Leman Sam küstah açıklamalarını yine savundu: ‘Benim çocukluğumda Kurban böyle kutlanmazdı’

Leman Sam küstah açıklamalarını yine savundu: ‘Benim çocukluğumda Kurban böyle kutlanmazdı’

Milliyet Gazetesi'nden Asu Maro'ya konuşan şarkıcı Leman Sam, 'sözlerinin arkasında olduğunu' fakat sözlerinin Müslümanlara değil'insanoğluna' olduğunu söyleyerek kendini savundu.

Kurban Bayramı'nda attığı skandal bir tweet'le,açıkça kurban kesen milyonlarca Müslümanı, kafa kesen IŞİD militanlarıyla aynı kefeye koyan şarkıcı Leman Sam'a, bir çok kesimden çok sert tepkiler gelmişti. 'Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır, IŞİD beni şaşırtmıyor' tweetini atan Leman Sam'a tepkiler çığ gibi yağmıştı. Leman Sam isimli şarkıcının Gaziantep konseri de iptal edilmişti.

Milliyet Gazetesi'nden Asu Maro'ya konuşan şarkıcı Leman Sam'sözlerinin arkasında olduğunu' fakat sözlerinin Müslümanlara değil'insanoğluna' olduğunu söyleyerek kendini savundu. 

İşte Sam'ın o açıklamaları;

‘SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM’

Hangi ruh hali içinde yazdınız o tweet’i?

Bir kere şunu söylemek istiyorum, kendimi savunmak için herhangi bir şey söylemeyeceğim çünkü savunulacak hiçbir şey yok. Hâlâ sözlerimin arkasındayım. Onu bir görüntünün üzerine yazmıştım, yazdığım tweet’in Kurban Bayramı’yla alakası yoktu ama Kurban Bayramı’ndaki görüntülerden sonra da yazardım muhtemelen.

Hangi görüntü üzerine yazmıştınız?

Kesilmiş, asılmış bir hayvanın içine çocuğu koyup resim çektirmişlerdi. Bir diğerinde de kesilmiş bir hayvanın kafasını çocuğun eline vermişlerdi... Şimdi herkesin inanç özgürlüğü vardır, herkes neye istiyorsa ona inansın, bu beni ilgilendirmez. Ama benim çocukluğumda da Kurban Bayramı vardı ve o gün Kurban Bayramı bu şekilde kutlanmazdı. Benim bildiğim kadarıyla o alınan hayvancağızlar güzel bakılır, o gün geldiği zaman gülsulu tülbentlerle gözleri bağlanır, işini bilen insanlar tarafından kesilir. Kimse kimseye gösteriş yapmak için kurban kesmez. Ben o zaman da çok onaylamıyordum ortalık yerde yapılmasını ama gün geçtikçe artık öyle bir abartı haline geldi ki Boğaz kırmızı akıyor, ortalık kıyamet gibi, kaçan hayvana işkenceler ediliyor, elektrikli testerelerle hayvanlara saldırılıyor, benim ruh sağlığım bozuluyor. Dediğim gibi, yazdığım tweet’in aslında Kurban Bayramı’yla ilgisi yoktu.

Neyle ilgiliydi peki?

Şunu yazdım: Masum bir hayvanın boğazına bıçağı dayayan bir insanın duygusuyla bir insanın boğazına bıçağı dayayan insanın duygusu aynıdır. Bizim ülkemizde sıklıkla adamlar karılarını kesiyor, terör örgütleri kafa kesiyor. Hani şöyle bir söylem vardır: Ben o kadar duyarlıyım ki tavuk bile kesemem. Çünkü bir canlıyı kesip, boğazından kan akıtıp can çekişmesini seyretmek öyle her babayiğidin harcı değildir. Her insanım diyen insan buna katlanamayabilir. Katlanamayanı da katlananı da kınamak bence çok gereksiz. Onun karakteri öyle, bunun karakteri böyle. Ben sadece eylemi yazdım; onu yapabilen, bunu da yapabilir. Çünkü farklı değil. Kan, can aynı şey. Benim attığım o tweet belki zamanlama açısından öyle anlaşılmış olabilir ama oradaki satanist de kedi kesiyor, buradaki sapık da köpek kesiyor, boğaz kesme eyleminden bahsettim. Onu yapabilen bunu da yapabilir, ona bakabilen buna da bakabilir. bugün yavru kediyi öldüren bir adam yarın çocuğunu öldürürse ben buna şaşırmıyorum. Budur mesele. Fakat bunun üzerine atılan tweet’lerden belli bir kesimin düzeyini fark ettim.

Fakat bunu bekliyordunuz herhalde...

Yoo. Ben bazen çok sert tweet’ler atıyorum, birkaç kişi ilgileniyor. Ama bunun hangi maksatla yapıldığını bilmiyorum, muhtemelen bunu fark eden birileri Bülent Arınç’a söylemiş olabilir, öyle alevlendirilmiş olabilir bu mevzu.

Şaşırdınız mı Arınç’ın sizin hakkınızda konuşmasına?

Yo, o ya ağlar ya birilerini hoplatır. Fakat şöyle bir şey var, ben bugüne kadar parlamentodan herhangi birine hakaretamiz bir şey yazmayı düşünmedim. Hatta geçen yıl yazdığım bir yazıda başbakan için “Sizi sevmeyi çok isterdim” demiştim. Hakikaten insan idarecilerini sevmek ve onlara saygı duymak istiyor. Ama Bülent Arınç çıkmış, edep, haya, iffet diyor, bu sözcükler kolay kolay kullanılabilir sözcükler değil. Bir dakika, nasıl bir hayasızlığımı, edepsizliğimi ya da iffetsizliğimi görmüş? Bu bir devlet adamına yakışmayacak bir tarzdır ve de çifte standartlı olduğu da açıktır. Sen “Bakara makaraya” bir şey deme, sonra bana edepten bahset. Üzgünüm ama hiç saygı duymuyorum ve kınıyorum, hatta kınamakla da kalmayacağım, hukuki yollara başvuracağım.

Tepkinizi İslamofobiye bağlayanlara ne diyeceksiniz?

Benim kimsenin dinine, inancına karışmak gibi ne bir hakkım var ne de bir isteğim... Sadece din kaynaklı savaşlara çok üzülüyorum, insanlar barış içinde yaşasın isterdim. Ama olmuyor. Dinler eğer savaşa neden oluyorsa bu çok üzücü. Ben İslam’ı böyle öğrenmedim. Benim büyükannem namaz kılan, dinine bağlı bir kadındı ve bana İslam’ın son derece barışçı, temizlik, yardımlaşma, dayanışma gerektiren bir din olduğunu öğretmişti. Bugün bu kadar şiddet içeren ve seksist yazılar yazabilen insanları gördüğümde bunun dinle ilgisi olduğunu düşünmek istemiyorum.

Yani sizin yazdığınız Müslümanlığa dair bir cümle değil...

Müslümanlıkla ilgili bir laf yok zaten yazdığımda. Ne İslam lafı geçiyor ne kurban ne de bayram. Benim kızgınlığım insanoğluna, Müslüman’a değil. Zaten diğer yazdıklarımı da insanlar incelerlerse esas hırsımın kime olduğunu anlarlar. Benimki insanoğluna. Bu kadar şiddeti içinde nasıl barındırdığına inanamamaktan.

 
Kaynak: Milliyet