Artık marjinal değilim

Hakan Albayrak
23 Temmuz 2009 tarihli Sabah'ta, Bülent Aras'ın köşe yazısının başlığı:

"Ortadoğu'da işbirliğinden entegrasyona".

24 Temmuz 2009 tarihli Star'da, Ardan Zentürk'ün haber-yorumunun başlığı:

"Ortadoğu'da dev birlik".

Bu başlıklar acayip hoşuma gitti, tekrar etmekten kendimi alamıyorum:

"Ortadoğu'da işbirliğinden entegrasyona".

"Ortadoğu'da dev birlik".

Kilit kelimeleri hep beraber bir kere daha okuyalım:

ENTEGRASYON.

BİRLİK.

Çok değil, daha bundan bir-iki sene evvel, Ortadoğu'nun mutlu yarınlarını bu kelimelerde aradığım için bazı arkadaşlar beni marjinal diye tefe koyuyorlardı.

"Realist ol" diyorlardı bana.

Ben de, bazı olağanüstü gelişmelerin (olağanüstü güzel gelişmelerin) işaret ettiği ufka bakarak, "bazen realite realistleri utandırır" diyordum.

Utandırıyor işte.

Türkiye, "realist"lerin yetişemeyeceği kadar büyük bir süratle, uzak ufuklara doğru yol alıyor.

Ardan Zentürk'ün yazısından bir kesit:

"Ortadoğu'nun Arap olmayan devleti Türkiye, bölgede geliştirmekte olduğu yeni bir mekanizma ile bölgede 'imkânsız' görüleni başarma yönünde dev adımlar atmaya başladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İstanbul'dan Belgrad'a yaptığımız yolculuktaki sohbetimizde, Türkiye'nin Irak'la başlattığı 'hükümet birliği' çalışmasını Suriye'ye de taşıyacağı ortaya çıktı. / 'Biliyorsunuz, Türkiye olarak, Irak ile yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi anlaşmasını imzaladık ve bu konseyin ilk toplantısını da gerçekleştirdik' diye söze başladı Davutoğlu, şöyle devam etti: 'Bu mekanizma, iki komşu devletin, ortak projeler ile işbirliğini ve ortak yönetim anlayışını güçlendirmesini sağlıyor. Dışişleri Bakanları koordinasyonunda, her iki ülkeden icracı sekiz bakanın katılımıyla gerçekleştirilen bir konsey çalışması bu. Başkanlığını iki ülke liderleri yapıyorlar. İcracı bakanlar kendi aralarında yılda en az iki kez görüşüyorlar. Bir kez, dışişleri bakanlarının koordinasyonunda toplanılıyor, bir kez de liderlerin. Böylece iki devlet, ortak projelere dayalı ortak hükümet kurmuş gibi çalışıyorlar.' / Davutoğlu, Irak ile başlatılan bu çalışmanın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son Halep ziyaretinden sonra, Suriye ile de başlatılma kararının alındığını vurguluyor. / 'Ortak hükümet toplantısı' mekanizması, günümüz dünyasında sadece iki bölgede var: Almanya-Fransa ve Amerika-Meksika. Bu devletlerin bakanları düzenli aralıklar ile biraraya gelip 'ortak yönetim anlayışını' geliştiriyorlar. / Davutoğlu, 'İki Arap ülkesinden sonra sırada İran var mı' sorumuzu, 'Sadece İran değil, Gürcistan'dan Azerbaycan'a tüm komşularımız ile benzer hedeflerimiz var. Komşular ile sıfır sorun stratejisinde arzu ettiğimiz hedeflere vardık, şimdi, yeni siyasi entegrasyona geldi sıra' diyerek yanıtladı."

Bülent Aras'ın yazısının şah cümlesini da aktarayım:

"Davutoğlu vizyonu ile Türkiye'nin Ortadoğu politikası yakın geçmişte işbirliğini uzak hedef olarak gören bir ufuktan, birçok alanda entegrasyon projeleri geliştirebilen düzeye erişti."

"Entegrasyon" (yani bütünleşme, kaynaşma, iç içe geçme) ve "birlik" kelimelerini her kullanışımda "Hakan Albayrak gene kendi kendine hayal kuruyor" deyip duran hayal düşmanları çatlasın da patlasın; bölgesel entegrasyon ve birlik artık "marjinal" bir dava değil, devlet politikası!

Ahmet Davutoğlu'nu yaratan Allah'a şükürler olsun.

Yeni Şafak