BİR GÜN GELECEK DÜN’DEN AYDINLIK

Abdurrahman Dilipak

Size bugün yakın bir gelecekten, “İlahi Gazab” haberinden, bütün kişi, topluluk, ülke ve devletlerin halklarına yönelik bir tehditten söz edeceğim, ki bunun hiçbir istisnası yoktur. Allah (cc) “Muntakim”dir. Hiç kimsenin ah’ı yerde kalmayacak. Hem de zerre-i misgal iyilik ve kötülük yapan herkesin yaptıklarının karşılığı kendilerine hak edişleri ile eksiksiz, iyilikleri sabır ve mücadeleleri ile taçlandırılarak ise kat kat fazlası ile geri ödenecektir, hem bu dünyada, hem de ahirette, o ertelenen günde.

Allah (cc) bize demedi mi, “sizi mallarınız, canlarınız, sevdiklerinizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edeceğim” diye! (Bakınız Bakara 155-157) : “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. İşte Rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır”. Hz. Yusufu hatırlayın 7 yıllık bolluk, 7. Yıl kıtlık, kölelik, 7 yıl saray hayatını, 7 yıl hapis.. Hz. Eyyub’u hatırlayın zamanının en zengini oldu. Zamanının en yoksulu oldu, sonra eskisinin iki katı bir zenginlik. Nuh kavmi ya da Lut kavmi helak olduğunda başlarında bir peygamber vardı. İsrailoğulları denizi geçerken başlarındaki iki peygamber, Sina’dan Kudüs’e giderken de vardı ama, 10 günlük yolu 40 yılda geçemediler. Hem önlerinde bir kıta melek ve yanlarında Hz. Yuşa da varken. Kimse “Kaderi değiştirmekten” söz etmesin. Ezeli ve ebedi olan yalnız Allah (cc)’tır, ezel-ebed davasına kalkışmasın, kim ki böyle bir iddiada bulunursa Allah (cc) onları helak eder.

Şu ayetin haber verdiği dehşet, muhatabının gözlerini yuvalarından fırlatmalı aslında: ﴾İsra 58﴿ (Günaha batmış) ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk etmiş veya onları çetin bir şekilde azaba uğratmış olacağız”. Evet, Amenna ve saddakna! Hiçbir kişi, topluluk, ülke, cemaat, fırka, onlar her kim ise, onlardan hiç kimse yoktur ki Allah (cc) onları, kıyamet gününden önce, bir şekilde yok etmiş veya şiddetli bir azaba uğratmış olmasın. Levh-i mahfuzda yazılı olan budur. Bu dünyada intikamı alınmamış hiç kimse kalmayacak. Zalimleri yakacak ateş Haksızlıklar karşısında susanları da yakacak! Allah (cc) kapalı kapılar arkasında fısıldaşarak konuşulanları, kuryelerle şifreli haberleşmeleri, mesajlaşmaları, akıllarından ve kalplerden geçenleri görüyor, duyuyor, biliyor. Kiramen katibin her yerde ve yapılanları yazıyor.

ABD, İngiltere, ABD’yi ve bunların kurdukları Uluslararası düzeni ve düzenin içinde yer alan ya da peşlerinden gidenleri hatırlayın. Hani bir kıta dolusu, insanı, kızıl derilileri yok etmişlerdi. Hani Kara derilileri, Afrika ve Avusturalya’da yaşan iki kısa dolusu kara derili kişileri öldürmezler ya da köleleştirmişlerdi, Sarı ırkı sömürmüşlerdi, onların ellerinde ne varsa onları, geçmiş mirasları ile gasbetmiş, tahrik etmiş ve onları yok etmişlerdi ya, onları yapanlar, bu cinayeti savunan zihniyeti ve onların zenginliklerinin mirasçılarını da gün gelecek aynı şekilde cezalandıracak. Bu dehşetin büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? Daha bitmedi, 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırıp, onların kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine servet ve iktidar üretenleri, 3. Bir dünya savaşı olan soğuk savaşta, onlara yardım edenler, diğer savaşlar, terör eylemleri, darbeleri yapanlar, onlara destek verenler, rüşvetle, torpille, yargıyı baskılayarak adaleti yok edip zulüm le toplumu yönetenler, işkenceciler sıranızı bekleyin, sıra size de gelecek, hem de apansız. Bize kim güç yetirebilir ki dediğiniz bir zamanda! Bekleyin! (Şuara 227)’de ne deniliyordu: “Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah’ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstesna; haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” İhaleye fesat karıştıranlar, uyuşturucu baronları, fahişeler ve onları pazarlayanlar, bekleyin, o gün yaklaşmakla..

Gazze ne ki! Vahşet yeryüzünü öylesine sardı ki, Gazzede şehid edilen çocuk sayısından çok daha fazlası, ABD’de kaçırılıyor. Afrika’da kaçırılıyor, Asya’da fuhuş pazarında satılıyor, dünyanın bir çok yerindeki satanist ayinlerde kaçırılan çocuklar kurban edilmeye devam ediyor. Gazze’li çocuklar kanları ile bir desten yazıyorlar ve onların kanları diğer katledilen çocuklar için adeta bir hayat iksirine, onların çığlığı uyuyan halklar için bir uyanış alarmına dönüşüyor.

“İman ettik” dedikten sonra iman ettikleri Alemlere rahmet olarak gönderilen , ahir zaman peygamberinin ümmeti olma iddiasındaki birilerine yazık olsun ki, Gazze olayı karşısındaki halimiz ortada. Gelin, övünmeyi, dövünmeyi bir kenara bırakıp itiraf edelim, evet “Biz cahillerden ve zalimlerden olduk. Biz Allah’ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı. Bir ateş çukurunun başındayız. Zulümleri karşısında korkumuzdan ya da onların imkanlarından bizimde menfaat ummamız sonucunda Allan (cc) da onları başımıza musallat etti. Atalarımızın dini, onların mefahir, menakıblarla süslü tarihleri ve siyasilerin geleceğe ilişkin vaadleri ile süslü yalanlarının peşinden koşarken VEHN hastalığına kapıldık. Dünya nimetleri, servet ve gücü, makam ve mevkii, şöhreti peşinden korkarken ölümden korkar olduk.

Bu insanların bir çoğu Amentüye “iman ettik” dese de, bana kalırsa, Kader, rızık, ecel nedir bilmiyor ki, nasıl iman etsin. Allah (cc) Hakkı ile bilmiyor ki, Meleklere gerçekten iman ediyor mu bu kalabalıklar. Kiramen Katibin’in varlığına inanıyor mu bunlar, Polisten daha çok korkuyorlar, gizli günahlarının kasetlerinin birilerinin eline geçmesinden daha çok korkuyorlar. Azrail, Mikail, İsrafil’in varlığına iman ediyorlar mı gerçekten. İçinde ne yazdığını bilmedikleri bir kitaba iman etmiş olabilirler mi? O kitab hakkında herhangi birilerinin anlattıklarını doğru kabul ederek ona iman etmek, kitaba iman etmek anlamını taşır mı? Sakın onların bir çoğu, din büyüklerini İlah ve Rab ediniyor olmasın. Sünnet ve risaletle birlikte okumadan Kur’an-ı doğru anlamak mümkün mü? Diğer peygamberlerin hayatından dersle alıyor muyuz? Peygamberler tarihi ve İslam tarihinden yeterince haberdar mıyız? HAYIR ve ŞER’iN Allahın iradesi içinde olduğunu anladık mı, bunu anlatabildik mi diğer insanlara. Evet Şeytan da, ABD’de, Netenyahu da, Epsetein’de, Satanist, Pedefolik Siyonistler, darbeciler, Teröristler, Fahişeler, Uyuşturucu baronları da Allah’ın iradesine tabi, onların fiillerini de yaratan ve onlara bu konuda izin. Veren de Peygamberleri de yaratıp, yöneten , onlara kitab veren aynı Allah. Peygamberleri ve onların. Peşinden gidenler razı oldukları, ötekiler azaba uğrayanlardır.

Evet, evet, hiç kimse ecelinden önce ya da sonra ölmeyecek.. Ecelimizi tayin eden Allah’tır. Gazze’li çocuklar için de bu böyle, terörde, savaşlar da ölenler de böyle. Onlardan şehid olanlar aslında ölümsüz oluyorlar. Ve onlar şehadetin neşesi ile tekrar dünyaya gelip şehid olmak isterler. Onlar Zamanın ve mekanın bizim için tayin edilmediği o yaratış gününde Allah bizimle ahitleştiğinde, o ezeli bilgiisi ile bizim başımıza gelecekleri bildiği için bize bugünkü başımıza gelenleri, Gazze’li çocukların şehadetini de yazdı. “Bugün olanlara bakıp, “şöyle olmasaydı böyle olmazdı diye yorum yapanlar, şu şöyle yaptı da, bu böyle oldu diye ahkam kesenler, bu İlahi hakikatten uzak bir dünyada yaşıyorlar. Bizi de, Gazzeli çocukları da yaşatan da, öldüren de Allah’tır.

Enam ﴾161-165﴿De ki: “Şüphesiz rabbim beni doğru yola, sapasağlam bir dine, Allah’ı bir bilen İbrâhim’in dinine iletti.” O, ortak koşanlardan değildi. De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben (hak dine) teslim olanların ilkiyim” De ki: “Allah her şeyin rabbi iken ben O’ndan başka bir rab mi arayacağım?” Herkesin yaptığının sonucu kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz rabbinizedir ve O, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir. Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur. Şüphesiz rabbinin cezası çok çabuktur; yine O’nun bağışlaması ve rahmeti boldur. Sendikacılar, patronlar şunu biliyorlar mı, hiç kimse rızgından az ya da çok yemeyecek. Bakın rüşvet alan da, hırsızlık yapan da, asgari ücretle geçinen de, çaldıkları parayı koyacak yer bulamayan rüşvetçiler için de bu böyle. Elbette biz Hakkımızı almak için ve onu başkasına kaptırmamak için, ferd olarak ve örgütlü bir şekilde mücadele edeceğiz, o Allah’ın bizden istediği ve bizim akibetimizi belirleyecek olan bu direniştir. CİHAD budur aslında. Helal kazanıp, helal harcayacağız, yetime, dula, yolda kalmışa, yurtların çıkartılanlara, miskinlere yardım edeceğiz, “Allah” adına. Çünkü Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istemektedir. Bu bu davete icabet edenlere, yaptıklarının karşılığını, on katı, yüz katı, 700 katı ile geri verecektir.

Her türlü dolandırıcı sahtekarla her işe giriyoruz, ama, inandık, iman ettik dediğimiz Allahla manevi bir ticaretten kaçıyoruz. Oysa hiçbir kayıp ihtimali olmayan, kat kat fazlası ile kazançlı bir ticaret olduğu halde.

Gelin yeniden iman edelim. Evet bir gün gelecek, dünden aydınlık, ama o sadece Allahın muttafi kulları içindir. Siz burada kendi yerinizi görmek istiyorsanız, kimlerle birlikte olduğunuza, kimin peşinden koştuğunuza, kimi dost edindiğinize ve ne işle meşgul olduğunuza bakın. Selam ve dua ile.

mirathaber