Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ölüm Anı'nın dehşeti ya da saadeti!

Derin Gerçekler

Yarın bayramın son günü. Kutsal günler ve geceler donanmak için bir vesiledir. Önemli olan bu donanımı diğer günlere ve gecelere taşıyabilmektir. Malımızla, canımızla ve sevdiklerimizle Allah yolunda seferber olabilecek miyiz? Şeytan taşlamaya devam edebilecek miyiz?
Yoksa “Cuma’lık Müslüman”, Bayramdan bayrama Müslüman” olduğunu hatırlamak mı?

3 yıldır hergün yeni bir ölüm haberi ile uyanıyoruz. Önce pandemi sürecinde ölüm sebebi CoVID diye kayda geçiyordu. Şimdi ise gerçek ölüm sebebi Aşı diye geçirilmiyor ama daha çok ölüyor insanlar. Kimi kalp, kimi kanser diye kayda geçiyor.

“Ölüm asude bir bahar ülkesidir bir rinde.”
“Ölüm güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber!”

Ölüm dünya sürgününün sona ermesidir. Ölüm, ölümlü dünyadan ölümsüzlüğe göç, hicrettir. Her insan için öldüğünde arkasında bıraktıklarından daha çoktur gittiği yerdeki dostları ve orada ona kimsenin bundan sonra zarar vermesi de mümkün değildir.

Bilinen yere “ne giden son gemidir bu! ‘Hicranlı hayat’ın ne de son matemidir bu!” Kahır ve çile yüklü hayattan kopmak insana nedense korku verir. Mezarlar korku verir. Modern toplumlarda böyle üretilen bir algı var. Ölü dirilecek olsa “Hortlak” diye ondan da korkacaklar.

Herkes Melekleri sever. Ölüm meleğinin adını kimse çocuklarına vermez.

Azra “kutsal bakire” anlamında Hz. Meryem'e verilen bir ad, “Medine” şehrinin bir adı aynı zamanda. Bir başka anlamda, “işlem görmemiş, denizden çıkmış fıtri hali ile inci” demek.

Azrâil kelimesi muhtemelen İbrânîce asıllı olup Kur'ân-ı Kerîm'de ve sahih hadislerde geçmemektedir. Secde/11’de insanların canını almakla görevli olan melekten “melekü'l-mevt” (ölüm meleği) diye bahsedilir.
Azrail kelimesi, Kuran veya hadislerde geçmemektedir.

Deprem dolayısı ile herkes ölümle yüzleşti. Ölüm nasıl bir şey, insan nasıl ölür. Nereye gider, bundan sonra neler olacak. B.zi bekleyen ya da bu süreçte bizim yapmamız gereken şeyler neler.. Ölen suçluların, günahkarlalrın, kötülerin hali,, çocuklar, yetimler, dullar iyi insanların hali.

Bugün ölümün kendisi ve ölüm anını Azrail üzerinden anlatmaya çalışayım inşallah.
“Ölüm bize ne yakın, ne yakın bize ölüm. Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm”.
Biz ölümü dua ile istemeyiz, amma Şehadeti “güzel ölüm” olarak isteriz. Aslında oradaki ölüm “ölüm” değil, ölümsüzlüğe açılan kapı, bir vesile ile diri kalmak için geçilmesi gereken bir kapıdır, ölümlüler dünyasından ayrılırken, onların gözünde şekli olandır. Yoksa ölen sadece bedendir. Ruh uyanıktır. Onun için bize denmedi mi Bakara 154’de denmedi mi; “Şehidler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” Şehidler, canları pahasına Allahın dinine şahidlik ettikleri için ölümsüz olmuşlardır.

Azrail, İslam dinindeki dört büyük melekten biridir. O İnsanların canını almakla görevlendilmiştir.. Ölüm Meleği, Secde Suresi: 11’de ve sahih hadislerde, melekül-mevt şeklinde de anılmaktadır.

Onun da yardımcısı başka melekler vardır. el-En'âm 61’da şöyle denir: "Nihayet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar hiç geri kalmazlar"
Kur'an'da, inkarcıların can verişleri şöyle tarif edilmektedir: "Melekler, kâfirlerin canlarını alırken onları görseydin, onların yüzlerine ve arkalarına vuruyorlar: Haydi, yangın (Cehennem) azabını tadın diyorlardı" (el-Enfal,50)


Bunlara Nâşitat melekleri deniyor. Bunlar müminlerin canlarını alışları da şöyle ifade edilmektedir: "Melekler iyi insanlar olarak canlarını aldıkları kimselere de: Selâm size, yaptıklarınıza karşılık Cennet'e girin' derler" (en-Nahl,32).
Onlar için korku yoktur ve üzülmeyecekler de. Kur’ân-ı Kerîm’de belirtildiği üzere ölüm melekleri, kötülüklerden korunan müminlerin ruhlarını alırken şefkat ve nezaketle hareket ederler ve kendilerine selâm verirler. Kötülük işlemek suretiyle kendilerine zulmedenlerin canlarını alırken de yüzlerine ve arkalarına vurarak onlara karşı sert ifadeler kullanırlar
(el-Enfâl 8/50; Muhammed 47/27; en-Nisâ 4/97; el-A‘râf 7/37).

Can’ı veren de Alan da, Ecel’i tayin eden de Allah’tır (cc) aslında. Bu iş’de her işin “asıl faili” olan Allah’a da nisbet edilir (ez-Zümer 39/42). Nitekim başka âyetlerde (el-En‘âm 6/61; el-A‘râf 7/37) “ölüm melekleri”nden “elçilerimiz” (rusulünâ) diye bahsedilir.

“Azrail” kelimesinin Arapça olduğunu söyleyenlere göre ”a-ze-ra ve el (îl)” kelimelerinden oluşmuştur ve anlamı da “güçlü kuvvetli, salabetli” demektir. “Aramice, Süryanice veya İbranice” olduğunu söyleyenler de vardır. Onlara göre “azer” ve “el” veya” îl” kelimelerinden oluşan bir terkiptir ve “ Yahve’nin / El'in yardımcısı” manasına gelir.

Musevilerde birbirinden farklı canlıların ölümleriyle ilgili farklı ölüm melekleri bulunur: Cebrâil kralların, Kapzil gençlerin, Maşbir küçük baş hayvanların, Maşhit çocukların, Af ve Hemah da insanların ve büyük hayvanların canlarını alır. Rabbiler’e ait eserlerde ondan fazla ölüm meleği adı yer alır ki bunlardan biri de Azrael’dir.

Yahudilik’te ölüm meleğinin yaratılışın ilk gününde var edildiğine inanılır. Mekânı göklerde olup on iki kanadı vardır. Ölüm anında kılıcını çekmiş olarak kişinin baş ucuna gelir. O, Mesîh tarafından yok edilecektir. Yahudi geleneğine göre ölüm meleği, ruhunu almak üzere Hz. Mûsâ’ya geldiği zaman Mûsâ onu reddetmiş ve onun ruhu Tanrı tarafından alınmıştır. Yahudilikteki inanca göre Meşiah geldiği zaman, ölüm sona erecek ve Meşiah ölüm meleğini, “Rabbin meleği” (Yahve’nin meleği)nin görevini sonlandıracaktır.

Dostlar, benim için hayırlı bir ömür dileyin, kısa uzun farketmez ama bereketli olsun ve onurlu olsun, haysiyeti olsun, şerefli olsun, ve hayırlı bir ölüm dileyin benim için. Yeter ki ruhumun özgürce cennete uçmasını sağlayan kanatlarım olsun işlerim, sözlerim ve yazılarım.

Ölüm, birileri için kaçış, kurtuluş olabilir mi?
Birileri için dünya hayatı açısından bir felaket gibi gözükse de o birileri için bir müjdeye dönüşebilir. Biz ölümü dua ile istemeyiz. Savaşı da. Ve biz biliriz ki, bir tek ecelimiz var. Azrail ecelimizden önce ve sonra gelmeyecek. Rızgımızdan az ya da çok yemeyeceğiz. Tabiatı ile kaderimizden başka bir kaderimiz de yok. O zaman ne gam. Neden korkak insan ve neden boş hayallere ve umutlara kapılır ki.

Her anlamda daha iyi bir gelecek için akıllı, ahlaklı, dürüst ve zalimlere karşı cesur olmak yetiyor. O zaman olacaklardan değil kendi yaptıklarınızdan korkun ya da Allah’ın ipine tutunanlardansanız korkmaya gerek yok, görüntüsü hangi şekilde olursa olsun, sizi enkaz altından alıp 7 kat göğe çıkartacak bir el vardır yanınızda. Sizi cansız bedeninize bakıp ağlayanlar için siz gökyüzünden el sallıyor olabilirsiniz.
Ölmeden önce ölelim ki ki, ölümün dehşetinden kurtulabilelim.

Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 136 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar