Bilmediğimiz kanunlar mı var?..

Bilmediğimiz kanunlar mı var?..

 

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyelerinden Aygül Oktay, 1997-1998 eğitim yılı ikinci döneminde, Özel Eğitim Bölümü öğrencilerinden başörtülü olanları dersine almayınca, rektörlüğe şikayet edilir.

Rektörlükçe oluşturulan Soruşturma Komisyonu, başörtülü talebeleri derse almadığı için uyarı cezası verince, Aygül Oktay da, Sakarya 2. İdare Mahkemesi"ne uyarı cezasının iptali davası açar.

Mahkeme, Oktay"ın talebini reddeder. Konu Danıştay 2. Daire"ye gelir.

Danıştay 2. Daire, "Anayasa ve yasaya aykırı ve belli bir ideolojinin simgesi olarak görülen kılık kıyafet ile derse girmek isteyen öğrencilerin davacıya karşı tavır almaları ve şikayette bulunmaları nedeniyle disiplin hükümlerince cezalandırılmaları gerekirken, görevini anayasal ilkelere göre yerine getirmek isteyen davacı hakkında uyarı cezası verilmesi hukuka aykırıdır" gerekçesiyle, uyarı cezasını iptal eder.

Aygül Oktay, Danıştay kararı sonrasında Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi"ne, rektör ve soruşturma komisyonu aleyhine tazminat davası açar ve bu da reddedilir.

Konu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi"ne gelir. Sözkonusu daire, "Oktay"ın görevini Anayasa ile yasalarda düzenlenen kural ve ilkeler çerçevesinde yapmaya çalıştığına, soruşturma komisyonu ve rektörünse kural ve ilkelere aykırı tutumlarıyla hukuka aykırı işlem yaptıkları" gerekçesiyle yerel mahkemenin ret kararını bozar.

Ancak yerel mahkeme kararında ısrar edince, konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na gelir.

Ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 4. Hukuk Dairesi"nin görüşü doğrultusunda, Bolu 2. Asliye Mahkemesi"nin kararını bozarak, başörtülü talebeleri derse almayan Aygül Oktay"ın tazminat talebini yerinde bulur...

Dikkat ederseniz, Aygül Oktay"ı haklı gören makamlar, açık kanun hükümlerinden değil, ne olduğunu açmamaya özen gösterdikleri, Anayasal ilkelerden bahsetmektedir...

Aygül Oktay"ın, birinci dönem okula almakta beis görmediği öğrencileri, ikinci dönemde neden okula almama kararı vermiş olduğu bizce meçhul.

Öğrencileri okula almama girişiminde bulunurken, hangi anayasal ve yasal sebeplere istinat ettiğini de bilmiyoruz.

Rektörlük, Soruşturma Komisyonu, Sakarya 2. İdare Mahkemesi ve dahi Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de, Aygül Oktay"ın hukuk-dışı davrandığı düşüncesinde oldukları için olsa gerek, ilgili uyarılır; şikayet ve tazminat talepleri de reddedilir.

Ancak Danıştay 2. Dairesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve dahi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, farklı düşüncededir.

Onlara göre, Aygül Oktay, Anayasal kural ve ilkelere uygun davranmıştır.

Anayasa aynı, yasalar aynı. Ama bir davranışla alakalı olarak, değişik kurumlar tarafından birbirine yüz seksen derece ters iki ayrı hüküm verilebilmektedir...

Böyle bir şey nasıl olabilir?..

Sakarya 2. İdare Mahkemesi ve Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, önlerine gelen davaya, mevcut mevzuat açısından bakmışlar ve bir öğretim görevlisinin başları örtülü olan öğrencileri okula almamasını haklı gösterebilecek bir husus bulamamışlardır. Çünkü öyle bir husus yoktur.

Danıştay 2. Dairesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, başörtüsüyle okula girmekle ilgili olarak mevcut mevzuatımızda herhangi bir yasak olmadığını, bilmektedirler.

Ama anlaşılan onlar, yerel mahkemelerin kanunlara bakarak yaptıkları yargılamayı yeterli bulmayıp, başka yerlere de bakmayı tercih etmektedirler.

Bu ise akla, bu kurumların özel bazı kanunlara göre mi yargılama yaptıkları, sorusunu getirmektedir...

Eski devirlerde kaldığını zannettiğimiz, "kara kaplı kitaba bakmak" meseli, günümüzde de geçerliliğini sürdürüyor mu yoksa?..

 

milli gazete