Ah Şu Bizim İşadamları

Abdurrahman Dilipak

Darbe kalkışması öncesi, oğlunu Amerika’ya gönderip, kardeşine kutlama için hazırlık yapması için talimat veren takiyeci, münafık karakterli “böyük” işadamlarımız, şahsiyetlerimiz  var.

Gemisini kurtaran” kaptan ya, “Gelen ağam, giden paşam”.. Bayraklar hazır olsun da darbe başarısız olursa iktidarın yanında “demokrasi” sloganı atarak bayrak sallarlar, iktidar kaybederse “diktatör”e karşı “demokrasi” sloganı atarak “hocaefendi”nin yanında saf tutarlar..

Sonuçta holding binasına dev bir Türk bayrağı asarsınız, daha sonra bakarsınız kim kazanmışsa, onun resmini sipariş verirsiniz. 

Bakıyorum da sermaye ve malum çevreler pişkin bir şekilde yollarına devam ediyor.

Onları anlıyorum, şimdi kendi personellerinden korkuyorlar. Özel Kalemi’nden korkuyor. Bilgi işlem müdüründen korkuyor, muhasebesinden korkuyor, genel sekreterinden, CEO’sundan korkuyor.. Çünkü birlikte az uz halt yemediler ve örgüt herkesi fişlerken kendilerini de fişlemiş, telefonlarını dinlemiş, riskli işlemlerinin evraklarını kopyalamış olabilirler.. Karı-kız hesapları varsa kayıt altına alınmış olabilir.. 

Korkmalarının sebebini anlıyorum.

Onun için üstlerini ele vermiyorlar. Kendileri ile tepede ilişki kuran, al gülüm-ver gülüm ilişkiler içindekileri söylemiyorlar. Alttan holdinglere, holdinglere bağlı kuruluşlara kimleri yerleştirdiler.. Onu da söylemiyorlar. İçlerindeki kriptoları kapıya koymuyorlar. Belediyelerde kimlerle nasıl/hangi ilişkiler içindeydiler. milletvekilleri ile, parti teşkilatları, diğer dini topluluklar, vakıf ve derneklerle nasıl bir ilişki içindeydiler, bunlarla ilgili kılları kıpırdamıyor..

Bunları korkutacak bir başka bilgi vereyim mi, bu kriptolardan çok korkuyorlar ya, onların evlerine, hücrelerine/inlerine girildi. Bu sanıkların ev, işyerleri ve bilgisayarlarındaki bir çok bilgilere ulaşıldı.. Hatta bu çetenin kendi “dostları” hakkında tuttukları fişler ele geçirildi. Orada gizlediğiniz bilgilerin çoğu var. Siz konuşmasanız da biliniyor bunlar. Ve konuşmadığınız için sizin hakkınızdaki kuşkular, samimiyetinize ilişkin kaygılar daha da derinleşiyor.. Önce Allah’tan korkun. Paralel çeteden korktuğunuzdan daha fazla devletten korkun. Paralel bilgi de devletin elinde, devletin kendi arşiv bilgileri de masada. Bir de içinizdeki insaf sahibi kişilerden hakkınızda gelen bilgiler, itirafçıların anlattıkları var..

O zaman susarak ya da inkârla ya da şecaat arzederek, meydanlarda bayrak sallayarak bir yere varamazsınız..

Şehirlerin marka holdingleri ve teşkilatlarını uyarıyorum..

İktidar bundan sonrası için kimlerle iş tuttuğunu yeniden gözden geçirmesi gerek. Milletvekili, il başkanı, belediye başkanı, iş adamından oluşan kumpasların çökertilmesi gerek. Mafya, derin devlet ve çete bu tür ortamlarda hayat buluyor.. Bunlar bürokrasi ile karanlık süfli menfaat birliktelikleri sağlıyorlar. Bunlar sırtımızda bir kambur. Bu urdan kurtulmamız gerek.

Diğer SİAD’ları bilmem, ama öncelikle ve özellikle MÜSİAD ve ASKON, mevcut üyeleri ve bundan sonra üye olacaklarla ilgili olarak yeniden kendi içine bakmalı..

Bizim iş adamlarımız HAVAS değil. Burjuva karakteri göstermiyor.. Para kazanmayı biraz öğrendiler ama paralarını nerede ve nasıl harcayacaklarını bilmiyorlar, eşleri ve çocukları maalesef genel olarak çok kötü durumda. Bu mal ve serveti bunlara emanet edecekseniz vay halinize..

Ben, önümüzdeki günlerde sermaye içindeki kriptolara yönelik yeni bir operasyonun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Hangi kapıdan girerseniz girin, içerideki kapılardan biri sermayeye açılır.. Siyaset ya da bürokrat, STK, bütün yollar Roma’ya çıkar. Eğer bu zatlar kendi içlerini temizlemezlerse, yarın kapıları çalındığında bugünden daha zor durumda kalabilirler. Yani demem o ki, kendi içlerinde temizliğin bir bedeli var, ama bugün bu bedeli ödemeyecek olursa, yarın çok kötü şartlar altında daha ağır bir bedel ödemek zorunda kalabilirler. Yani kendileri için gelecek günler, geçen günleri aratabilir..

Şuna-buna vereceğiniz hesaba göre değil, Allah’a vereceğiniz hesaba göre hareket edin. Bu dünyada bu işleri halletmezseniz yarın bir gün mutlaka bu hesaplar sorulacak.. Yalana dolana saparak dünyanızla birlikte ahiretinizi de helak etmeyin.

İşadamlarının çoğunda, okunmuş dolarlar değil, kolyeleri de var. Şifreli dolarlar belli kişilere, okunmuş dolarlar çocuklara ve herkese bereket parası olarak dağıtıldı. Bu iş için başka objeler de kullanıyorlar. Uyuyan hücreler Ashab-ı Kehf kolyeleri taşıyormuş mesela.. Cep telefonu ya da bilgisayar hediye edilenler ayrıca bir şekilde sürekli izlenmiş oluyor..

İşadamlarının evleri ve iş yerleri, gidip geldikleri mekanlar Cumhurbaşkanı ve Başbakanın makamından daha steril değil.. İş adamlarının her yeri böcek kaynıyordur.

Sahi sizin temizlik firması kim, yemeklerinizi kim servis ediyor ve güvenliğinizi kim sağlıyordu? Polisten koruma vermişlerse bile, o kimdir baktınız mı?

Eğer bu uyarılara dikkat etmiyorsanız, anlaşıldı, siz celladınıza aşıksınız, ya da gırtlağınıza kadar pis işlere batmış, ne yapacağını bilmez halde dolaşan birisiniz.. Ya da tehlikenin farkında değilsiniz..

Neyse siz bilirsiniz. Unutmayın bu dünyadan sonra bir de ahiret hesabı var. Ve bizi gören, duyan, bilen bir Allah var. Keşke hesaba çekilmeden nefsimizi hesaba çekebilsek. Selam ve dua ile.

yeniakit