Türkiye’ye göçe zorluyor. Boşalan köyleri Kürtler işgal ediyor. Derin bir akıl Selefileri ve Arap milliyetçilerini PYD’ye karşı bölgeye gönderiyor. Koalisyon güçleri, PYD’ye hava savunma kalkanı sağlayarak PYD karşıtlarını bombalıyor..

PYD’nin yanına Hristiyanları ve Ezidileri, Sosyalistleri, Alevilere yönlendiren akıla dikkat! Onlara koruma sağlayan Gezici medya ve STK’lara dikkat!

Musul’u IŞİD’e bırakanlarla, bölgedeki rafinerileri vuran akıl aynı akıl. Hedef hem etnik, hem dini, hem mezhebi çatışma.. Yarın bir de Mehdi, Mesih çatışması için şimdiden altyapı oluşturuluyor.. PKK da, DAEŞ de aslında aynı şekilde Türkiye karşıtı. Her ikisinde Türk vatandaşları var. Her iki kampta da Türkler, Kürtler, Müslümanlar. Her iki yapının içinde de batılı kripto isimler var. Her iki yapı da terör faaliyetlerinde bulunuyorlar..

Kürd’ün de Türk’ün de Alevi’si Sünni’si var. Ya da PKK’ya karşı Sufiler de var, Selefiler de. Yani iç içe geçmiş bir çatışma sözkonusu.. Yani hesaplaşma sadece Türk-Kürt sorunu çevresinde değil artık.

Gözümüze kibriti çok yaklaştırırsak arkasındaki bir ormanı kaybedebiliriz.. Eğer akl-ı selim hakim olmazsa olacaklar belli..

Sonuçta sel gider, kum kalır. Bazı gerçeklerin anlaşılması için belki de böyle bir olayın yaşanması gerekiyordu. Görelim Mevlam neyler..

Bütün bunları gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var. Bize hayır gibi gelenlerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Aman dikkat.. Selam ve dua ile..

yeniakit