Apo, tam uçmuş... İmralı"nın Seyyar Tayyar"ı!

Hasan Karakaya


23 Şubat 2013"te; BDP Milletvekili Pervin Buldan, Altan Tan ve Sırrı Süreyya Önder ile bir "MİT yetkilisi"nin bulunduğu İmralı"daki "görüşme"nin "zabıtları" yayınlanmalı mıydı, yoksa yayınlanmamalı mı?.. Zabıtların  yayınlanması "çözüm süreci"ne katkı mı sağlar, yoksa zarar mı verir?.. Bundan da önce, herhalde şu soruyu sormak lâzım: "Zabıtlar doğru mu?"
Eğer doğru ise; bu zabıtları "sızdıran" kim?..
Efendim, dünkü Milliyet"in sürmanşetinde; "İmralı"da Öcalan"la son görüşmenin zabıtları" yayınlandı... Eğer "doğru" ise, bu "özel haber"inden dolayı, Milliyet"in bölge muhabiri Namık Durukan"ı tebrik etmek gerekir.
Ama, yine de sormak gerekir;
"Zabıtları kim sızdırdı?..
BDP"liler mi, MİT mi?"
Ve, maksat ne?..
Zabıtların açıklanması, sürece "destek" mi olur, yoksa "sabotaj" mı?..
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner"in dediği gibi; "sızdırılan tutanaklar" eğer doğru ise, Öcalan"ın kullandığı ifadeler "çözüm sürecine zarar vermek"ten başka bir işe yaramaz ve "Bu, ikinci Oslo skandalı"dır!..
BDP Milletvekili Pervin Buldan, dün Brüksel"e giderken "Her şey şeffaf" deyip, "Milliyet"in haberini doğruladığına" göre, geriye kalıyor tek soru:
"Zabıtları kim sızdırdı?"
BDP"liler mi, MİT mi?..
Bana kalırsa; "MİT"in sızdırması" ihtimal dışı... Öyle ya; hem "çözüm süreci"ni yürüteceksin, hem de görüşmenin muhtevasını sızdıracaksın!..
MİT, bunu yapmış olamaz!..
Geriye kalıyor tek ihtimal;
"BDP"liler mi sızdırdı?..
Ve neyi amaçladılar?"
"Apo"yu yüceltmek" isterken "gülünç" duruma düşürdüklerinin farkındalar mı?..
APO UÇMUŞ!
Mahir Kaynak"ın her zamanki "bakış"ından hareketle; "Zabıtların sızdırılmış olması kimin işine yarıyor?" diye soracak olursak, hiç düşünmeden; "Herhalde AK Parti"nin ve Başbakan Erdoğan"ın değil" diyebiliriz.
Demek oluyor ki; "BDP"lilerin, PKK"nın ve Apo"nun işine gelir... Bundan, onlar kârlı çıkar!"
Mı acaba...
"Kürt sorununu çözmek" için, sadece "elini" değil, "yüreğini" de taşın altına koyan bir Erdoğan"ın çabalarını yok farzedip, kalkar da; "AKP"yi 10 yıldır ayakta tutan benim" şeklinde "uçuk lâflar" edersen, o zaman "lider" değil, "maskara" olursun!..
"Uçuk lâflar" dedim de;
Zabıtlarda yer alan Apo"nun şu lâfını aktarmadan geçemedim... Demiş ki;
"İlk dönemlerde namaz kılıyordum... 33 sure ezberlemiştim... Köyün imamı Müslüm hoca bana dedi ki; sen böyle gidersen, uçarsın!"
O dönemlerini bilmem, ama şu "son dönem"ine  bakıyorum da, Apo gerçekten "uçuşa geçmiş!"
Ayağını yerden kesmiş!..
Burnu havalarda!..
"Sallama"nın bini bi para!.. Kendisini "dev aynası"nda görmeler, "her şeyi ben yaptım" demeler!..
Kendisinde, öyle "güç"ler vehmediyor ki; Mehmet Metiner"in dediği gibi; gökyüzünden bir "meteor taşı" düşse, kendisinden bilecek...
O kadar "Megaloman,
O kadar "Narsist!"
Bana öyle geliyor ki;
"14 yıldır İmralı"da" yatıyor olması Apo"nun "kafayı yemesine" yol açmış...
TIPKI SEYYAR TAYYAR!
Hani, daha önce Atv"de yayınlanan "Çocuklar Duymasın" dizisindeki "Seyyar Tayyar"dan söz etmiştim...
Seyyar Tayyar, "her şeyin mucidi" idi... "Her icat onun"du ve icatları daha sonra "patladı gitti"ydi!..
Meselâ; "Pamuk Helva"yı bulan Seyyar Tayyar"dı!.. "Kağıt Helva"yı bulan oydu!.. "Simit"i, "Boza"yı!.. Hasılı kelâm; Türkiye"de ne varsa, bulan da oydu.
"Ben buldum" diyordu;
"Sonra da patladı gitti!"
Ne yalan söyleyeyim;
Seyyar Tayyar"ı izlerken, "İnsan bu kadar manyak, bu kadar megaloman olmaz!.. Kafayı bu kadar yemez" diyordum.
Ama, bugün görüyorum ki;
"Abdullah Öcalan adlı terörist başı, Seyyar Tayyar"ı da sollar!"
Hatta, ondan da hasta!..
Ondan da uçuk!..
AK PARTİ"Yİ İKTİDAR YAPMIŞ!
Şu hâle bakın;
"1999"dan beri İmralı"da" olan Apo, kalkmış ne demiş biliyor musunuz;
"Ecevit döneminde anlamlı bir uzlaşmaya gidebilseydik, bugün ne Ergenekon olurdu, ne de AKP!"
Görüyorsunuz ya;
"AK Parti"nin gelmesini istememiş!"
Bunu diyen Apo, aynı sözün devamında bakın ne demiş;
"AKP"yi 10 yıldır ayakta tutan benim... Biz, AKP"yi çıkartan gücüz!"
Çüşşş!..
Ve de "Oha!"
İnanır mısınız, bu kadar kafayı yemişlik, Seyyar Tayyar"da bile olmaz!..
Devam etmiş Apo:
l "Kendime kızıyorum, 2001-2004"te biz eylemi "tak" diye kestik. Hükümet anlamadı, "terör bitti" dediler.
(Altan Tan"a dönerek) Sayın Altan bilirsin İslamcıların 40 yıllık rüyasıydı, rüyalarını gerçekleştirdik... Biz AKP"ye iktidarı altın tepside sunduk. Bize bir teşekkür etmedikleri gibi 2. Atatürk rolüne soyunup daha çok üstümüze geldiler, ezmeye çalıştılar. Benim demokratik kriterlerim var bunu anlattık, bir baktık ki AKP hegemonya kurmak istiyor, 1923-40-50 CHP yerine AKP..."
l "Kirli işler dönemini Baykal, AKP"ye devretti. Baykal tarihi hata yapmıştır. Tayyip Bey kurnaz çıktı. Deniz Baykal"ı kullandı. Ergenekon"un bizden beklentisi 2002"den itibaren savaşı tırmandırmamızdı. Ben AKP"nin tam olarak oturması ve olgunlaşması için bilerek bekledim, sabrettim. AKP anlar dedik. AKP darbe ile uğraşırken başını belaya/derde sokmayalım dedik. Onlar darbelerle uğraştılar. 2007, 2009 hatta 2011"e kadar seçim hesapları, oy hesapları yaptılar. Ben geri çekildim. Benim çekilmem AKP"nin istismarından dolayıdır. KCK de PKK de dürüst ve fedakardır ama savaşı tam yapamadı, yetersiz kaldı; barış meselesinde de dirayetsiz kaldılar."
Dedim ya;
Bu adam, ya kendisinde bir güç vehmediyor ya da gerçekten kafayı kırmış!..
"Kafası kırık" bir adamla görüşmekten sağlıklı bir netice alınır mı, onu da iyice düşünmek lâzım.
DARBEYİ BEN ÖNLEDİM!
Hele bakın şu "paranoyak"lığa;
l "10 bin kişiyi (KCK) içeriye alan güç, MİT"e de darbe planladı. Ben hemen devreye girdim, "bu darbedir" dedim. Ergenekon"dan farkı yok. Başbakan MİT"e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü, Başbakan vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. (Durdu yeniden söze başladı) Genelkurmay Başkanının (İlker Başbuğ"u kastetti) tutuklanması da budur. O güce Cevat Öneş "darbe" dedi. Bu yüzden ben devreye girdim, yardımcı olayım dedim. (...) Darbeyi önledim. Bir darbe var, fakat derinliğini tam fark edemiyorum. MİT"i düşürseydiler Türkiye"de tüm kaleler düşmüş olacaktı. Hakan Fidan tutuklansa, sonra sıra Başbakan"a gelecekti. Benim bu süreci canlandırmam, darbeyi engelleme sorumluluğu... Darbeyi önleyebileceğimi fark ettim ve süreci başlattım."
