Kıyam ve Kıyamet

Kıyam ve Kıyamet

Namaz İslâm’ın tüm ibadet, ahlâk, bakış açısını yansıtır, sembolik olarak mesajları içinde tutar.

Namaz’ın içindeki şartlardan olması hasebi ile Namaz’ın rükünlarından biridir. Namaz’ın dört rüknü vardır. Bunlar; kıyam, kıraat, rükû ve sücuddur. Rükün; bir fiilin sahih olabilmesi için, fiilin içinde bulunan gereklilik olduğunu ifade etmiştik.
Namaz’ın şartları içerisinde sekizinci madde olarak zikredilen “Kıyam” şartı (rükünu) ilk anlamda; Namaz’da ayakta durmaktır. Kıyamet kelimeside bu kelime ile ortak kökten türer. Kabirlerden insanların ayağa kalkıp dikileceği güne de “Kıyamet günü” denir. Kâmet kelimeside aynı kökten (KYM) gelir. Mâlum olduğu üzere farz Namaz’ında erkeklerin kâmet getirmesi sünnettir. Cemaatle kılacağında ise mutlak gereklidir. Terki tahrimen kerahet ifade eder. “Kad kâmet’is Salâh” Namaz başlıyor, ayağa kalkın, ayakta olun anlamında bir sesleniş ile Namaz başlar.
Kıyâm kelimesi, çokça anlamı içerisinde barındıran kelime olmaktan öte kavramsal dolulukta bir ifadedir. Bu anlamlar birbirine yakın ancak farklı yönlerde karşılıklar bulabilen ortak bir kelimenin altında yer alırlar. Kıyâm kelimesinin anlamlarına bakarsak;
1- Ayakta durmak,
2- Ayağa kalkmak,
3- Diklenmek,
4- Dikelmek,
5- İsyan etmek,
6- Haklı kalkışmada bulunmak,
7- Boy göstermek,
8- Meydan okumak,
9- Canlanmak,
10- Dirilmek,
11-Sürdürülebilirliği olan duruş göstermek.
Yukarıdaki anlam karşılıklarına eklemeler yapmak mümkündür. Dikkat edilirse doğru bir cümle kurmak kaydı ile Kıyâm kelimesinin yerine yukarıdaki anlamlardan birini yerleştirirsek cümlenin yapısı ve mânası değişmeyecektir. Misal; “Bahar geldi, tüm tabiat kıyâm etti/ canlandı/ ayaklandı/ dirildi/ boy gösterdi/ kalkıştı.” cümlesinde olduğu gibi...
“Allah, Beyt-i Haram (olan) Kâbe’yi insanlar için bir ayaklanma (kıyâm evi) kıldı; Haram Ay’ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah’ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Al- lah’ın gerçekten her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.” (Maide 97)
Ayette geçen “Kâbe’yi insanlar için bir kıyâm merkezi/ yeri kıldık” ifadesi Hacc ve Namaz ilintisi ve bu ilintinin kıyâm kelimesi ile oluştuğunu tefekkür edip üzerinde çokça düşünerek Namaz bilinci noktasında anne sütü mesabesinde bir fayda sağlayacaktır, olgunlaşmamış çocuk ruhlarımıza... Az evvel İftitah Tekbiri ile kurban oluş, kıyâm ile Hacc yapış ruhuna erip anne sütü ile gıdalanmışçasına bilinç ve olgunluk sürecinde yol alışımız zaten bizi gerçek bir anneye, “Ummül Kitab”a yani Fâtihâ Sûresi’ne götürecektir.
Nefse, heva ve heveslere, şeytana ve şeytanın dostlarına, kıyâm edip Allah’ın ve Rasulü’nün düşmanlarına boy gösterip, mukâvemet şuuru- nu edinmek için Namaz’a duran mü’min, Rabbinin huzurunda durduğunun da farkında olarak artık el pençe divan kabilinden edep ile secde mahalline bakacaktır. Artık bu ruh hâlleri ve donanımları ile kıraat et- meye hazırdır. Hastalık ve acziyet gibi herhangi bir mazereti olmayan her mü’min, farz Namaz’ları kıyâm hâlinde kılması gerektiğinin farziyetini bilerek bilinç yolculuğunda şimdi kıraat kapısındadır.

Namaz Okumaları kitabından iktibas edilmiştir.

Kaynak:Haber Kaynağı