'Başkanlık’ konulu bir konferans ve iyi planlanmamış bir tasarı

Selâhaddin Çakırgil

20 Kasım akşamı, İstanbul Başakşehir’de MES (Muhammed Emin Saraç)Kültür Merkezi’nde bir konferans vardı, ‚Milletin Cumhuriyeti için Başkanlık’konulu.. Konferansı veren, ‚Meclis-Anayasa Komisyonu Başkanı’Mustafa Şentopidi.İki saate yakın bir süre, dolu dolu geçti..

Şentop Hoca’nın yaptığı bir benzetme ilginçti... Özetle diyordu ki:  Sürücü kurslarının özel otomobilleri vardır, bilirsiniz.

Şoför adayı arabayı sürüyor gibidir ama asıl kontrol, yanı başındaki öğretmendedir. Aday bir yanlış yaptığında, asıl öğretmen devreye girer; çünkü motor kontrol kısımları, paralel mekanizmalarla, öğretmenin kontrolündedir.

Bizdeki yönetim de hep böyle olmuştur. Güya, millet iradesi hâkimdir ama asıl sürücü durumundaki, bürokratik oligarşive siyasetçi üzerinde vesayet sahibi güç odaklarıdır.

Şimdi, biz o vesayet sahibi konumundakini oradan attık. Ama oraya bir başkası tekrar gelmesin, diyoruz. Bunun için de, motor akasamındaki o paralel düzenlemeyi de söküp atmamız gerekiyor. Yoksa, oraya birileri yine gelmek isteyecektir. Biz, aracın bütün yönetimini, milletin verdiği ehliyetle hareket eden sürücüye vermek istiyoruz.’

***

Bu vesileyle, tekrar edelim. Tayyip Erdoğan, zâten Başkanlık sistemlerindeki ’Başkan’lar gibi hareket ediyor. Ne de olsa, mevcut Anayasa’ya göre, gayr-i mes’ul, sorumsuz. Ama o, ülkenin mevcut anayasayla yönetilemeyeceğini görüyor ve millet tarafından doğrudan doğruya seçilen bir Cumhurbaşkanı’nın, kendisini seçen halka hesap vermesini istiyor. Halk beğenmezse, tekrar seçmez; mes’ele de biter.

MHP-AK Parti işbirliğinden rahatsız olanlar

Generallerin süngüucuyla, zorla kabul ettirdikleri 1982 Anayasası’nda yeni bir düzenleme yapılmaya çalışılırken, bazı sosyo-politik çevreler, o anayasadaki bazı maddelerin de değiştirilmesini istiyorlar. Ama, MHP’nin desteğiyle anayasada yapılacak birkaç değişiklikten ne ve nasıl beklenir?

Halbuki, muhalefet partileri, anayasada yapılan ve kendilerinin önce kabul ettikleri ve 60 maddelik değişikliğe bile sahip çıkamadılar.

Özellikle kürd etnisitesine mensup bazıları da, Tayyip Erdoğan’ın kendilerine artık kulak tıkadığından yakınıyorlar. Ama bunu yaparken, Erdoğan’ın, nice konularda önce yapılması hayal bile edilemiyen doğru düzenlemeler yaptığını ve amma, HDP’nin sadece bir bölgeyi düşünerek ve PKK’dan verilen emirlerle netice almaya çalıştığını görmezden geliyorlar.

Halbuki, HDP, PKK güdümlü olmamayı başarabilseydi, ’7 Haziran 2015 Seçimleri’sonunda elde ettiği 80 milletvekiliyle Meclis’te bayağı etkili olabilir ve o zaman AK Parti’yle işbirliği yapıp, 340’ı bulan bir meclis ekseriyetiyle, anayasada birçok değişiklikleri yapabilirdi.

Şimdi, AK Parti’nin MHP ile işbirliği yaparak anayasada değişiklikler yapmaya çalışmasına karşı çıkanlar, önce kendi basiretsizliklerinin hesabını yapmalılar..

Bu yara daha fazla mikrop kapmadan

Kamuoyunda ’Cinsel istismar’diye anılan konuyla ilgili olarak hazırlanan bir kanun tasarısının bizzat AK Parti içinde bile yeterince oluşturulmadan Meclis’e sevkedildiği anlaşılıyor. Burada asıl sorumlu olan, Adalet Bakanlığı’dır.

***

12-13 yaşlarından itibaren, yani, ’kanunî rüşd yaşı’na ulaşmadan yapılan evlilikler, bu ülkenin temel FACİA problemlerinden birisidir, hele de köylerde..

Hattâ, özellikle küçük yerleşim birimlerinde, ’tecavüz’vak’alar bile, örfte, ya tarafların öldürülmesi,ya da evlendirilmelerigibi yöntemlerle hallediliyor.

Bu yöntemle, binlerce fiilî evlilikler yapılmış, çoluk-çocuğa karışılmış.. Şimdi bu sosyal yara, daha fazla mikrop kapmasına yol açmadan, kanunî bir kılıfa kavuşturulmak isteniyor.

Tasarı mentine bakıldığında, fazla bir şey görülmeyebiliyor. Ama en mâsum kanun maddelerinin bile, Emniyet ve Yargı mekanizmalarında ne hale getirilebildiği bilinmiyor değil..

Neyse ki, Cumhurbaşkanı devreye girdi de konu komisyona havale edildi. Yani, mevcut şekliyle çıkamayacak demektir.

stargazete