Miçotakis'in Çağrısı

Yunanistan’ın yeni başbakanı Kiriakos Miçotakis, Doğu Akdeniz’deki gerginlikle ilgili güzel bir açıklama yaptı:

“Öfkeli bir retorikten uzak durarak uluslararası hukuk ve dostane iş birliği yönünde ilerlemek istiyoruz. Cesur adımlar atacağımız ortak bir yaklaşım için Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum. Bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz. Gereksiz gerginlikler ve silahlanma yarışı iki ülkeyi de değerli kaynaklarından mahrum ediyor. Bunlar ülkelerimizin yararına kullanılabilir.” 

Amerikalıların böyle durumlarda dediği gibi, “now we’re talking” (“Hah, şimdi doğru dürüst konuşmaya başladık”).

Öfkeli bir retorikten uzak durma vurgusu çok önemli.

Ortak bir yaklaşım vurgusu çok önemli.

Bu coğrafyada birlikte yaşadığımız vurgusu çok önemli.

 

Gerginlikler yüzünden iki ülkenin de değerli kaynaklardan mahrum kaldığı vurgusu çok önemli.

Bu gerginliklerin gereksiz gerginlikler olduğu vurgusu çok önemli.

Gereksiz gerginliklere son vererek o değerli kaynakları ülkelerimiz yararına kullanabileceğimiz vurgusu çok önemli.

Çok önemli, çok güzel; peki tam olarak ne yapmak lazım şimdi?

“Cesur adımlar” dediğine göre, şimdiye kadar takip edilen siyasetlerin, şimdiye kadar yürünen yolların, şimdiye kadar uygulanan stratejilerin ve taktiklerin ötesinde, sıra dışı, yepyeni bir şey yapmak gerektiğini düşünüyor Miçotakis.

Ne mesela?

Benim -Kıbrıs Rum gazetesi Kathimerini’nin 18 Mart 2018 tarihli sayısında yer alan- teklifim:

İlk iş olarak, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki büyün askerî harekeler -semalardaki askerî hareketler dahil- durdurulmalı, bunları kaçınılmaz kılan karşılıklı rızasız doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerine de ara verilmeli. Ortalık sakinleştirilmeli, gerilimsiz bir ortamda kafalar toparlanmalı, ‘Nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz?’ sorusunu herkes kendi kendine sorup salim kafayla cevaplamalı, sonra da güven ve huzur içinde müzakere masasına oturulup hem Türkiye ve Yunanistan’ın hem de Türk’üyle Rum’uyla bütün Kıbrıslıların  gözünü aydınlatacak bölgesel bir barış ve refah düzeni kurmak için kafa kafaya verilmeli. (Diyelim ki öyle bir sürece girildi ama bir sonuca varılamadı; ne kaybederiz ki? Hiçbir şey kaybetmez ama her halükarda kazanırız. O süreçte uçmayacak olan savaş uçaklarından tasarruf edeceğimiz milyonlarca dolarlık yakıt parası ceplerimizde kalır hiç olmazsa.)

***

Evet; bence ilk iş ‘kilometreyi sıfırlamak’ olmalı.

Sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başkanı Mustafa Akıncı’nın Rum mevkidaşı Nikos Anastasiadis’e teklif ettiği gibi, “hidrokarbon konusunun bir çatışma alanı olmaktan çıkarılıp verimli bir iş birliği alanına dönüştürülmesi” için müzakerelere başlanmalı.

“Cesur adımlar atacağımız ortak bir yaklaşım için Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum” diyen Miçotakis’e -hiç vakit kaybedilmeden, sıcağı sıcağına- “Memnuniyetle” karşılığı verilip yukarıda mezkûr adımların önerilmesi lazım.

Barış, işbirliği, müşterek refah yolunda daha cesur adımlar da düşünülebilir mi?

Olursa, baş göz üstüne.

Bu yazı toplam 1019 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar