Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Haydin, Örtülü Kızlarımızla Birlikte Okullara, Hatta Sınıflara!

Bu ülkede bayanlar müslümanca bir kimlik ibrazında bulunamamışlarsa, kendilerini Müslüman olarak ilan edememişlerse, erkekleri de dahil olmak üzere o ülkenin tamamı İslami bir kimlik ibrazında bulunmamış demektir. Siz o coğrafyanın Müslümanlığını başka hangi şekilde ilan edeceksiniz?
Örtünmek, Müslüman bir toplumun hayat memat meselesidir. Yani, demek istiyoruz ki, bayanlarının örtünemediği bir ülkeyi Müslüman bir ülke olarak kabul etmek ne kadar geçerlidir?

Ve bizler şu anda böyle bir ülkenin insanlarıyız, Müslümanlarıyız. Bizim birinci meselemiz, olmazsa olmazımız örtünmektir, her yerde örtünmektir.

Eğer siz, bugün siyasiler arasındaki yoğun trafiğe bakarak Türkiye"deki örtünme yasağının Meclis tarafından kaldırılacağına inanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Çünkü her şeyden önce bu yasak Meclis tarafından konulmamıştır ki, Meclis tarafından kaldırılsın.

Bugün Meclis tarafından yasağın kaldırılmasına dair bir karar alınsa bile, bunun yanlış bir yol olduğunu iddia ediyoruz. Kanunlarda mevcut olmayan bir yasak nasıl kaldırılabilir ki?

Söyleyin, Meclisin hangi döneminde, hangi partiler tarafından ve kaç milletvekilinin parmak kaldırmasıyla getirilmiştir bu yasak ki, aynı yoldan kaldırılacak olsun?

Peki o halde nedir sürmekte olan bu yasak?

Fiili olarak gücü elinde bulunduranların, yani ideolojik dikta rejiminin bir dayatmasıdır.

Nasıl kalkar bu yasak? Mevcut uygulama çiğnenerek, reddedilerek, kabullenilmeyerek kalkar bu yasak.

Yani hiç kimseye sormadan, hiç kimseye danışmadan ve hiç kimseden bir müsaade beklemeksizin bayanların bizzat örtünmesiyle, örtünerek okullarına girmesiyle, bugün giremedikleri bütün alanlara girmeleriyle kalkar bu yasak.

"Ben bir müslümanım ve örtünüyorum! Benim Rabbim bana örtünmemi emrediyor ve ben de örtünüyorum! Sizin ilahlarınız da size neyi emrediyorsa buyurun siz de onu yapın!" şeklinde net ve berrak bir tavır sergileyerek"

Ve bunun bedeli her ne ise ödeyerek, göze alarak"

Unutmayalım ki, her hangi bir ücret ödemeden elde etmeye çalıştığımız bir mal ne kadar bizimse, bedelini ödemeden elde ettiğimizi sandığımız müslümanca bir hayat da ancak o kadar bizimdir.

Örtünme hakkımızı mevcut yönetimlerin kurallarına veya daha evrensel mahiyetteki bir takım kurumlara dayanarak elde etmeye çalıştığımızda, yeri geldiğinde onların bir başka kuralıyla elimizden geri alınacağını, önümüzün kesilivereceğini, yollarımızın yeniden tıkanıvereceğini asla unutmayalım.

Yine unutmayalım ki, örtünmek, Müslümanlar için ne bir demokratik haktır ve ne de birtakım yönetimlerin tanıdığı lütuf ve ihsandır.

Örtünme hakkını elde etmek için İslam"dan başka bir dil kullandığımızda, başka bir metod uyguladığımızda, İslam"dan başka metinlerin altına imza attığımızda, daha sonra birtakım faturalarla, hem de bedeli çok ağır olan faturalarla karşılaşacağımızı hiçbir zaman unutmamalıyız.

Bu bağlamda bugün birinci yanlışımız, örtünme mücadelesinin sadece üniversiteler için veriliyor olmasıdır.

Buluğ çağına gelen bütün kızlarımızın örtünmeleri kendilerine farz olduğuna göre, örtünme mücadelesi kesinlikle ilköğretimden başlatılmalıdır.

Öncelikle şu gerçeği kafamızın bir köşesine yazmalıyız ve sonra dışarı haykırmalıyız:

Çocuklarımız asla ve asla devletin değildir, hele hele çocuklarımız asla rejimin değildir. Çocuklarımız bizimdir, annelerinin ve babalarınındır. Onların nasıl bir hayat yaşayacaklarına karar verecek olan bizleriz.

Müslümanlar olarak bugün bizim üzerimize düşen birinci görev, buluğ çağına girmiş kızlarımızın örtünmesini sağlamak, sonra örtüleriyle okuluna göndermek, gerekiyorsa onlarla birlikte okula gitmek, hatta sınıfa kadar girmek.

Şunu bilelim ki, ilköğretim zorunlu olduğu için hiçbir güç kızımızı okulun dışına atamaz. Hele hele, İslam"ın güçlü olduğu bir bölgede hiçbir güç buna yeltenemez.

Eğer bu ülkede İslam adına en büyük adımı atmak istiyorsak;

Tesettüre bürünmüş kızlarımızla birlikte haydin okullara, haydin sınıflara!

Üniversite, yüksek okul ve kamusal alan dedikleri bütün alanlarda da aynı adım atılmalıdır. Hiç kimseye danışmadan, hiç kimseden müsaade almadan bu alanlara bayanlarımızı örtülü girmeye çağırıyoruz. Eğer kapıdan içeri örtülü olarak alınmıyorlarsa, örtülerimizi çantamızda veya koynumuzda girdirerek aynı anda içerde örtünmeye çağırıyoruz.

Bu adımı atmak da öncelikle Peygamber Sevdalılarına yakışır ve onlardan beklenir.

doğruhaber

Bu yazı toplam 3744 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar