Nureddin Şirin

Nureddin Şirin

General Eş Şeyh'in Sözde Tekzibi ya da Merd-i Kıptilerin Secaati…!

Bir ABD gladyosu olan "Özgür Suriye Ordusu" lideri Albay Riyad el Esed ile, Suriye Ordusundan ayrılıp Türkiye"ye sığındıktan sonra "Askeri Konsey" kuran Tuğgeneral Mustafa el Şeyh"in aralarında anlaşıp/anlaştırılıp yeni bir konsey kurulmuş, General el Şeyh de bu konseyin başına getirilmişti.

Çiçeği burnunda bu yeni başkan, üslendiği ve üsleneceği misyonu arz etmek için, El Hayat gazetesine bir röportaj veriyor ve bu röportajda "gelecekteki savaşın İslamcılarla" olacağını söylüyordu.

General eş Şeyh"in açıklamaları İsra Haber tarafından Türkçeleştirilerek yayınlanmasıyla birlikte Türkiye"de büyük bir yankı uyandırmış, bunun üzerine, ülkemizdeki Suriye Dayanışma Platformu, ortaya çıkan bu aykırılığın giderilmesi için, Eş Şeyh"in bir tekzip yayınlamasını istemiş, Eş Şeyh de bir açıklama yaparak, Haksöz sitesine ulaştırmıştı.

Bu arada küçük bir ayrıntı belki ama, öğrenmek isteğimizi mazur görsünler; biz söz konusu haberi El Hayat gazetesinin internet sitesi üzerinden Türkçeleştirip yayınlamıştık. Haberi de İsra Haber yayın yönetmeni kardeşimiz İsa Eren hazırlamıştı. Nitekim kendisi de "tekzip" konusunda etraflıca bir açıklama yaptı. Şimdi biz bu "tekzip" haberinin kaynağını öğrenebilir miyiz acaba?

Bu "tekzip" herhangi bir haber ajansı veya internet sitesinden çeviri veya iktibas yoluyla yayınlanmadığı için, "özel haber" olarak yayınlanan bu haberin kaynağı nedir? Mustafa El Şeyh"e ulaşılarak, kamuoyunda oluşan tepkiyi dindirmek için kendisinden açıklama mı istenmiştir, öyle ise kim istemiştir ve kendilerine nasıl ulaşmışlardır? Yoksa, Generalin Türkiye"deki yayınları takip eden bir enformasyon birimi, bunu bir gereklilik görerek, Eş Şeyh"in açıklamasını uygun gördüğü bir siteye ulaştırıp "özel haber" formunda yayınlanmasını mı sağlamıştır? Bu küçük ayrıntıyı bu "özel haber"i yayınlayan kardeşlerimiz açıklarlar inşallah.

Bu "tekzib" haberinin "Haksöz"de yayınlanması üzerine, söz konusu habere eklenen ve bize gönderilen yorumlarda, "yalanınız ortaya çıktı" diyenlerden "iftira" attığımıza, "İran sevgisinin gözlerimizi kör etti"ğinden, "Suriye devrimini karalama operasyonu"na kadar her şey söylendi. Yine aynı şekilde, bu haberi yayınlamakla "Bir CIA muh(a)birlerini kılavuz edinerek habercilik yaptığımız" başlıkları atıldı"

Tabi ki, söz konusu haberin ortaya çıkardığı sarsıntıyı gidermek için, sarsılan imajı düzeltmek ve kurgulanan senaryonun itibarını kurtarmak için nasıl bir telaşa düşüldüğünü biliyoruz. Sonuçta, yapay gürültülerle bir manipülasyon operasyonuna ihtiyaç vardı, ve o da bu şekilde yapılmak istendi, ama mızrak çuvalın dışında...

Ancak, şu toz dumanı bir kenara savuşturup meselenin özünü bir daha konuşmak gerekmez mi?

Acaba "General Eş Şeyh"ten El hayata Tekzib" başlığı altında yayınlanan bu özel haberin neresinde bir tekzip var, diye soranlar olmayacak mıydı? İşte toz duman altında, "tekzip" adı altında ortaya sunulan açıklamanın gerçekte çuvala sığmayan bir mızrak misali, sayın generalin "secaat arzetmek isterken, sirkatini söyleyen merdi Kıpti" örneğini gözler önüne seriyordu.

Çünkü Generalin açıklaması bir "tekzip" değil, "tevil"dir; hukuk dilinde buna "tevilli ikrar" denir. Anca, "haber yalan çıktı" "iftiracılığınız belli oldu" diyenler gerçekten, bu açıklamada bir "tekzip" mi yoksa, "tevil" mi olduğunu ayırt edecek durumda değiller miydi?

O halde önce, General El Şeyh"in El hayat"da yayınlanan ve bizim de Türkçeleştirerek haberleştirdiğimiz ifadelerini bir kez daha buraya alıp, sonra "tekzip" adı altında yayınlanan açıklamayı alt alta bir koyalım:

"Batı, Beşşar Esed sonrasında İsrail sınırının korunması, bölgedeki çıkarlarının güvence altına alınması, Suriye"nin aşırılık yanlısı İslamcı akımların etkinlik gösterdiği ve azınlıkları ezdiği meydana dönüşmemesi için güvence istiyor. Bizim gözlerimiz, Suriye devriminin İslamlaşmasına karşı tetikte. Gelecekteki savaşımız bu olacak." (İsra Haber)

"Hiç şüphe yok ki İhvan-ı Muslimin Suriye muhalefetinin en önemli parçalarından biridir. Biz Muhalefetin tüm kesimlerini saygıyla karşılıyor ve kabul ediyoruz. Ben, kendisini İslam"a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapıları kastettim. Bunu muhabir hanıma özellikle de vurguladım. Sözlerimin tümünü yayınlayacaklarına dair kendilerinden söz de aldım. Onlar ise ben sanki İhvan dahil tüm İslamcıları hedef alıyormuşum gibi yansıttılar. Ancak el-Hayat"ın bu tutumu hem gazetecilik ahlakı hem de siyasi açıdan manidardır." (Haksöz Haber)

"Tekzip" adı altında yayınlanan bu haberin kritiğine geçmeden önce, General"in söz konusu açıklamasını hangi gerekçeye dayandırdığına bir bakalım:

Haber metninde görüleceği üzere sayın general bu ifadelerini, "Suriye muhalefetinin ne siyasi ne de askeri kanadında, Beşşar Esed rejimi sonrasına ilişkin bir stratejinin olduğunu, özellikle de İhvan"ın Suriye muhalefetine hakim olduğu bir zamanda stratejinin belirginleşmemesinden ötürü batının destek vermemesi" gerekçesine dayandırıyor.

Ve haberin devamında ayrıca bir ihvan eleştirisi de yaparak, İhvan"ın "sivilleri koruma kurulu" adı altında oluşturduğu "askeri yapı"nın Özgür Suriye ordusundan ayrı bir yapılanma olmasına dikkat çekerek, kendilerinin inisiyatifi dışındaki bu yapıyı da şiddetle eleştiriyor.

Peki bu durumda sayın General nasıl bir tekzipte bulunuyor:

"Ben, kendisini İslam"a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapıları kastettim. Bunu muhabir hanıma özellikle de vurguladım. Sözlerimin tümünü yayınlayacaklarına dair kendilerinden söz de aldım. Onlar ise ben sanki İhvan dahil tüm İslamcıları hedef alıyormuşum gibi yansıttılar."

Görüldüğü gibi, generalin El Hayat"ta yayınlanan habere ilişkin yaptığı açıklama, "tekzip" değil, sadece bir "tashih" (düzeltme) şeklinde. Tekzip "bütünüyle yalanlama" demektir. Haberin aslının olmadığı, uydurma olduğu yönünde gösterilen tepkidir. Peki general ne diyor; "benimle röportaj yapan hanım, sözlerimin tamamını yayınlamayarak, sanki ihvan dahil tüm İslamcıları kastetmişim gibi bir görüntü verdi" diyor.

Söyler misiniz acaba, "tekzip" bunun neresinde?

Açıkça görüleceği üzere General, açıklamasında sadece "bütün İslamcıları kastetmedim" diyor. Ancak açıklamasının devamında "İhvan"ın sivilleri koruma kurulu adı altında oluşturduğu yapı"ya ilişkin açıklamalarına bir "tekzip" de getirmiyor.

Biz daha önce, yine bir El Cezire muhabirinin İdlib"te Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla yaptığı görüşmeye ilişkin "Suriye"de İslamcılar üzerinden oynanan oyun" başlığı altında yayınladığımız bir haberde, Irak"ta olduğu gibi, Suriye"de de yeni "sahve" (Uyanış Konseyleri) nin üretildiğini belirtmiştik"

İşte Sayın General, yeni bir "Uyanış Konseyi" portresiyle karşımıza çıkarak, adını "kendisini İslam"a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapılar" diye koyduğu "İslamcılar"la savaşacaklarını ilan ediyor.

Peki, Sayın general -tekzip etmediği şekilde- bu savaşın gerekçesini nasıl koyuyor:

"Batı, Beşşar Esed sonrasında İsrail sınırının korunması, bölgedeki çıkarlarının güvence altına alınması, Suriye"nin aşırılık yanlısı İslamcı akımların etkinlik gösterdiği ve azınlıkları ezdiği meydana dönüşmemesi için güvence istiyor."

Sayın generalin, "tekzip" adı altında yayınlanan açıklamasında gerçekte tekzip etmediği bu gerekçenin ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü..?

General açıkça şunu söylüyor:

"Biz Batıyı kaygılandıran noktaları görüyoruz, bunun için de, Batı"nın bölgedeki çıkarlarının güvence alınması ve İsrail sınırlarının korunması yönündeki kaygılarını gidermek için adını "kendisini İslam"a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapılar"la savaşacağız."

Bir telaş içinde alelacele General"den "tekzip" adı altında bir açıklama alan kardeşlerimiz, niçin bu generalin kendisine "siz Suriye muhalefeti adı altında Batı"nın bölgedeki çıkarlarının ve siyonist rejimin sınırlarının bekçisi ve jandarması mısınız?" diye sormadılar?

Yine bu kardeşlerimiz, bu sayın generale "bize gönderdiğin açıklamada "kendisini İslam"a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapılar"dan söz ediyorsun, peki kimdir bu karanlık yapılar?" diye sormadılar?

Öyle ya, bu "karanlık"(!) diye tanımlanan yapılar, Suriye istihbarat rejiminin kurduğu "İslamcı görünümlü" gizli savaş birimleri mi, yoksa "şebbiha" denilen baas milislerinin bir başka kolu mu? Böyle ise, bunlar mı "Suriye devriminin gerçekleşmesinin uzamasına sebep olacak" unsurlar? Yoksa, Suriye içindeki veya dışarıdan Suriye"ye giden "ABD ve Batı karşıtı selefi cihad grupları" mı?

Görüleceği üzere, burada ister generalin açıklamasının kendisinde, isterse bu açıklamanın yayınlanma telaşında kelimenin tam anlamıyla bir "merd-i Kıpti" örneği var, "secaat arz edeyim derken, sirkatini söylüyor." Mızrak çuvala sığmadıktan sonra, ne yapsan boş, ne yapsan boş"!

Biz, "alın özgür Suriye ordusunu başınıza çalın" derken, çuvala sığmayan, sığdırılamayan bu mızrağı göstermek istedik sadece. Bir taraftan "Özgür Suriye Ordusu silahlandırılsın" diyerek Amerika, İngiltere, Fransa, Suud ve Katar"ın kapısına git; diğer taraftan da, "Batı"nın bölgesel çıkarlarını ve siyonist rejim sınırlarını koruma" güvencesini Batı"ya vermeye çalışan "Özgür Suriye Ordusu" gibi paravan yapıların kirli yüzlerini örtmeye çalış"

Peki, bu mudur ahlakilik?

Bir taraftan "küresel selefi cihad"a arka çıkıyor gibi gözük, öbür taraftan, "selefi cihad"a savaş açanların arkasında dur, bu mudur ahlakilik? Bir taraftan Eymen Zevahiri"nin çağrısını önemse, diğer taraftan onun çağrısına icabet edenlere namlu doğrultanların kabzasından tut, bu mudur ahlakilik?

Bundan sonra, bazı kardeşler de, "selefi cihad" adına yazılar yazıp bizi suçlayadursun" Şimdi, tüm bu olup bitenlerin muhasebesini yapıyorlar mı acaba..?

Devam edecek"

 

velfecr

Bu yazı toplam 2027 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar