Nasrallah: Suudi Amerika...

Nasrallah: Suudi Amerika...

Güney Lübnan'da Yemen halkı ile dayanışma ve Saldırganlıkları protesto etme amacıyla düzenlenen gösteride Seyyid Hasan Nasrallah bir konuşma yaptı...

"Suudi Amerika" deyimini kullanan Hasan Nasrallah Yemen halkına yönelik yapılan saldırıları kınayarak Lübnan'ın tüm kesimlerinin bu saldırganlığın durdurulması için harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

Yemen'de Zeydi ile Şii ya da Şii ile Sünniler arasında veya kuzey ve güney arasında çıkarılmak istenen çatışma ortamı başarısız oldu diyen Nasrallah, halk komiteleri ve Ensarullah'ın direncinin kırılamadığını belirtti.                         www.tevhidhaber.com

Nasrallah, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemenli sivillere yönelik katliamları ve gıda ve sağlık ürünlerinin ülkeye sokulmasına izin vermemesini, okulları, hastaneleri ve gıda tesislerini bombalamasını İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına benzetti.

Yemen'e yönelik basın propagandası ve medya savaşının 2006 Temmuz'da Hizbullah İsrail savaşında Hizbullah'a yönelik karalamalara benzediğini de belirten Nasrallah, Gazze savaşlarında da aynı mantığın kullanıldığını belirtti.

Yemen'e yönelik saldırıların başarıszlığına dikkat çeken Nasrallah meşru olarak gösterilen Mansur Hadi'nin Yemen halkı tarafından istenmedğini söyledi.

Yemen'e yönelik saldırıların ilk günlerde hedefinin Yemen halkının Ensarullah'a ve halk komitelerine verdiği desteği milyonluk gösterilerle göstermesinin önüne geçmek olduğunu belirten Nasrallah, daha sonra bir tehdit algısı oluşturuldu, ancak şu güne baktığımızda tüm Yemen halkı Liderlerinden Suudi saldırganlığın çocuk ve kadınları hedeflemesinin stratejik yanıtlarını istiyor.

Nasrallah, "Suudi Arabistan saldırılarla Yemen halkının düşmanlığını kazandı ve tüm Yemen halkı onlar için artık bir tehdit" dedi.

Pakistan halkına Yemen'e saldırılara onay vermemesinden dolayı teşekkürlerini sunan Nasrallah, "1926 yılında Suud'un Resullah (a.s)'ın kabri şeriflerini yıkma girişimine engel olan Pakistan ve Mısır halkından aynı tavrı göstermelerini bekliyoruz" dedi.

BM güvenlik konseyinin Yemen'e yönelik aldığı silah amborgosu kararına da değinen Nasrallah, kararın şaşırtmadığını belirterek BMGK'den başka karar beklenmeyeceğini vurguladı.

Yemen halkının iradesinin kırılamayacağını belirten Nasrallah, bombardımana rağmen yüzbinlerce Yemenli'nin hala sokaklarda eylem yaptığına işaret ederken, Yemen toplumunun direnişçi olduğunu saldırıların intikamının alınacağını belirtti.  

Yemen Halkının ne olursa olsun zillete boyun eğmeyeceğini belirten Nasrallah, "Yemen halkının yanında olmak insani dini ve cihadi bir görevdir" dedi.

Nasrallah, tüm milletlerin sorumluluklarını yeniden gözden geçirip, uygun bir tavır almaları gerektiğini ifade ederek, "tehditler milletlerin Yemen halkının yanında durmasına engel olamayacaktır ve saldırılar kınanmaya devam edecektir" dedi.

Nasrallah, "Suudi Arabistan yetkilileri savaşın amacının Yemen'in Arap kimliğini savunmak olduğunu" söylüyor peki Arap halkı Yemen'e bir savaş için onlara yetki mi verdi? diye sorarken saldırının aslında Aarp halklarına açılmış savaş olduğuna dikkat çekti.

Suudi Arabistan'ın Yemen'de Husilere karşı yürüttüğü operasyonla ilgili, "Dediklerine göre, hayır ülkesi olan Suud Yemen'e savaş açıyor. Washington Büyükelçisi, ta Amerika'dan savaş ilan ediyor. Bunlar mı hayır ülkesi? Suud uçakları orayı bombalıyor. Müslümanların ve Arapların, terör ve tekfirci düşünceyi yayan Suud rejimine 'Dur yeter' deme zamanı gelmiştir" diyen Nasrallah, Suriye rejimine de bu düşünceye "boyun eğmediği" için teşekkür etti.

"YEMEN HALKI İNTİKAMCIDIR, UNUTMAZ"
 
Suud'un, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'yi geri getirme hedefini gerçekleştiremeyerek "başarısız" olduğunu savunan Nasrallah, şunları kaydetti:
 
"Amaç Hadi'yi geri getirmekse başarısız oldular. Hadi, ne Aden'e ne de Sana'ya dönemedi. Bu savaştan önce uzlaşı ile dönmesi mümkündü. Ama artık mümkün görünmüyor. Bunu ben değil, Yemenliler söylüyor. Suud da bunu yavaş yavaş anlayacak. Bu operasyon, hedef ve sonuç açısından bakılınca büyük bir fiyasko. Yemen halkının, ellerini kaldırıp teslim olacağını zannettiler. Suudi Arabistan, Yemen halkına önleyici bir darbe vurmak istedi. Böylece potansiyel olanı var ettiler. Olmayan bir tehdit var olan bir tehdide dönüştü. Suudi Arabistan, 'Yemenli kabileler güce saygı duyarlar' diye düşünüyordun. Yanıldın. Yemen halkı intikamcıdır. Sen, çoluk çocuk katlettiğin zaman bunu unutacaklarını mı zannediyorsun?"
 
"ARAP-İRAN SAVAŞI DEĞİL"
 
Yemen'deki krizin, "Arap-İran savaşı" olarak değerlendirilmesine karşı çıkan Nasrallah, "Dediler ki bu Arapların savaşı. 'Biz Arabız, siz Arap değilsiniz' dediler. Arap halkları, Suudi Arabistan'ı, Yemen saldırısı için yetkili mi kıldı? Kime karşı, gerçek Araplara karşı mı? Yemenlilerin dillerine, kıyafetlerine, kültürlerine, hamasetlerine, cömertliklerine bakın. Eğer Yemen Arap değilse gerçek Arap kimdir? Yemenlilerin, Arap ve Müslüman olduklarını ispat için hiçbir delile ihtiyacı yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
 
Mekke ve Medine'nin, "Yemen tehdidine" karşı korunması için, bazı müslüman ülkelerden ve Suud'dan cihat çağrıları yapıldığını öne süren
Nasrallah, şunları kaydetti: "Peki bu kutsal iki beldeyi Ensarullah mı tehdit ediyor? Yemenliler, kutsal mekanlara, peygamberimize olan sevgileriyle meşhurdur. Buralara bir tehdit olduğu doğrudur. Bu tehdit öncelikle IŞİD'den gelmektedir. 'Gerçek tevhide aykırı olarak insanların, Kabe'nin etrafında toplanıp taşlara taptıklarını' iddia eden onlardır. Suud Kralı,1926'da Hicaz'ı işgal ettiğinde Vahhabi takipçileri, bütün tarihi eserleri ortadan kaldırıp, imha ettiler. Peygamber efendimizin kabrinin yıkılmasını istediler. Peygamberimizin kabrini yıkmadan önce sahabelerin, Peygamber eşlerinin kabirlerini, evlerini imha ettiler. Peygamberimizin mezarı kalmıştı. O zaman tüm İslam ümmeti ayağa kalktı. Hem Şii hem Sünni alimler Peygamberimizin mezarının yıkılmasını beraberce engellediler. Benim yalan söylediğimi iddia edenler tarih kitaplarına bakabilirler."
 
"SUUD İLE IŞİD AYNI ZİHNİYETTE"
 
Suud ile IŞİD'in "aynı zihniyete" sahip olduğunu söyleyen Nasrallah, "Irak'taki kültürel mirası yok eden zihniyetle Peygamberimizin kabrini yok etmek isteyen zihniyet aynıdır. Biri diğerinin öğrencisidir. Bu fetvalar kime ait? Kim bu düşünceyi yayıyor, destekliyor, okullarında okutuyor? Suud yapıyor. Dünyadaki tekfirci şiddetin baş destekçisi Suud rejimidir" dedi.
 
"SUUD'UN MASKESİ BAHREYN'DE DÜŞTÜ"
 
İran'ın, Suudi Arabistan'la diyalogdan yana tavır izlediğini söyleyen Nasrallah, konuşmasına şöyle devam etti: "Suud'un maskesi Bahreyn'de düştü. Vifak Hareketi lideri ve yüzlerce hareket üyesi hapiste. Fakat Bahreynliler, şiddete başvurmadan siyasi çözüm arayışını ısrarla sürdürüyor. İran'ın, Bahreynlilere yardım etmesi meselesine gelince; İran yıllardır, her konuda Suud'un sürekli reddetmesine rağmen diyalog yollarını araştırdı. İran Suud'la görüşmek istiyor. Fakat Suud bu çağrılara kulaklarını kapatıyor."
Yemen konusundaki tavrı nedeniyle Lübnan'daki eleştirilere cevap olarak ise Nasrallah, şunları söyledi: "Hizbullah olarak kimseyi bağlayıcı bir şey söylemiyoruz. İslam ümmetinin bir parçası olarak kendi tavrımızı aldık ve tüm açıklığımızla sesimizi yükselttik. Kimse tehditleriyle bizi susturabileceğini zannetmesin. Lübnanlılara nasihatim şu; bu operasyonun başarılı olma ihtimali yok. İyi düşünün ve siyasi söylemlerinizi, taktiklerinizi ona göre yapın. Suriye konusunda anlaşmazlığa düşmüştük. Sonunda biz haklı çıktık. Esed 2 aya düşer demenizin üzerinden 4 yıl geçti. Bu konuda da aynı hataya düşmeyin. Suriye krizini nasıl Lüban'a taşımak istemediysek Yemen krizini de Lübnan'a taşımak istemeyiz."

Kaynak: Tevhidhaber.com / AA