6 defa gitti, 7 defa geldi... Akit vurdu, bir daha gelemedi!

Hasan Karakaya

Bugün; “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş” olan “11 Ayın Sultanı Ramazan”ın ikinci günü... “Tüm Müslümanlara” mübarek olsun... Cenab-ı Allah, “huzurlu bir Ramazan” geçirmemizi nasip etsin... 

Evet, bugün Ramazan’ın ikinci günü... Dolayısıyla; “Ramazan’ın ruhu”na uygun olarak, bugünlerde “manevi atmosfer”den, “iftar”dan, “sahur”dan filan bahsetmem gerekir...

Ama, hep derim ya;

“Şeytan kovalamaktan salavat getirmeye fırsat bulamıyoruz.”

Dolayısıyla bugün; “Ramazan”dan değil, maalesef yine “Süleyman”dan söz edeceğim!..

Öyle ya;

“91 yıllık koca bir ömür, bir günlük yazıya sığar mı?”

Hele de, bu “91 yıl”ın “50 yılı siyaset”te geçmişse, bunu bir tek yazıya sığdırmak mümkün mü?..

O halde, “Ramazan”la ilgili yazıları sonraya bırakıp, “Devr-i Süleyman”a devam edelim...

Çünkü, Süleyman Demirel’le ilgili yazacak o kadar konu var ki; “sadece başlıklarını” yazsak bile bir “ansiklopedi” eder!..

Bu “Süleyman Demirel”in içinde; “İslâmköylü Demirel” var, “Morrison Süleyman” var, “Mason Süleyman” var, “Nurlu Süleyman” var, “28 Şubat Darbesi’nin mimarı Demirel” var, “Dün, Dündür” var, “Şapka” var, “7 defa gidip, 8 defa gelme” var!..

Var oğlu var!..

“Emeklilikte yaş haddini kaldırarak, Sosyal Güvenlik Sistemi’ni çökertme”var!..

“Olağanüstü Hal, Koruculuk ve Çekiç Güç’e dokunmama” var!..

“Onlar 3 veriyorsa, ben 5 veriyorum” var!..

“Yollar yürümekle aşınmaz” var!.. 

“Verdimse, ben verdim” var!..

“Benzin vardı da biz mi içtik?” var... 

“Türkiye’yi 70 Cent’e muhtaç etmesi” var!..

“Akraba kayırmacılığı” var, “yolsuzluklara göz yumma” var!..

“Giderken şapkamı götürmeyecek miydim?” var!..

“Başörtülü Merve Kavakçı” milletvekili seçilip de, Meclis’te yemin ettirilmeyince, onu; “Ajan provokatörlük, bölücülük ve rejime başkaldırmak”la suçlama var!..

Neler var, neler?..

5+5 TEZGÂHINI BİZ BOZDUK!

Ama; “6 defa gidip, 7 defa gelen” Demirel’in bir “gidiş hikâyesi” vardır ki,“tarihe geçen bu hadise”yi yazmadan geçmek olmaz!..

Tarih, 5 Nisan 2000...

Demirel’in “5 yıllık Cumhurbaşkanlığı” süresi dolmuş, “5 yıl daha görevde kalması” için, Meclis’te oylama yapılacaktır... Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve partileri; “Demirel’in bir 5 yıl daha görevde kalmasını” istemekte, aksi halde “kaos” çıkacağını iddia etmektedirler!..

Hatta, Fazilet Partisi içindeki birçok milletvekili de, “Demirel’in göreve devam etmesini”istemektedir!..

Ama, “5 Nisan”günü;

Adeta tarihin seyri değişti!..

Çünkü o gün;

“5+5 formülü”nü bozan, “Demirel’in hesapları”nı altüst eden bir “haber”çıktı!..

O haberdir ki; “Demirel’in görev süresinin uzatılmasını” engelledi!..

Peki, bu işe kim taş koydu?..

Bugün, bütün “gazeteciler” şu gerçeği itiraf ve teslim ediyor:

“Demirel’in işini o haber bitirdi!”

Hangi haber?..

Akit’in 5 Nisan 2000 günü, yani “5+5 oylaması”nın yapılacağı gün“sürmanşet”ten verdiği; “İşte Demirel bu” başlıklı haber!

Akit; o gün, hiçbir gazetenin yayınlamaya cesaret edemediği bir “belge”yayınladı.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yeğeni Murat Demirel için,Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’den “ricacı” oluyordu!...

“Banka sektöründe tecrübeli, muteber bir işadamıdır... Kendisine yakın ilgi ve desteğinizi esirgemeyeceğinizden eminim.”

İşte, “bütün gazetelere” gönderildiği halde; “Sadece Akit’te yayınlanan”bu mektup, aradan 7 ay geçtikten sonra, bazı yazarlar tarafından “altın değerinde” bulunuyor ve hatta “bir ibret belgesi olarak ömür boyu saklanması” tavsiye ediliyordu!

Övünmek gibi olmasın; ama o mektubu, sadece Akit yayınlamıştı!...

“Akit’in haberinden sonra”dır ki; Demirel, yeniden seçilemedi ve aylar sonra da “Balina Operasyonu” başladı!...

Hangi “komutan”ın, kimden, ne karşılığı “ev” aldığı, “5+5’in suya düşmesi”nden sonra çıktı ortaya!

Murat Demirel’in, Egebank’ın içini nasıl boşalttığı meselesi de “5 Nisan’dan aylar sonra” soruşturulmaya başlandı.

KORK NİSAN’IN 5’İNDEN!

Hani, eskiler;

“Kork Nisan’ın 5’inden, öküzü ayırır eşinden!” derler ya;

Demirel’in “Köşk’ten kopma süreci de, 5 Nisan’da” başladı!

Gelecek kuşaklar; dedelerinin sözünü herhalde şöyle değiştireceklerdir artık:

“Kork Nisan’ın 5’inden, Demirel’i ayırır Köşk’ünden!”

Evet; her şey 5 Nisan günü yapılan “5+5 oylaması” ile başladı.

“Balina”nın da, “Kasırga”nın da, o günlerde medya dünyasında esen“fırtına”nın da miladı 5 Nisan’dır!..

Övünmek gibi olmasın;

O günden bu yana patlayan bütün “pislik”lerin, “iğrenç ilişkiler”in ve“parasal bağlantı”ların ortaya çıkmasında Akit’in rolü büyük oldu.

Tevazuya lüzum yok;

İlk “düğüm”ü biz çözdük, gerisi “çorap söküğü” gibi geldi!..

Eğer Akit’in o haberi olmasaydı;

Demirel; “Yiyen yeğen”lerini korumaya devam eder, “kirli ilişkiler” sürer,“Balina ve Kasırga Operasyonları” asla yapılamazdı!..

AKİT DEŞİFRE EDİNCE!

Dönemin DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, “5+5 oylamasından önceki günlerde” şöyle diyordu:

“5+5’in geçmeyeceği olasılığını düşünmek bile istemiyorum. Türkiye’de istikrar çok hassas dengelere dayanmaktadır... Bu dengelerin bozulmaması için uğraşıyorum... Kaos çıkmasından kaygılıyım... Retçi milletvekillerini iki adım sonrasını görmeye davet ediyorum.”

Hâlâ merak ederim;

Bay Ecevit’in kastettiği “kaos” acaba “üstü örtülmek istenen yolsuzluklar”ın ortaya çıkması mıydı?..

Süleyman Bey’in “ikinci defa” seçilememesi halinde tüm bunların yaşanacağını biliyor muydu Bay Ecevit?!? 

Biliyordu da, onun için mi “ısrarcı” davranıyordu 5+5’in geçmesinde?..

Eğer öyleyse;

Bu “kaos”ta ve “kirli ilişkiler ve yolsuzluk”larla ayakta duran “istikrar”ın bozulmasında, Akit olarak, bizim rolümüz çok büyük!..

Özür dileriz!!!

Ne yapalım?.. 

Bu da bizim “zaaf”(!)ımız işte; 

“Soygun”lara tahammül edemeyip, “deşifre” ediveriyoruz!..

Yıktıksa perdeyi, eyledikse viran;

Kusurumuz affola!!! 

İşin esprisi bir yana;

“Öküzü eşinden ayıran 5 Nisan” günü, biz de, “Demirel’i Köşk’ten ayırmış”ve Güniz Sokak’taki evine göndermiştik!..

Öyle bir göndermiştik ki;

“6 defa gidip, 7 defa gelen” Demirel; Akit’in haberinden sonra, bir daha siyasete dönememişti!..

HERKESE MAVİ BONCUK!

“Güniz Sokak” ve “ev” deyince, aklıma geldi... Önceki gün; Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP milletvekili, aynı zamanda Demirel’lerin damadıolan İlhan Kesici ile birkaç kişi daha, Demirel’in evine “taziye ziyareti”nde bulunmuştu...

Tam da;

“Demirel’in çalışma odasında”ydılar ve meşhur “dağınık masası”nın iki yanında!.. O masanın dili olsa da, bir konuşsa!..

Efendim;

Bir gün, “Nurcu kardeşlerimiz”gitmiş Demirel’in evine... “Nurcu’ların geleceğini” bilen Demirel, hemen masanın üzerine Said Nursi Hazretleri’nin “Külliyat”ından, “Lem’alar” ve“Sözler” gibi kitaplarını koymuş!..

Nurcular, o kitapları görünce, “Tamam” demişler, “Demirel de bizden!.. O da Nurcu!”

Başlamışlar;

“Demirel güzellemeleri” yapmaya!..

Bir süre sonra; aynı Demirel’i “Marksistler” ziyaret etmiş...

Yine aynı oda, yine aynı masa!..

Ama bu defa, masanın üzerinde Karl Marks’ın “Das Kapital” adlı kitabı var!..

Marksistler demiş ki;

“Yahu biz bu adamı Nurcu biliyorduk ama o da Marksistmiş!”

Demirel, işte böyle biriydi!..

Herkese “mavi boncuk” dağıtır, herkesi kafaya alırdı!..

“BEN VARIM YA!”

İtiraf edelim, “zeki bir adam”dı!..

Bir seçim arefesinde, “Nurcu” kardeşlerimiz dikilmiş karşısına!..

“Hani sen Nurcu idin?.. Biz, seni hep Nurlu Süleyman olarak anlattık sevenlerimize... Ama sen, bir tek Nurcu’yu bile milletvekili adayı göstermedin!.. Meclis’te, bizim niye bir temsilcimiz yok?”

Demirel hazırcevap!..

Anında cevap vermiş;

“Ben varım ya!.. Benden iyi temsilci mi bulacaksınız? Nurcuları benden iyi kim temsil edecek?!?”

O gün, bugündür;

“Nurcu kardeşlerimiz”in gözünde; Demirel, hâlâ “Nurlu Süleyman”dır!..

Şu söz; onların dilinde “şablon bir slogan” olarak, hâlâ söylenmektedir:

“Elinde Kur’an, kalbinde iman,

Geliyor Nurlu Süleyman!”

“AHKÂM AYETLERİ İRTİCA!”

Ne var ki;

Aynı Demirel’in, 7 Kasım 1999’da, hem de “TRT ekranları”ndan; “6666 adet ayet vardır Kur’an’da. Bunun için bir rivayete göre 30, bir rivayete göre 230; ama değişik şekilde ‘ahkâm ayetleri’ denen, dünyayı tanzim eden ayetler var... Bu ayetlerin tanzim ettiğinin yerine, Türkiye Cumhuriyeti, pozitif hukukun tanzim ettiği bir durumu getirmiş? 76 sene önce... Şimdi ne isteniyor? Bir kısım kimseler, bunun dine aykırı olduğunu, binaenaleyh şeriat hukukuna dönülmesi lazım geldiğini söylüyorlar... İşte, irtica budur!!! Ahkâm ayetlerinin yerini pozitif hukuk almıştır” sözlerini, her ne hikmetse bilmezden, duymazdan gelirler!..

Her neyse... “Yollar yürümekle aşınmaz” diyen Demirel, Türkiye’de çok şeyi aşındırmış, çok şeyi çorbaya çevirmiştir!

“Bana; sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz!” diyen Demirel’in kendisi, öyle “kavram cinayetleri” işlemiştir ki, “Ayet cinayeti” bunlardan sadece biridir!..

Sonuç itibariyle;

“6 defa gitti, 7 defa geldi” ama, bu defa “dönmemecesine” gitti!..

Hem de, “şapka”sını alamadan!..

*********************************************************************************************

Türkiye-Suriye-Mısır’da meydana gelen olaylar birer rastlantı mı?..

Siz, Türkiye’deki “7 Haziran seçimleri”nde “HDP’nin barajı aşması”nın!..Suriye’de; “Esed-ABD-PYD işbirliği” ile Tel Abyad bölgesinin boşaltılıp, oraya PYD bayrağı çekilmesinin!.. “Firavun Sisi Cuntası”nın Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında “idam” kararı verdirmesinin!.. Birbirlerinden bağımsız olaylar olduğunu mu düşünüyorsunuz?..

Çok çok iyi bilin ki; bu olayların “zamanlama”sı hayli manidardır ve asla“tesadüf”(!) değildir!..

Her üç olay da; “hesaplamaları” çok önceden yapılmış ve aynı günlerde sahneye konulmuş olaylardır!..

l Türkiye’de 7 Haziran seçimleri,

l Suriye’de Tel Abyad’ın boşaltılması,

l Mısır’da Mursi’ye idam cezası!..

“Haçlı-Siyonist İttifakı”nın oluşturduğu “Üst Akıl” tarafından plânlanan ve“yerli işbirlikçileri”nin de kullanıldığı bu olaylar, “Ortadoğu’yu yeniden dizayn çabası”ndan başka bir şey değildir!..

Sorarım size; Kobani’yi ele geçirmek için haftalarca çarpışan DAEŞ adlı terör örgütü; elindeki Tel Abyad’ı; acaba tek kurşun bile sıkmadan niye teslim etti?

Demek oluyor ki; Esed’inden Sisi’sine... DAEŞ’inden PKK ve PYD’sine kadar, hepsi “kukla”dır, hepsi “piyon”dur!.. Ve hepsi “ABD-İsrail laboratuvarlarında üretilmiş mikroplar”dır!..

Vakit; uyanma ve şuurlanma vakti!..

yeniakit