ABD Sefaretlerini Kuşatmaya Almanın Zamanı Geldi...!

Nureddin Şirin

Amerika"daki Siyonist bir çete tarafından hazırlanan filmde, Hz. Resul-i Ekrem (s.a.v)"in yüce şahsiyet ve hürmetine karşı sergilenen alçakça saldırı bütün İslam ülkelerinin yanı sıra Batı"daki Müslümanları da ayağa kaldırdı; elbette ki böyle olacaktı; zira zira hiçbir Müslüman, Hz. Resulüllah"a karşı sergilenen böylesi namertçe bir saldırı karşısında sessiz ve tepkisiz kalma onursuzluğuna bürünemezdi...

Dünyanın her bir yanındaki Müslümanların izzet ve azamet dolu tepkilerine, Türkiyeli Müslümanlar da katılarak, Hz. Resulüllah (s.a.v)e olan sadakatlerini şereflice göstermekteler. Gösteriler ve mitingler dalga dalga yayılarak yeni baştan bir "Peygamber İntifadası" başlıyor.

Kuşkusuz ki bu süreç, Amerikan emperyalizmi ve siyonizme karşı küresel bir intifadayı beraberinde getirecek, İslam"ın mukaddesatına karşı işlenen bu küstahça saldırının bedeli tarihin bu en alçak mücrimlerine ödettirilecektir...

Bu olay bir taraftan Amerikan emperyalizminin çirkin yüzünü bir kez daha gösterdiği gibi, aynı zamanda her zaman sergilediği ikiyüzlülüğünü de ortaya çıkardı. Zira ABD"li yetkililer hem bu alçakça saldırıyla ilgilerinin olmadığını belirtirken, diğer taraftan da "ölüm korkusu" yaşayan siyonist film yapımcısınının can güvenliğini sağlamak için onu koruma altına alıyor.

Aynı iki yüzlülüğü Avrupa ülkeleri de gösterdi. İki milyara yakın müslümanın en büyük kutsalı olan Hz. Resulüllah"a karşı böylesi bir saldırıyı "özgürlük" kapsamınd gören Batılı rejimler, diğer taraftan bu alçaklığı protesto eden Müslümanlara sert bir şekilde müdahale edip onları tutuklamakta.

"Köpekleri salmışlar, taşları bağlamışlar" misali, İslam"a ve Müslümanlara saldırı ve hakaretleri ifade özgürlüğü şeklinde gösteren kokuşmuş batı demokrasisi, Müslümanların mukaddesatını savunmasına ise izin vermiyor; İslam"a saldırı ve hakaret serbest, bu saldırıları protesto etmek ise suç" İşte liberal batının kokuşmuş demokrasi anlayışı".

Amerika"nın Suudi Arabistan ve Katar gibi işbirlikçi rejimleri, onların Petro-dolarları ve saray mollalarını yanına alarak, dünya Müslümanları arasında, özelikle de Ortadoğu"da şeytanca bir komployu sergilediği, mezhep çatışmaları çıkartarak Müslümanları birbirine düşürmeye çalıştığı bir dönemde, dünyanın her bir yanında Şiisi ile Sünnisi ile bütün Müslümanlar, "Amerika"ya Ölüm" "İsrail"e ölüm" diye haykırmaya başladılar...!

Rabbimizin buyurduğu üzere "onlar bir tuzak kurdular, Allah da onlara bir tuzak kurdu" ayetinin tecellisine bir kez daha tanık olurken, İslam ümmetinin bu intifadası, emparyalizm ve siyonizmin kof gövdesini sarsacağına hiçbir kuşkumuz yoktur. Zira batıl, su üstündeki bir köpük gibidir; kabarık ve gürültülü gözükse de, gidicidir, kalıcı olan ise sudur.

Amerika şimdi büyük bir panik ve korku içinde...

Libya"da büyükelçisi ve diplomatlarının öldürülmesinin ardından, bütün dünyadaki elçilik, konsolosluk ve diğer ABD kurumlarında olağanüstü önlemler alan Amerika, bu önlemlerle bir yere varamayacağını, diğer bir deyişle, Müslümanların öfke ateşinden kurtulamayacağını anladığı için, can güvenliklerini sağlama gerekçesiyle şimdi de elçilik personellerini İslam ülkelerinden geri çağırmaktadır.

Kuşkusuz ki bunda en büyük pay, başta Libyalı Müslümanların o sarsıcı eylemi olmak üzere, Yemen, Mısır, Tunus ve Sudan"da ABD elçiliklerine yönelik sürmekte olan kuşatma eylemleri olmuştur. Bu vesile ile, büyük şeytan rejiminin elçilik ve konsolosluklarına yönelik düzenledikleri protesto eylemlerinde kana bulanarak şehid olan bütün kardeşlerimizi rahmet ve minnetle anarken, Allah Tebareke ve Teala"dan bu şehidlerimizin pak kanlarını istikbar ve siyonizmin örümcek yuvalarını dağıtmaya vesile kılmasını niyaz ediyorum.

Artık bütün dünya, Hz. Resulüllah"ın hürmet ve şahsiyetini canlarından aziz bilen şerefli Müslümanların sürdürdüğü bir "Peygamber İntifadası"na tanık olmaktadır. Bu intifadanın simgesi de, "Amerikan elçiliklerinin kuşatılması" olmuştur"

Zamanın en büyük putu olan Amerika, aynı zamanda asrımızın Ebu Leheb"idir; bu Hubel putunun ellerinin kuruması bütün İslam ümmetinin boynuna borçtur. İslam"a, Kur"an"a ve Hz. Resulüllah"a uzanan ellerin kırılması, Allah katında en büyük ameldir.

Şimdi bizler Türkiyeli Müslümanlar, ümmetimizin diğer şerefli evlatlarıyla omuz omuza vererek, başta Amerikan elçilik ve konsoloslukları olmak üzere, tüm ABD kurumlarına yönelik kapsamlı ve kararlı kuşatma eylemlerini başlatma durumundayız. Mina"daki şeytan, İslam beldelerindeki ABD kurumlarıdır".

Sloganlarımızda haykırdığımız "ABD elçisi Türkiye"den defol" sloganını hayata geçirmek için, İslam dünyasın diğer beldelerinde olduğu üzere, Amerikan elçiliklerini ve kurumlarını kuşatarak, bu büyük şeytana karşı olan öfkemizi göstermek durumundayız; Amerikan elçilik ve kurumlarını kuşatmak bir "cihâd-ı difâi" yani, savunma cihadıdır. Çünkü biz İslam"ın en büyük kutsalını, uğruna canlarımız feda yüce Resulüllah"ı savunuyoruz"

Gerektiğinde kefenlerimizi giyeriz, ama Hz. Resulüllah"ın şahsiyet ve hürmetini bu alçakların karşısında terk etmeyiz. İstanbul"daki yürüyüşte atılan bir sloganda olduğu üzere "Ümmetiz, Kardeşiz, Muhammed"e Siperiz."

Bugün elçiliklerinin kuşatılmasını önlemeye çalışan Amerika, bakalım yarın
Washington ve Beyaz Saray"ın kuşatılmasını önleyebilecek mi?

Biz varız ve hazırız"

nureddin@velfecr.com