Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

Suriye Muhalefeti Türkiye'de Toplanırken Türkiyeli Kardeşlerimize ...

Suriye Muhalefeti Türkiye'de Toplanırken Türkiyeli Kardeşlerimize Düşen Görev

Suriye Baas rejimine karşı kitlesel gösteriler ve kanlı saldırılar sürerken, 30 Mayıs tarihinde Suriye Muhalefeti"nin Türkiye"de Antalya kentinde düzenleyeceği konferans bazı gerçekleri bir kez daha konuşmayı gerekli kıldı.

Antalya toplantısı sekretaryası üyelerinden Khalaf Ali Khalaf, 30 Mayıs"ta başlayıp dört gün süreceği açıklanan "Suriye Muhalefeti Konferansı"nın, Suriye"de baas karşıtı muhalefet arasında bir koordinasyon oluşturmayı amaçladığını, konferansın "Suriye"deki ayaklanmayı desteklemek için demokratik çabaları koordine etme ve değişik ülkelerdeki bireylerle tek tek görüşme" amacının taşıdığını söylüyor.

Khalaf, konferansın, Suriye yönetimi üzerinde uluslar arası baskı oluşturmak amacıyla temsilciler belirleyeceğini, ancak Libya"daki devrimcilerin Muammer Kaddafi yönetimine karşı kurdukları "geçici yönetim konseyi" benzeri bir yapı oluşturmayı planlanmadığını konferansta Suriye içi muhalefetin temsil edileceğini belirtiyor.

Antalya Konferansı önce Washington Toplantısı

Amerika"daki 400 Suriye muhalifinin Salı günü kendi aralarında yaptıkları toplantıda, Suriye"deki Esad yönetiminin yıkılması için dış müdahalenin gerekliliği üzerinde durarak, muhaliflerden bazıları, Esad yönetimini devirmenin tek yolunun dış müdahaleden geçtiğini savunurken, aynı sırada Suriye yönetiminin yıkılması için İsrail"in müdahalesenin bile istenebiliyor.

Washington toplantısı ile ilgili yapılan açıklamada, 24 Mayıs Salı günü düzenlenen toplantının, "kendi kaderini tayin etmek için rejime karşı mücadele eden Suriye halkının özgürlük ve şerefini savunma amaçlı ilk büyük bir lobi faaliyeti" olduğu belirtiliyor.

Washington Yakın Doğu Politika Enstitüsü uzmanları ise Suriye rejiminin yıkılması için, Suriye ordusundaki Sünni askerlerin firar etmeye ikna edilmesini öneriyor. Enstitü uzmanlarına göre; Suriye"deki silahlı kuvetler Beşar Esad ve rejimine sadakat gösterdiği sürece, muhalefetin başarıya ulaşması mümkün değil. Bunun için de ordudaki Sünni askerlerin iktidardaki Esad ailesini yıkmaya ikna edilmeleri gerekiyor. Washington Enstitüsü bu hedefin gerçekleştirilmesi yolunda değişik yöntem ve yolları ortaya koyuyor.

Suriye muhaliflerinden Radwan Ziadeh, Ausama Monojed, Ammar Abdulhamid ve Najib Ghadbian, Suriye"deki Esad yönetiminin yıkılması için Beyazsaray yönetiminin "Değişim İçin Ulusal Girişim" üyeleri ile aktif bir diyaloğa geçmesini istiyor.

Radwan Ziadeh: 35 yaşında, Şam İnsan Hakları Merkezi Müdürü. 13 kitap yazarı. 2007 yılından bu yana Amerika"daki George Washington Üniversitesi"de konferanslar veriyor.

Anas al Abdeh, Suriye Adalet ve İnşa Hareketi Başkanı, Sürgündeki Suriyelilerin Şam Deklerasyonu sekreteri, Esad yönetiminin yıkılması için Avrupa"nın, özellikle de Fransa"nın Suriye yönetimi üzerinde doğrudan ve sert bir baskı oluşturmasını istiyor.

Ausama Monajed ise, Suriye"deki gösterilerde İran ve Hizbulah karşıtlığının yükselmesinin Batılı devletlerin Suriye "nin İran ve Hizbullah ile arasını açmak için büyük bir fırsat doğurduğunu belirterek Batı'nın bu fırsatı gerektiği gibi kullanmamasından şikayet ediyor.

Antalya Konferansı"na itiraz eden muhalifler

Suriyeli muhalif entelektüellerden 65 yaşındaki siyaset profosörü Burhan Ghalioun ise, Türkiye"de düzenlenecek olan konferansa katılmayı reddederek, bu konferansın dış güçlerin çıkarlarına hizmet edeceği uyarısında bulunuyor:

"Antalya"da düzenlenecek olan konferansa niçin katılmayacağımı soran kardeşlerime derim ki, gençliğin politik bir devrime olan susuzluklarını anlıyorum. Benim cevabım şu: eğer bu konferansın bu hedefe hizmet edeceğine emin olsaydım, bu konferansa katılmakta hiç terereddüt göstermezdim. Ancak öyle değil. Bu konferans, devrimden yararlanmak isteyen ve gizli ajandaları olan, ne yazık ki dış ajandaları olan bir çok kişinin toplanmasından ibarettir. Evet ne yazık ki bu konferansa katılacak olanların çok azı devrimin hizmetindeler ve kendilerini devrime adamış kimseler."

Suriye muhalefetinden, Londra merkezli Özgürlük ve İnşa Haraketi lideri Enes al Abdeh "Suriye"deki masum insanların öldürülmesinin önüne geçmek için Avrupa"nın, özellikle de Fransa"nın Suriye rejimine karşı doğrudan ve sert bir şekilde harekete geçme sorumluluğu vardır" derken, Arap Ssoyalist Hareketi lideri Sarkis Sarkis ile Suriye Demokratik Halk Partisi lideri Abdulhamid Alatassi de aynı görüşü savunuyor.

Diğer yanda Suriye muhalefi liderlerinden, Suriye Reform Partisi lideri Ferid Kadri daha da ileri giderek "Ortadoğu"nun tek demokratik ülkesi İsrail için bir şeyler yapmak için bir fırsattır bu" diyor.

Bir yanda, Arap Sosyalist Hareketi lideri, Şam Deklerasyonu Üyesi ve Suriye"deki Ulusal Demokratik Toplantısı üyesi Sarkis Sarkis. Bir yanda Fransa"da örgütlenen Suriye Demokratik Halk Partisi Lideri, Sürgündeki Suriyeliler arasındaki Şam Deklerasyonu sekteryası üyesi Abdulhamid Alatassi. Bir yanda Suriye Adalet ve İnşa Hareketi lideri ve sürgündeki Filistinliler arasındaki Şam Deklerasyonu sekreteryası başkanı Anas Alabdeh.

Ve bir diğer yanda "Amerika Ortadoğu"da yakaladığı bu tarihi fırsatı kaçırabilir mi? Suriye"deki son birkaç haftadır süren gösterilerde İran ve Hizbullah karşıtlığı yükselmişken, Batılı liderler elleri altındaki bu fırsatı kaçıracaklar mı?" diye soran muhalefet lideri Ausama Monajed"

Ve Washington Yakın Doğu Enstitüsü bastırıyor:

"Washington Suriye"de Sünni bir yönetim kurmaya odaklanmalıdır. Kuşkusuz bu Suriye"nin müttefiki Şii İran ile Suriye arasındaki ilişki kıracak, en azından kayda değer bir gerilime yol açacak."

Başka bir çağrı:

"Obama yönetimi Suriye"deki değişiklik için Arap uzlaşmasına önayak olmalı. İran"ın bu Doğu Akdeniz ülkesindeki ölümcül çıkarlarına karşı. Amerika Suriye"deki krizi, İran ve Hizbullah"ın nüfuzun tersine çevirmek için kullanmalı. Bunun için Mısır"ın da kayda değer desteği kazanılabilir. Zira İran Mısır"a göre, Filistin cephesini yağmalıyor."

Tekrar Antalya"da 30 Mayıs"ta düzenlenecek olan Suriye Muhalifleri Konferansı"na dönelim:

Bu toplantının organizasyonunda yukarıda aktardığımız hareketlerin, grupların, Diaspora'daki Şam Deklerasyonu"nun yeri nedir?

Daha önce yazdığımız bir yazıda bazı soruların cevaplanması gerektiğini belirtmiştik. Ancak daha ağır ithamlarla karşılaştık. Suriye halkının meşru taleplerini savunma noktasında haklı ve insani bir duruş sergileyen bazı kardeşlerimizi istisna tutarak şunu sormak istiyoruz:

Dile getirdiğiniz hususların, yazdığınız yazılar ve yaptığınız ithamların, kullandığınız argüman ve söylemlerin, yukarıda örneklerini aktardığımız kişilerle bu kadar benzeşmesi, neredeyse fotokopisi gibi olması, sizlerde hiç vicdan rahatsızlığı oluşturmuyor mu? Sizler haçlı Amerikan emperyalizmi ve siyonizmin karşısında, siyonizme karşı İslami direniş cephesinin yanında iken, bugün nasıl oldu da Amerika ve İsrail ağzını kullanmaktan çekinmez oldunuz?

"Suriye halkı ile dayanışma" adı altında organizasyon, eylem ve etkinlik gerçekleştiren kardeşlerimize ve dostlarımıza açık bir çağrıda bulunuyoruz:

Madem ki ülkemizde Antalya"da Suriye Muhalifleri toplanacak ve Suriye muhalefeti adına kararlar alıp temsilciler seçecek, sizler de, bu toplantıdan Suriye muhalefetinin, her tür emperyalist ve siyonist projenin şiddetle karşısında olduğu, Esad yönetimine karşı kurulacak yeni yönetimin siyonist rejimin varlığını, emperyalizmin bölgedeki sultasını kesinlikle reddedeceği ve denizden nehire kadar tüm Filistin toprakları özgürleşinceye ve siyonist rejim ortadan kalkıncaya kadar Suriye"nin direniş ülkesine dönüşeceği kararını çıkartın"

Emperyalist ve siyonist projelerin Suriye üzerine çöreklenmesine karşı da bir direniş başlatın ve Suriye halkının özgürlük ve adalet taleplerinin böylesi kirli odaklar eliyle kirletilemeyeceğini onların yüzüne haykırın.

Ve ayrıca adıyla ülkemizdeki sıkça boy gösteren bu Şam Deklerasyonu oluşumunun kimler tarafından teşkil edildiğini, bunun sekreteryasını, bu bileşenlerin politik, idelojik hesaplarını gün yüzüne çıkartın.

Başta Hamas ve İslami Cihad olmak üzere, 17 Filistin direniş örgütünün Şam"ı terk etmesi gerektiğini, -bağışlayınız- bu direniş hareketlerinin Şam"ın hatta Tahran'ın kucağından kalkması gerektiğini savunan kardeşlerimiz, Suriyeli muhalefet liderlerinin Londa, Riyad, Paris ve Washington"un kucağından kalkması gerektiğini de savunun. Acaba, Riyad kucağı Şam"ın kucağından daha mı temiz..?


Bizler hayatımızla, pratiğimizle, geçmişimizle ortadayız; bizler kavmi, mezhebi, hizbi ne olursa olsun, İslam ve Ümmet için direnenlerin ve direnişin yanındayız; ne direnişin kavmine, ne de mezhebine baktık. İslam ümmetinin birlik ve esenliğini, özgürlük ve kurtuluşunu, emperyalizm ve siyonizmin karşısında ümmetimizin bağımsızlık ve onurunu kim savunuyorsa, kim bunun için mücadele veriyorsa canımızla, kanımızla bizler de oradayız, onlarlayız.

Her kim inanç ve ideallerinde samimi ise, Rabbimizin Kur"an"da buyurduğu üzere, hakkın ve adaletin şahitliğini yapsın. Ve çok geçmeden tarih bütün hakikatleri aşikar edecektir. Gizlide kalanlar açığa çıkacak, konuşulmayanlar konuşulacak, herkes gerçeklerle yüzleşecektir. Çünkü hakkın hatırı her şeyin üstündedir....!

Bizler her zemin ve platformda görüş ve düşüncelerimizi dile getirmeye, karşıt söylem ve idealleri ileri sürenlerle konuşmaya, tartışmaya hazırız. Yeter ki hakikat ortaya çıksın, adalet yerin bulsun ve insanlar yanılmasın, yanıltılmasın...
 

 

 

velfecr

Bu yazı toplam 2695 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar