‘Bir haşerenin bir haşereye musallat olduğudur..’

Selâhaddin Çakırgil

Beşşar Esed ve yarım asırlık kanlı Suriye Baas rejimi diktatörlüğü için de tıpkı Saddamgibi, ‘sonun başlangıcı’ mı?

Ağustos-1990’da Irak’ın kanlı diktatörü Saddam’ın, Kuveyt’i bir gecede işgal ve Irak’a ilhak etmesi sonrasının gelişmelerini hatırlayalım.. Irak’ın ağır yenilgisiyle sonuçlanan 1991-Baharı’ndaki I. Körfez Savaşı’yla da Saddam’ın düşürülmesi mümkün iken, Amerikan emperyalizmi Saddam’ı ve Irak Baas rejimini devirecek nihaî darbeyi ertelemiş ve Saddam ve rejimi ancak 2003 Baharı’ndaki II. Körfez Savaşı’nda devrilmiş ve sahneye ‘kurtarıcı’olarak çıkan Amerika’nın korkunç uygulamaları sâyesinde Irak halkı, Saddam’ın kanlı diktatörlük yıllarını bile arar hale gelmiş ve yığınla silahlı mücadele örgütleri bütün bölgeyi kaplamıştı. Amerika da artık ‘dünya jandarması’ edâsıyla dilediği zaman, dilediği yeri bombardıman edebiliyordu.

***

Suriye’de Beşşar Esed rejimine karşı 2011 Yaz aylarında patlak veren ayaklanmanın ilk yıllarında USA emperyalizmi bu rejimin de Tunus, Mısır ve Libya’daki rejimler gibi devrileceğini beklerken; Esed rejimi, İran’ın ve onun Lübnan’daki vurucu gücü Hizbul… örgütünün desteğiyle ayakta durabilmiş; sonra da Rusya devreye girmişti. Amma, yığınla silahlı mücadele örgütleri daha da güçlenmiş ve -3 milyonu Türkiye’ye olmak üzere-milyonlarca Suriye vatandaşı yerlerinden yurtlarından ayrılıp çeşitli ülkelere sığınmak zorunda kalmışlardı.

***

Amerika, bilhassa 2013 yılından beri Suriye’de istediği yeri, Esed rejimin muhalifi olan örgütleri bombardıman ediyordu. Ama 3 Nisan günü Suriye rejiminin, İdlib vilayetinde sivil hedeflere karşı kimyasal gaz kullanıp 100’den fazla çocuk, kadın ve diğer savunmasız sivillerin ölümüne ve yüzlercesinin de zehirlenmesine yol açması üzerine, BM Güvenlik Konseyi’nden bu savaş suçuna karşı bir karar aldırmak isteği, Rusya’nın veto’suyla önlenince; Amerika, uluslararası hukuk’ungüce dayandığını da göstermek için dün sabah ve ilk kez olarak, Suriye rejiminin elindeki -ve Humus civarındaki- Şaryat Hava Üssü’nü 60 kadar füzeyle vurdu. Üstelik de Amerikan Başkanı Trump o saldırı emrini, Güvenlik Konseyi’nin ‘5’li Çete’sine mensup olan ve Rusya’yla birlikte hareket eden Çin Devlet Başkanı Chi Jinping ile görüştüğü sırada verdi. Ama bu saldırıdan Rusya’yı haberdar edip Rus askerlerinin zarar görmemesine de dikkat ederek... Tabiatiyle Rusya da Beşşar’ı haberdar etti. Onlar da üssü boşalttılar ve sadece 6 askerin öldüğü açıklandı.

Trump, bu saldırının gerekçesini, ‘kimyasal silahların yayılması önlemek ve Amerika’nın ulusal güvenliğiiçin hayatî önem taşıyor’ sözleriyle açıkladı.

***

Hatırlanacağı üzere, Suriye rejimi daha önce de defalarca kimyasal gaz kullanmış ve özellikle Şam yakınındaki Doğu Ghuta’da 21 Ağustos 2013 tarihinde yılında 2 binden fazla sivil vatandaşını öldürmüş ve Obama kimyasal silah kullanılmasını başlangıçta ‘kırmızı çizgi’ ilan ettiği halde sonra bu duruma seyirci kalmıştı. Dahası, Trump’ın da o zaman, 'Başkan Obama, Suriye'ye saldırma! Bunun iyi bir tarafı yok, aksine çok büyük dezavantajı var. Barutunu daha önemli günler için sakla' yazdığı açıklandı, dün.. 

***

Trump’ın, önceleri ‘Beşşar’ın muhatap kabul edilebileceği’ni söylemesi, amma, son kimyasal saldırı ile fikrinin değiştiğini söylemesi ve görüşünü, ‘Bütün kırmızı çizgilerim aşıldı’' diye belirtmesi üzerine; Rusya’nın da, ‘Beşşar Esed’e desteğimiz sınırsız değildir..’ diye yelkenleri indirmesi ve sadece, ‘uluslararası hukuk çiğnenmiştir’ diye itiraz etmesi son derece mânidârdır.

Kezâ, Suriye Buhranı’nın başından beri, ‘Beşşar bizim kırmızı çizgimizdir..’ diye, ona her türlü desteği veren İran’ın şimdi nasıl bir siyaset izleyeceği de ayrı bir merak konusu..

***

 NOT:8 Nisan Cumartesi (bugün),saat 20.00’de, Medeniyet Vakfı’nın, Fatih’te, Fevzi Paşa Caddesi- Yavuz Selim durağı yakınındaki, Kınalızâde Sokağı, No:33’de, Ortadoğu Mes’eleleri üzerine bir programda bulunacağım, inşaallah..

stargazete