İsrail ordusunda görev yapmayı reddetti tutuklandı!

İsrail ordusunda görev yapmayı reddetti tutuklandı!

8 Mart 2014'te onlarca İsrailli genç Siyonist rejim başbakanı Netanyahu'ya gönderdikleri mektuplarla vicdani retlerini ilan etmişti. Bu mektuba imza atan isimlerden biri olan 18 yaşındaki Udi Segal Siyonist orduda görev yapmayı reddettiği için geçtiğimiz

eçtiğimiz Mart ayında onlarca İsrailli genç Siyonist rejim başbakanı Netanyahu’ya gönderdikleri mektuplarla vicdani retlerini ilan etmişti. Bu mektuba imza atan isimlerden biri olan 18 yaşındaki Udi Segal Siyonist orduda görev yapmayı reddettiği için pazartesi günü tutuklandı.

Kendisine destek veren yaklaşık 75 kişilik bir grup eşliğinde askerlik şubesine giden Segal, burada Siyonist orduya katılmayı reddettiği ve İsrail’in Gazze saldırısını protesto ettikleri gerekçesiyle aynı bölgede toplanan bir grup Siyonistin küfürlerine maruz kaldıktan sonra, askerlik şube komutanına giderek ‘vicdani reddini’ ilan etti.

Bu ilanın ardından Udi Segal tutuklanarak 20 günlük cezasını çekmek üzere askeri cezaevine gönderildi. 
8 Mart 2014’te Udi Segal’in de aralarında bulunduğu 50 İsrailli genç Siyonist rejim başbakanı Netanyahu’ya gönderdikleri mektupta “Filistin topraklarında süregelen işgali ve ordunun İsrail toplumunda şovenizm, militarizm, şiddet, eşitsizlik ve ırkçılığı yükseltmesini” protesto ettiklerinden dolayı silah altına girmeyeceklerini söylemiş; 18 yaşına yaklaşan gençleri “ordunun mahiyeti” hakkında tekrar düşünmeye davet etmişlerdi.

Netanyahu’ya gönderilen mektuplarda “İşgal edilmiş topraklarda İsrail’in egemenliği altında yaşayan Filistinliler hem bu devletin sınırları içerisinde yaşamayı kendileri seçmedi hem de alınan kararlara tesir edebilecekleri ve karar alma mekanizmalarına katılabilecekleri hiçbir resmi yol mevcut değil. Bu durum hiç adil değil.” ifadelerine yer verilmişti.

Mektupları kaleme alan gençler aynı zamanda Batı Şeria’da süregelen insan hakları ihlallerinden ve uluslararası hukuk bakımından savaş suçu olan fiillerin işlenmesinden de şikâyetçi olmuştu. İsrailli gençler ülkede süregelen “yargısız infazlardan, işgal edilmiş topraklara yeni yerleşimlerin inşa edilmesinden, idari ve keyfi tutuklamalardan, işkenceden, kolektif cezalandırmadan, su ve elektrik gibi kaynakların haksızca paylaşılmasından ve benzeri hak ihlallerinden” rahatsızlıklarını dile getirmişlerdi.

Yazdıkları mektuplarda “vicdanımızı dinlediğimizde yukarıda saydığımız cürümleri işleyen sistemin bir parçası olamayız” diyen gençlere göre ülkedeki insan hakları ihlalleriyle dolu mevcut durumu İsrail ordusu sürdürüyor.

Mektupların yazarlarından olan Mandy Kretner, Tel Aviv’de basın mensuplarına verdiği beyanatta “Bize göre ordunun eylemleri çözüm üretici olmaktan ve adalet, güvenlik ve barışa ulaşmaya hizmet etmekten çok uzak.” derken; diğer bir yazar olan Shaked Hararî ise “Ordu sadece bir araç olan ortalama insanlara değil, yalnızca güçlü insanlara hizmet ediyor. Ben ve arkadaşlarım savaşta harcanan bir piyon olmayı reddediyoruz” demişti.