27 Mayıs... CHP-ABD-Medya ortak yapımı kanlı bir darbe!

Hasan Karakaya

Ben bir “tarihçi” değilim... Dolayısıyla, herhangi bir olayı “derinliğine” bilemem... Ama, bir “gazeteci” gözüyle baktığımda,  en azından “madalyonu” ve “madalyonun arka yüzünü” görebilirim...

“27 Mayıs Darbesi”ne de, yine bir “gazeteci” gözüyle bakacak ve bu darbede “CHP’nin rolü”nü gözler önüne sermeye çalışacağım...

Bundan, “55 yıl önce” bu ülkede bir “darbe” yapıldı, “Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu” idam edildi...

Peki, “niye” idam edildiler?.. Ve “kim” ya da “kimler” idam ettirdi?..

İşin içinde, elbette CHP ve İsmet İnönü var... Cemal Gürsel ve Ordu var!.. Amerika ve NATO var!.. Medya var, üniversiteler var!..

MENDERES RUSYA’YA YANAŞINCA!

Önce ABD ve NATO’dan başlayalım:

1959’da, Güvenlik Konseyi Seçimleri vesilesiyle Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan Amerika’ya gidiyorlar... Gitmişken, o tarihteki başkan Roosevelt ile görüşüyorlar ve ondan “300 milyon dolar kredi” talep ediyorlar.

Roosevelt bu kredinin neden istendiğini soruyor... Sanayileşme altyapısı için ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar... Müttefik olduğumuz için de, bunu ABD’den istemekte sakınca duymadıklarını dile getiriyorlar. 

Fakat Roosevelt’in cevabı, “hayır” oluyor... Roosevelt; “Türkiye’nin NATO ittifakı içinde bir tarım ülkesi olduğunu ve NATO’nun tarım ihtiyaçlarını karşıladığını hatırlatıyor. Bu kurulu düzeni bozmayın” şeklinde bir reddediliş yaşanıyor.

“Amerika kredi vermeye yanaşmadığı” için, geriye tek bir alternatif kalıyor... 

O da, Rusya!..

Rusya’nın nabzı yoklanıyor... Dönemin Rus Devlet Başkanı Kruşçev, Fatin Rüştü Zorlu’ya “yardımcı olabiliriz” diyor!..

İşte bu “Rusya’ya yöneliş” yüzünden bir “darbe” yapılıyor... Dolayısıyla, 27 Mayıs’a, bir “NATO darbesidir” diyenler, hiç de haksız sayılmazlar!..

Daha açık söyleyeyim:

“Menderes Rusya’ya yönelince ipini çektiler!.. Yoksa Amerika’nın desteği olmadan darbe yapmanın imkânı yok!”

Ve ayrıca;

“27 Mayıs Darbesi’nin ilk bildirisi”nde; “Biz NATO’ya bağlıyız” denilmesi de, olayı açıklamaya yetiyor!..

KIYMA MAKİNALARI YALANI

O günkü gazeteler hangi manşetleri atmışlar, üniversite rektörleri ne planlar uydurmuştu?..

Buyrun, birkaç örnek:

l“Darbeci subay”lardan M.Emin Aytekin diyordu ki;

“O tarihlerde azametli CHP teşkilâtı, hapishanelerimize suçlular imal eden verimli ve mükemmel bir ihbar mekanizması halinde çalışmakta idi... Öyle ki; bu ihbarlar ve suç duyuruları Milli Birlik Komitesi üyelerinde bile bıkkınlığa yol açtı.”

lİstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sıddık Sami Onar da şu yalanları savuruyordu:

“Öldürülen üniversiteli genç sayısı çok fazla!.. Kamyonlarla taşınan cesetler, çeşitli mezarlıklara gömüldü.”

Ve devamı:

“Öldürülen çok sayıda öğrenci hunharca usûllerle ortadan kaldırıldı... Kimi, Et-Balık Tesisleri’nde kıyma makinalarından geçirildi, kimi hayvan yemi yapıldı, kimi de toz haline getirildi!”

Ve, arkasından;

“Protesto mitingleri!”

O GÜNÜN MANŞETLERİ

Gelelim; “Aaa, bugünkülerin tıpkısının aynısı” diyeceğiniz “gazete manşetleri”ne:

l“Menderes’in ayakkabılarının altında Kur’an bulundu!”

l“Adnan Menderes, Ardahan’ı Ruslara satmak için anlaşma yaptı!”

l“Huduttan kaçmak isteyen 11 mebus yakalandı... Samet Ağaoğlu’nun da hudutta ele geçirildiği rivayetleri var.”

l“Menderes pusulayı şaşırdı... Menderes’in çiftliğine sarfedilen paralar milletin kesesinden gitti!.. Çiftlik için Muğla yolu feda edildi!.. Menderes, bütün masraflarını Hazine’ye ödettirmiş!..”

l“Yolsuzluklar serisi... Sâbık bakanlardan Samet Ağaoğlu, Hasan Polatkan ve Nedim Ökmen’in, bütün inşaat kooperatiflerinden büyük menfaatler sağladıkları tesbit edildi... Bayar, Çiftehavuzlar’daki Köşk’ünü dövizle satın almış!”

l“Sâbıkların bankalardaki paralarının 1 milyar TL olduğu açıklandı.”

l“Hırsızlığın girmediği hiçbir iş kalmamış... THY, Londra’daki uçak kazasında ölenlere ve kurtulanlara yarım milyon lira fazla para ödemiş!”

l“DP’liler Vakıflar Bankası’nı da soymuş!.. Yalnız kendileri için değil, hanımları ve akrabaları için de krediler sağlamışlar!”

l“Hasan Polatkan’ın dört milyon liralık suiistimal yaptığı açıklandı!”

l“Büyük yolsuzluklar ortaya çıkıyor... Menderes, İsviçre’de yaptırdığı Köşk için, 32 milyonluk döviz kaçırmış!.. Menderes, yurt dışına kaçmaya hazırlanıyordu.”

Daha nice “manşet”ler,

Nice “yalan”lar!..

Peki, niçin?..

Elbette “DP iktidarı ve Adnan Menderes’ten kurtulmak” için!..

GÜRSEL VE İNÖNÜ

Kim, ne derse desin;

CHP ve İsmet İnönü de, sadece “27 Mayıs Darbesi”nin değil, “bütün darbeler”in ya “içinde”, ya “yanında”, ya “altında” veya “tam göbeğinde”dir!..

Buyrun birkaç örnek:

lTarih, 23 Ocak 1960...

Milliyet’in manşeti:

“İnönü, Menderes’e “Gideceksiniz” dedi... Dürüst seçim teminatını verirseniz rahat edersiniz... Vermezseniz gene gideceksiniz!..

Hem, fena gideceksiniz!”

l“CHP’nin resmi gazetesi Ulus”un 1 Haziran 1960 tarihli manşeti:

“Suçlular Yüce Divan’da yargılanacak... Org. Cemal Gürsel, halen mevkuf bulunan zevatın, suçlarının hesabını vermedikçe kendilerinin seçime asla iştirak ettirilmeyeceğini söyledi.”

l“Tarih, 2 Haziran 1960...

Yine Ulus, yine manşet:

“İnönü: Bu hareket meşru ihtilâldir... Ordunun memleket idaresini ele alması için sebepler, fazlası ile ciddi idi!”

lTarih 8 Ağustos 1960...

Bu da Milliyet’in manşeti:

“Gürsel: İnönü ile fikir birliği halindeyiz... Devlet Başkanı, CHP liderinin ziyaretini iade sırasında, memleket işlerini görüştüklerini söyledi.”

lYine Milliyet... 14 Ağustos 1960...

“İnönü: Müsterih ve güven içindeyiz... Partiler konacak esasları tatbike çalışacaktır!”

lTarih 10 Eylül 1960... Milliyet’in manşetinde yine İnönü var:

“İnönü: İhtilâle yanlış teşhis konulmamalı... CHP lideri, inkılâbın başarı ve şerefle sona ermesinin selâmet yolu olduğunu söyledi.”

Görüyorsunuz ya;

CHP, 27 Mayıs Darbesi’nin hem “hazırlayıcı”sı, hem “yapımcı”sıdır!..

Yani, “tam göbeğinde”dir!..

“27 Mayıs”la birlikte, “milletin sandıkta tecelli eden iradesi gasp edilmiş”tir!..

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın dediği gibi;

“27 Mayıs, CHP ve medya destekli bir darbeydi. Bu millet kendi adamını ve bugün hâlâ hatırladığında vicdanları sızlatan Adnan Menderes’i 27 Mayıs darbesiyle birlikte kaybetti. Milletin adamını milletin elinden aldılar ve iki de bakan idam edildi.

Yetmedi; o günü bayram ilan ettiler, bu millete o acılı günü yıllarca bayram olarak kutlattılar. İnadına kutlattılar. Şimdi bugün tam da 7 Haziran seçimlerinin öncesine buradan aziz milletime seslenmek istiyorum; sandıkta tecelli eden senin iradendir. Bu aziz millet bundan sonra sahip çıkacaktır.”

ABD, YİNE DEVREDE

“Türkiye’yi 50-60 yıl geriye götüren 27 Mayıs” olmasaydı, “12 Eylül” de olmazdı, “28 Şubat” da... 

Uzun lâfın kısası;

Dün Adnan Menderes ve DP’yi, bugün de “Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi durdurmak” isteyenler “aynı kafa”nın versiyonları!.. Onlar da; aslında Erdoğan’ı değil, “Türkiye’yi durdurmaya” çalışıyor!..

Basın desen;

“Yine işbaşında!”

Demem o ki;

“Biz bu filmi görmüştük” deyin ve “aynı yalanlar”la Tayyip Erdoğan’ı devirmek isteyenlere fırsat vermeyin!..

Dün, Menderes’i yediler!..

Bugün, Erdoğan’ı yedirtmeyin!..

Aslında, benim bir şey dememe gerek yok... “Dünkü” gazetelerle “bugünkü” gazeteleri!.. Dünkü “muhalefet”le bugünkü “muhalefet”i!.. Dünkü “iddia”larla, bugünkü “iddia”ları karşılaştırın, yeter!..

Senaryo aynı!..

Taktik aynı!..

Tezgâh aynı!..

Malzemeler aynı!..

Söylemler aynı!..

İşin tuhafı, “ABD” de aynı!..

“Haçlı-Siyonist İttifakı”nın sözcüsü olan ABD menşeli New York Times gazetesi; “Türkiye üzerindeki kara bulutlar” başlıklı  bir yazı yayınlıyor, “ABD ve NATO’yu Türkiye için göreve çağırıyor”sa, yani 55 yıl önce olduğu gibi, yine bir “darbe” yapılmasını istiyorsa; varın, gerisini siz düşünün!..

“Yalan”lar da, “yılan”lar da aynı!..

55 yıl önce ne yaptılarsa, bugün de aynısını yapmaya çalışıyorlar.

Yiyecek miyiz bu numaraları?..

Yedirecek miyiz Erdoğan’ı?..

Hadi, 7 Haziran’da;

Bir “manşet” daha atın!..

 ***********************************************************************

27 Mayıs Darbesi’nde kim, kimi destekledi?

Hani; “Şöyle çaldılar, böyle hırsızlık yaptılar!.. Şuralardan, şu kadar para çıktı” deyip, “27 Mayıs İhtilâlini meşrulaştırmaya” çalıştılar ya!.. Şimdi size, “ibretlik bir hadise”den bahsedeceğim...

27 Mayıs İhtilâline “Yüzbaşı” olarak katılan ve “Ondörtler olayı”nda sürgün edilen subaylar arasında yer alan Rıfat Baykal, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde yaşarken, 9 Haziran 2000 tarihinde, 76 yaşında iken ölmüş...

Ölmeden önce; “Günü gelince paylaşırsın” diyerek, “kiracı”sına bir “sandık” bırakmış...

O sandıkta; “Rıfat Baykal’ın günlüğü... 

Mektupları... Abdi İpekçi ile yazışmaları ve Gürsel’den gelen tayin belgeleri” filan varmış...

Ama asıl ilginç olan;

O sandıktan, bir de “çek koçanları” çıkmış!.. Hem de, “The Chase Manhattan Bank’a ait 14 ve 16 bin dolarlık çek koçanları” varmış sandıkta!..

Peki, “Darbeci Rıfat Baykal”a bu “çek koçanları”nı kim gönderdi, niye gönderdi?..

“Menderes’i dışarıdan para almakla” suçlayanlar, Rıfat Baykal’a gönderilen bu “çek koçanları”nı nasıl izah eder acaba?..

Kim, kimi desteklemiş, görün!..

yeniakit