Vay beee...
Adam, "yattığı yerden" darbe önlemiş!.. Bir de "dışarıda" olsaydı var ya, herhalde ülkeyi yönetirdi!..
TEHDİT DE ETMİŞ!
"Yönetmek" dedim de, aklıma geldi...
"İmralı"nın Seyyar Tayyar"ı" demiş ki;
l "Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak. Köylere geri dönüş olacak. Bunları yapmazlarsa geri çekilme olmaz. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye"de 50 bin, Kandil"de 10 bin, İran"da 40 bin var. (...) Benim durumum mu?.. Ne ev hapsi, ne de af, bunlara gerek kalmayacak... Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, ne KCK tutuklusu kalır, ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki; ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız... Kendime güveniyorum."
Merak ettim;
Bu adam, "çözüm süreci"ne katkıda mı bulunmuş, yoksa 3 BDP"liye "savaş stratejisi"nin ayrıntılarını mı anlatmış!..
Bütün işi-gücü;
Etrafa bok atmak!..
SEYYAR TAYYAR GİTTİ!
"Dünyanın merkezi"ne kendini koymuş, sanki herkes onun etrafında pervane gibi dönüyor!..
"AK Parti"yi çıkartan" o,
"10 yıldır ayakta tutan" yine o!..
"Darbeyi önleyen" o,
"Erdoğan"ı kurtaran" yine o!..
Sanki, "Süperman!"
Her yerde o var!..
"Ben!.. Ben!.. Ben!"
Her şeyi yapan o!..
Her şeyi bilen o!..
Tıpkı, Seyyar Tayyar!..
"Ben buldum, patladı gitti!"
Ne var ki;
Atv, içinde "Seyyar Tayyar"ın da rol aldığı diziyi bitirdi!.. O dizi, artık oynamıyor!..
Tayyar, "teyyare" oldu, uçtu!..
Dilerim;
İçinde "İmralı"nın Seyyar Tayyar"ı"nın da bulunduğu bu süreç bitmesin!..
Aslında;
Apo"nun "ruh hâli"ni ve "hastalıklı kafa yapısı"nı tanıma açısından, "zabıt"ların  yayınlanması iyi oldu...
Apo"dan, evet; sürecin yürümesinde, bir "aktör" olmasını istediler...
Ama, herhalde;
"Seyyar Tayyar" olmasını istemediler!.. Tanklar yürürken, komutan "izinli"ymiş!
"28 Şubat darbesi"nin "sembol olay"larından biri de, "Sincan"da tank yürütmek"ti... Şu işe bakın ki, "28 Şubat"ın 16. yıldönümü"nde, tankları yürüten o komutan tutuklandı.
Tutuklanan komutan Erdal Ceylanoğlu, sorgusu esnasında demiş ki; "Tanklar yürütüldüğünde ben izinliydim... Dönüş güzergâhı emrini Doğu Aktulga verdi!"
Ve eklemiş; "Tankların yürütülmesinin Refahyol Hükümeti"ni düşürmekle bir ilgisi yok... Tanklar, tatbikat için yürütüldü... Trafik  yoğun olduğu için, mecburen Sincan"dan geçirildi."
Bir insan, yaptığı işin doğruluğuna inanıyor ise, yaptığını "erkekçe" savunur, ucunda ölüm olsa bile sonuna kadar arkasında durur...
Ama, Erdal Ceylanoğlu; "O gün izinliydim" diyor ve emri Doğu Aktulga"nın verdiğini söylüyor!.. Dahası;
"Tankların tatbikat için yürütüldüğünü" iddia ediyor!..
Biz de "keriz"iz ya, "demokrasiye balans ayarı"(!) yapıldığını filan bilmiyoruz ya, bu masallara inandık!.. Yapmayın Allah aşkına... Madem bir iş yaptınız, bari  sonuna kadar arkasında durun!
Ya da, sonradan ağlayacağınız bir işe baştan kalkışmayın!.




yeniakit