BAKBİ-P 659 - 10 Temmuz

Abdurrahman Dilipak

Dün MHP kongresi vardı.. Ve tabi beklenen oldu. Mahkeme kararı ile yapılan kongreye Bahçeli katılmadı. Ama 1187 delegeden 659 kişi katıldı. Parti içi muhalefetin taleplerinin tümü kabul edildi. Yeni kongre 10 Temmuz’da. Şimdiden söyleyebiliriz ki, Bahçeli kaybetti. Kimin kazanacağı ise bu süreçte belli olacak. Akşener “Güç Birliği” karşısında yalnız, ama yine de etkili idi.. Bahçeli taraftarları da bir sonraki kongreye katılacak olursa, sonucu bu yeni katılımcıların oyu belirleyebilir.. Bu delegelerin bu dengede nerede durduğu da belli olmuş oldu.. Eğer bu güç birliği birliğini koruyacak olursa ve Bahçeli taraftarları yeni kongreye de katılmayacak olursa sonuç belli..

Ama daha önce bir başka “Parti” haberi: Adana’da polis Seyhan’da bir iş merkezini basmış. Yo, hayır, bu terör ve ya da paralel operasyonu değil. Kayıt dışı tombala oynatılıyor ihbarı yapılmış, asayiş ekipleri de basmış. 

Bu işin parti ile ne alakası var derseniz, var. Baskın yapılan yerde daha önce Güven Parti, Geleceğin Türkiye Partisi ve Milliyetçi İrade Yükseliş Partisi varmış. Şimdi yeni bir tabela asmışlar, “Sınırlı Sorumlu Şans Oyunları Destek Hizmetleri Kooperatifi”nin ardından astıkları tabela “Bingo Lotto AŞ” tabelası. Sonuç: 19 kişi suçüstü yakalanmış, kumar oynatan 6 kişi de gözaltına alınmış. 19 kişiye 174’er lira idari para cezası yazılırken 6 kişi hakkında ise soruşturma başlatılmış.

Bu adamlara dikkat, yarın bakarsınız, “AK Helal Şans oyunları AŞ” filan kurabilirler..

Tamam bunlar var ve hep olacak olmasına, ben bunların ne yaptıklarını anladım da, seçime katılan 25 parti var. Bunların 20 tanesi % 1 bile oy alamıyor. Seçime girmek için ülkenin üçte ikisinde örgütlenmiş olması gerekiyor. Bunun da maliyeti ayda 1 milyon lira. Peki bu değirmenin suyu nereden geliyor dersiniz. “Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl”!. 30 yıldır tabela partisi olarak varlığını sürdürenler var ya hu! “Naylon demokrasi” için “naylon parti!” Bunlar bu hali ile Adana’nın GTP’sinden çok daha tehlikeli..

Bu arada; MHP’de kurultay krizi bitmiyor. Çağrı heyetinin kurultayından sonra Bahçeli kurultayı 10 Temmuz’da yapılacak..  Bahçeli bu konuda bir açıklama yaparak şöyle dedi: “19 Haziran 2016 tarihinde tertip edileceği söylenen yasadışı kongreye ilişkin olarak ilan usullerine uyulmamış ve de kongrenin iptaline sebebiyet verecek mevzuata aykırı işlemler gerçekleştirilmiştir. Bu haliyle söz konusu kurultayın ‘yasal zeminde’ hayat bulması mümkün olmayacaktır.”

Tek dert bu olsa iyi. MHP’de genel başkan adayları Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan, diğer genel başkan adayı Meral Akşener’e karşı ‘Güç Birliği’ hareketi oluşturmuş. Yani MHP’de mitoz, amitoz bölünme devam ediyor. Bu arada; bölünenlerin bölünenleri Genel Merkez’in 10 Temmuz’da yapacağı olağanüstü kurultaya katılma kararı da çıkmış.

Anlaşıldı, MHP’liler bir konuda ittifak etmişler, o da bir daha ittifak etmemeye. Bu da iyi. Ve yine geldikleri nokta şu: Ben ve birlikte hareket ettiğimiz grup kavgalıyız. Ben ve birlikte hareket ettiğimiz grup Genel başkanla kavgalıyız..

MHP, bu yaşananlardan sonra  “BAKBİ-P” oldu “Bahçeli ve Akşener’e Karşı Birleşenler Partisi”.. Bak bi, bu iş böyle gitmez.. Sinan Oğan, Koray Aydın, Ümit Özdağ, Süleyman Servet Sazak ve Sait Günen arasındaki birlik ne kadar devam eder o da belli değil. MHP’de belli olan bir şey var, bir daha geriye dönüş olmayacak. İpler kopma noktasına geldi. Parti 3’e bölünüyor. Akşener önce “Paralel” damgası yedi ve ağır yara aldı.. Şimdi de “Muhalefet cephesini bozan isim” olarak da Akşener adı öne çıkıyor..

Zaten bu kongreden bir sonuç alınamayacağı belli idi. Önce tüzük kongresi, ardından yönetim değişikliği. Ama bu iki kongre de mahkemelik olacak. Yani MHP’deki kriz bayram sonrasına sarkacak ve daha da derinleşecek..

Partide en az konuşan isimlerden biri Süleyman Servet Sazak. Bu isme dikkat edin.. Benim için Bahçeli’ye yakın isimlerin nihai tahlilde Sazak’tan yana tercihte bulunması sürpriz olmaz.

Muhalefet ittifakı Akşener’i, “one man Show” olmakla eleştiriyor.

Muhaliflerin kongresine katılım bu kadar yüksek / düşük beklenmiyordu.. Bu kongre parti içindeki kanatların güç dengesini göstermesi açısından önemli idi.  Mahkeme ne derse desin, bu sonuç, bundan sonraki yol haritası açısından belirleyici olacak..

Önümüzdeki günler gösterecek bize el mi yaman bey mi? “Kadının fendi erkeği yendi” diyecek miyiz, demeyecek miyiz.

Bana kalırsa bu kavgadan kimse zaferle çıkmayacak.. Bundan sonra kırılan bu “kase-i fuğfur”un tamiri mümkün değil. MHP siyaset sahnesinden çekilirken darısı CHP’ye diyeceğiz herhalde biz de. Dağılan MHP’nin enkazından Paralele bir gecekondu da çıkmaz bu yapıdan.

Şinasi’nin bu isimde bir tiyatro eseri var. Bizim romantik şairimiz “yurdum insanı”nı tanımak ve çağdaşlaşma yolunda onun bu çabasına katkı sağlamak ister.. Aklımda kaldığı kadarı ile işe üçkağıtçılar, uyuşturucu torbacıları, yan kesicilerin mahallesinden başlamak ister..

Destursuz girdiği mahallede başına gelmeyen kalmaz.. Başından aşağı bulaşık suyu dökmüşler, kafasına yumurta atmışlar, peşine köpek salmışlar, ama şair, kararlı ve cesur adımlarla hedefine yürümeye devam etmiş. Ama hiç kimse ile oturup konuşamamış. Tam umudunu kaybetmek üzere iken kapıda bir karı koca kavgasına şahit olur. Tamam, işte şimdi fırsat doğmuştur. “Lütfen yapmayın” derken kadının fırlattığı takunya şairimizi başından yaralar, adam eline geçirdiği bir sopa ile kadına vurmak isterken araya giren şairin sırtına iner.. Şair iki taraftan gelen salvolarla yere düşer. Bu arada; kadın “sen kim oluyorsun be adam, kocamla ağız tadı ile bir kavga da mı edemeyeceğiz” der. Adam “o kadın benim karım severim de, döverim de sana ne, niye aile kavgasında araya giriyorsun” diye adamın üzerine yürür. Mahalleli, “ailenin arasına niye giriyorsun” diye Şair’in peşine düşerler. Üstü başı toz toprak, yüzü gözü yara-bere içinde mahalleden kaçıp kurtulur..

Şimdi düşünüyorum da, MHP’lilerin durumu buna benziyor.. “Etmeyin, yapmayın” diyecek olsanız birlik olup sizi dövebilirler. Ok yaydan çıkmış. Öfke akıllarını esir almış. 

Hem zaten akacak kan damarda durmaz.

Bu Şinasi’nin Şair “betimlemesi”, bizim hoca efendilerin din tartışmalarına benziyor. Araya girip “Kaş yapayım derken, göz çıkartıyorsunuz. Dinde tartışmaya girmeyin, dilinizin ucuna Allah’ın ayetlerini geçirip savaştırmayın” diyecek olsanız, ikisi birlik olup, bakarsınız sizi döverler. Bir ayet, iki hadis işi bitirirler.. En akıllıları böyle olunca! 

Selam ve dua ile..

yeniakit