Merve Kavakçı

Merve Kavakçı

Reis-i Cumhur Erdoğan

Malumunuz Reis, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresi içerisinde kullanılan lakabıdır. Başkan, lider, idare eden anlamına gelen bu kelime şimdi Türkiye halkı ile tam anlamıyla buluştu, cumhuruna kavuştu. Başbakan, adı üstünde, bakanların yani milleti temsil eden vekillerin yönetici konumuna geçen bir kısmından oluşan kabineyi idare eden kişi anlamına geliyordu. Sayın Erdoğan şimdi bu görevini arkada bırakarak yeni görevine yani halkına direkt olarak, hiç aracısız olarak başkanlık etmeye başlamak üzere Köşk’e çıkıyor. Artık o, şimdiye kadar olduğundan daha fazla cumhurunun lideri olacak...

Siyasi hayatının bugüne kadar olan kısmına baktığınız zaman görülen Sayın Erdoğan’ın şimdiye kadar gelmiş geçmiş diğer başbakanlardan farklı olarak halkına en yakın olabilen, halkı ile sorunsuz ilişki kurabilen, siyasetin apoletlerinden rahatça kurtulup, halkı ile her ortam ve zamanda bir anda bütünleşebilen bir siyasi akla, kişisel yapıya ve karaktere sahip olması idi. Bu nedenledir ki daha çiçeği burnunda genç bir belediye başkanı iken bile, sadece o şehirde değil, tâ uzaklarda, güneydoğuda, doğuda, kuzeyde “başbakan!” diye tezahüratla karşılanıyor, Türkiye’nin bütün halkınca bağra basılıyordu. Bu şu anlama geliyordu: Erdoğan, Türk insanının gözünde geleceğin lideriydi. Ondandır ki muhtar bile olamaz veya siyasi hayatı bitti gibi manşetler atanlar, zafer çığlıkları atanlar, o günler üzerinden geçen on beş seneden sonra şimdi öfkeden çılgına dönmüş durumdalar.

Öfkeleri başlarına vurduğu için de yanlış bir strateji takip ettiler veya bizim inandığımız üzre “ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrül makirin” yani onlar hile yaptılar ancak Allah da onlara hile yaptı, Allah hile yapanların en hayırlısıdır. On beş sene sonunda gelinen nokta ancak bununla izah edilir. CHP son hatasını, kendi içinde köklü bir varoluşsal değişime gitme gayreti içine girmekle yaptı. Seçtiği çatı adayı, ayet ardına ayet okuyordu, ana dili Arapçaydı ve fakat siyasetçi değildi. Birinci ve ikinci ile CHP Türkiye insanı ile onyıllardır arasında oluşturduğu uçurumu kapatacağını, kendini güvenilir kılacağını ve böylece de dinle sorunu olmayan bir parti konumuna geçeceğini zannetti. Bunu safça yaptı, zira bunun bu kadar kolay olacağına kendini inandırdı, bir başka ifade ile kandırdı. Oysa CHP, dine olan mesafesi üzerine varolabilmiş bir siyasi zihniyeti savunuyordu, şimdi bunu, birden bire değiştirmekse hemen hemen imkansızdı. Ayrıca böyle bir değişimi kim istiyordu ki, CHP içinde? Bu sorunun cevabı da ayrı bir sorun teşkil ediyordu. CHP değişime hazır mıydı acaba? Çatı adayın başarısız olacağının bir sinyali de üçüncü maddede gizliydi, siyasetçi olmamak cumhurun reisini seçtiği ilk seçimde önemli bir handikaptı. Erdoğan siyasetçiydi ve kendini cumhurbaşkanlığına taşıyan kampanya boyunca da siyaset yaptı. Bunu da zaten başarılı bir siyasetçi olduğundan çok iyi yaptı. Sonuç itibariyle çatı adayı ezdi geçti, Köşk’e çıktı.

Şimdi millet, arada ne Meclis, ne milletvekili, ne de hükümet olmadan yani dolaysız olarak yani hiçbir vasıta olmaksızın, Reis-i Cumhur’una ulaşacak, yönetime katılacak. Türkiyemize hayırlı olsun!

yeniakit

Bu yazı toplam 987 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar