Geçtiğimiz ay Washington merkezli "Sosyal Sorumluluk için Hekimler" adlı oluşum ABD tarafından başlatılan "Teröre Karşı Savaş"ın başladığı yıldan bu yana sivil ölümlerini ele alan bir çalışma yayınladı. Bu çalışmaya göre 11 Eylül saldırılarından bu yana öldürülen sivillerin sayısı 1.3 milyon ile 2 milyon arasında.

Nobel ödüllü doktorlar tarafından yayınlanan 97 sayfalık rapor, ABD'nin doğrudan müdahale ettiği Irak, Afganistan ve Pakistan'daki kayıpları ele alıyor. Hala daha net ve doğruya yakın bir sayının ortaya konulamasa da bu çalışmada sivil kayıplar konusunda doğruya yakın bir sayının belirlenmesini amaçlamış.

Rapora, sivil kayıplara ilişkin önceki raporlara göz atılarak başlanmış ve ana akım medya ağır şekilde eleştirilmiş. Örneğin, medya verilerini ele alan bir raporda Irak'taki sivil kaybının 110 bin olduğu yer almış ancak bu sayı,  "Sosyal Sorumluluk için Hekimler"e göre gerçek olmaktan oldukça uzak.

Savaşın başlangıcından bu yana Irak'ın Necef kentinde sadece 1354 ölüm rapor edilmişken, bölgede toplam 40 bin kişinin defnedildiği bilgisi rapora yansıdı. Aynı durum hava saldırıları için de geçerli. Rapor edilen hava saldırılarının sayısı oldukça azken gerçek sayılar bunların çok daha ötesinde.

"Sosyal Sorumluluk için Hekimler"in yayınladığı rapora göre sivil kayıplarını belirlerken kullanılan metod oldukça yanlış ve siyasi. Birçok rapor, şiddetin dorukta olduğu bölgeleri çalışmalara dahil etmemiş. Bazı raporlar sadece dönemin Irak Sağlık Bakanlığı gibi taraflı kaynakların verilerini değerlendirmiş. ABD baskısıyla bazı raporlardaki rakamların da değişikliğe uğradığı ifade ediliyor.

 "Sosyal Sorumluluk için Hekimler"in tahminine göre Irak'a ABD müdahalesinde yaşamını yitiren sivillerin sayısı 1 milyona yakın. Afganistan'da 220 bin ve Pakistan'da 80 bin kişilik bir sivil kaybının olduğu belirliliyor. Rapora göre "gerçekte olan sivil kaybı sayısı 2 milyonu aşabilir." Zira bu sayılar en düşük sayılar baz alınarak sunulmuş.

Irak'a yönelik ilk Batı müdahalesi 1991 yılında Birinci Körfez Savaşı ile başladı ve ülkeye yönelik yaptırımlarla devam etti. Bu savaşın ve uygulanan ambargonun Irak'ta yaklaşık 200 bin sivilin ölümüne yol açtığı düşünülüyor. Savaş sonrası devam eden ambargo dolayısıyla yaşamını yitiren sivillerin sayısı ise 1.7 milyon. Böylece 2003 yılındaki ikinci savaşa kadar Irak'ta öldürülen sivillerin sayısı 2 milyona ulaşıyor. Günümüze dek süren savaştaki sivil kaybı sayısı 3 milyonu aşkın.

Afganistan

Afganistan'da Sovyetler Birliği'nin çekilmesi sonrası başlayan iç savaş, Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi ve ABD müdahalesinden bugüne dek uzanan süreçte doğrudan ya da dolaylı olarak savaş sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısının 200 bin ile 2 milyon arasında olduğu düşünülüyor.Ülkede yaşanan sivil kayıplarının önemli bir kısmı raporlara ve basına yansımıyor.

Taliban yönetimi döneminde ülkeye uygulanan ambargoda gıda yetersizliği ve hastalıklar nedeniyle çoğu çocuk binlerce sivil hayatını kaybetti. 2001 yılında gelen ABD müdahalesinde de öldürülen sivillerin sayısı oldukça fazla.Gece baskınlarında, ABD askerlerinin keyfi saldırılarında, insansız uçaklar ve helikopterlerle düzenlenen hava saldırılarında, ABD destekli hükümet güçlerinin operasyonlarında her gün onlarca sivilin hayatını kaybettiği ifade ediliyor. Geniş bir coğrafyaya ve izole bölgelere sahip olan ülkede sivil kayıpları çoğu zaman duyulmuyor.

Pakistan

Afganistan'da ABD'nin yürüttüğü savaşın arka bahçesi haline gelen Pakistan'da da sivil kayıpları önemli bir sorun. Taliban'ın varlığını sürdürdüğü aşiret bölgeleri çoğu kez ABD savaş uçakları ve insansız hava araçlarınca hedef alınıyor. Bu saldırılarda ölenlerin büyük bir kısmının siviller olduğu biliniyor. Öte yandan Pakistan ordusu da ABD desteğiyle bölgeye düzenlediği saldırılarda birçok sivilin yaşamını yitirmesine yol açıyor. "Teröre karşı" savaşın başladığı tarihten bugüne dek Pakistan'da 80 bin sivilin bu savaş kapsamında öldürüldüğü ifade edilse de gerçek sayının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.

Batılı güçler tarafından yürütülen savaşta sivil ölümlerinin tek faili ABD değil. Rusya, Fransa ve İngiltere gibi diğer Batılı güçlerin de sivil ölümlerinde kirli bir sicili var.

Kafkaslar

Sovyetler Birliği'nin dağıldığı dönemde patlak veren savaşlar, yüzyıllardır Rusya etkinliğinin var olduğu bölgede en çok sivillere zarar verdi. 1994 yılında Birinci Çeçen Savaşı ile başlayan ve yoğunluğu 21. yüzyılın başlarından itibaren azalan çatışmalarda hayatını kaybeden sivillerin sayısı 200 bin dolayında. Rusya'nın sivillere yönelik şiddetli bombardımanı ve Grozni başta olmak üzere birçok yerleşimi neredeyse haritadan sildiği gerçeği hafızalarda tazeliğini koruyor.

Somali

30 yıldan uzun süredir ülkede yaşanan iç çatışmalara ABD ve Birleşmiş Milletler'in dahli sivil kayıplarını daha da artırdı. Birleşmiş Milletler'in bölgedeki barış gücü sivillere yönelik tecavüz suçlarıyla da anılıyor. Ülkede sivil ölümlerine dair rakamlar en az 300 bin kişiyle başlıyor, 500 bin silie dek artış gösteriyor.

Cezayir

İslami Selamet Cephesi'nin yükselişi ve ardından gelen askeri darbe sonrası çıkan iç savaşta 150 bin sivilin öldürüldüğü düşünülüyor. Fransa tarafından desteklenen ordunun sivillere yönelik işkencelere ve cinayetlere adının karıştığı biliniyor. Öte yandan kimilerince istihbarat örgütleri tarafından kontrol edilmekle suçlanan GIA adlı grup da sivil ölümlerinde önemli bir etkendi.

Bosna

Avrupa'nın ortasında ve Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerinin gözleri önünde yaşanan iç savaş sivillere yönelik katliamlarla dolu. Bölgede hayatını kaybeden 50 binden fazla sivilin çoğunluğunu Boşnak Müslümanlar oluşturuyor. Bosna'da yeni ortaya çıkarılan toplu mezarlardan halen yüzlerce ceset çıkarılıyor.

Suriye, Yemen, Mısır, Filistin gibi birçok bölgede daha Batılı güçlerin başlattığı savaşlarda binlerce sivil yaşamlarını yitirdi. Bu sivillerin çoğu uluslararası kamuyou için birer rakamdan ibaret kalmakla beraber, bu rakamlar dahi gerçek olmaktan oldukça uzak. Bölgelerde yaşanan gerçek sivil kayıplarının sayısı çoğu zaman bir sır olarak kalmaya mecbur bırakılmış.

FETÖ elebaşı haçlıları övmüştü

"HAÇLILAR KARINIZA KIZINIZA İLİŞMEZLER"

"Gülen bunun gerekçesini de "Çünkü sizinle onlar arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş haçlılar"  diyerek zihniyetini ortaya koymuştu.