Eylemlerin perde arkası... Meteksan"a ve inteRANTıma dokunma!

Hani; "Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder" diye bir söz vardır ya, son günlerdeki "protesto gösterileri"ne de aynı gözle bakıyorum... Gösterilerde o kadar "şiddet", o kadar "hiddet" ve "öfke" var ki; şöyle düşünmeye başladım: "Bunların amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek!"
Bunlar, problemlerine "çözüm" bulunsun diye değil, "kaos" olsun diye gösteri yapıyor!
Açık ve net söylüyorum:
"YGS"deki şifre iddiaları" üzerine yapılan gösteriler ve yapılan açıklamaların tek hedefi vardı: "İktidarı yıpratmak!"
Neymiş, "şifre" varmış!..
Peki, "şifre" vardı da, "birileri" bundan yararlandı mı?.. Yani, "birilerinin kulağı"na üflendi de, "Soruları şu sıralamaya göre çöz" mü denildi?..
Elbette hayır!..
Bütün öğrenciler, "hiçbir şeyden haberi olmadan" önlerine konulan "soru kitapçıkları"ndaki sorulardan bilebildiklerini işaretlediler ve sınavdan çıktılar!..
Yani, 1 milyon 700 bin öğrenciden, "bir tekine bile" ayrıcalık yapılmadı... Kim, kaç soru yaptı ise, o kadar puan aldı!..
Lütfen dikkat;
"Şifre" iddiaları, "sınavdan iki gün sonra" yani her şey olup bittikten sonra ortaya atıldı!..
Ama; yapılan inceleme ve soruşturmalardan sonra; hiçbir öğrenciye ayrıcalık yapılmadığı anlaşıldı.
Zaten "şifre ve kopya" iddiaları doğru olsaydı, bu yıl, "çok daha fazla öğrencinin başarılı olması" gerekmez miydi?..
Öyle ya;
Zaten "zeki" öğrencilere, bir de "şifre"nin verildiği öğrenciler eklenince, rakamın daha büyük olması gerekirdi!..
Ama, hiç de öyle değil!..
Geçen yıl, 2 bin 141 aday "matematik soruları"nın tamamını doğru cevaplandırırken, bu yıl rakam 1.805"e düşmüş!..
O halde, hani şifre?..
METEKSAN DEVRE DIŞI KALSA!
Durum bu iken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, tüm "yoldaş" ve "candaş"lar adeta "Bremen Mızakacıları" gibi bağırmaya başladılar:
"Ali Demir istifa!.."
Ali Demir istifa ederse, diyecekler ki; "Gördünüz işte, suçunu kabul etti ve istifa etti!.. Suçsuz olsaydı, hiç istifa eder miydi?"
Adam istifa etmeyince, bu defa başladılar "yaygara" koparmaya;
"Demir"i Hükümet koruyor!"
Açık söyleyeyim;
Ali Demir, bu süreci iyi yönetemedi... Hatta, "gereksiz açıklamaları" ile kafaları karıştırdı ve Hükümeti de zor durumda bıraktı... Ama, şurası kesin: YGS"de hiçbir yamukluk yok!..
"Sonucu etkilemeyen" bazı hatalar ve aksaklıklar olmuşsa bile; bunun sorumlusu ÖSYM veya Başkan Ali Demir değil, "soru kitapçıkları"nı basan Meteksan"dır!..
Meteksan, eğer ÖSYM"den "iş" alamazsa, batar!.. Ali Demir başkanlığındaki ÖSYM yönetimi de, "Meteksan"ı devre dışı bırakmaya" hazırlanıyor.
O halde, ne yapacak Meteksan?..
"AK Parti muhalifi" partileri, medyayı ve STK"ları harekete geçirecek ki; ÖSYM Başkanı istifa etsin ve böylece Meteksan, bir "sülük" gibi ÖSYM"yi emmeye devam etsin!..
Hiç şüpheniz olmasın ki;
Bu işlerin gerisinde "rant hesapları" yatmaktadır!.. "ÖSYM"nin aleyhine" demeçler veren "siyasi"ler ve STK"lar ile Ali Demir hakkında "linç kampanyası" açan malûm medya, aslında "öğrencilerin hakları"nı değil, "Meteksan"ın çıkarları"nı savunmuşlardır!..
Bilerek ya da bilmeyerek;
"Mandepsi"ye basmışlar ve 1 milyon 700 bin öğrenciyi kullanarak, "Meteksan"ın çıkarları"nı savunarak, bu "kirli oyun"a alet olmuşlardır!..
Hâlâ da oluyorlar!..
KULAKLARI BETONLU
"Gerçek"ler bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmasına rağmen, hâlâ "Odunum" demeye, hâlâ ilk dediklerinde ısrar etmeye devam ediyorlar!..
Görmüyorlar!.. Duymuyorlar!..
Ya "göz"lerinin üzerine "perde" çektirdiler, ya da "gözlük"lerine, "kurşun geçirmez bir zırh" kaplattılar!..
"Kulak"ları desen, tam sağır!..
Merak ediyorum;
Kulak deliklerine "kurşun" mu döktürdüler, yoksa "beton"mu?..
Bir insan, gelişmelere "açık" olur... "İddia ettikleri" konularda bir gelişme olursa, ona göre tavır takınırlar!..
Ama; "gözlükleri zırhlı, kulakları betonlu" bu zevat; hâlâ bırakıldıkları yerde otlamaya devam ediyor!..
Ne görüyorlar, ne duyuyorlar!..
Söyleyin Allah aşkına;
Bu "beton veya kurşun heykel"lerin sözlerine, siz olsanız inanır mısınız?..
Şahsen ben inanmadım!..
"Bir bardak suda fırtına koparmaya" çalıştıklarını görünce de; kesin kanaat getirdim ki; bunlar "kaos" peşinde!..
"Kaos" olsun ki, iktidar yıpransın!..
Tek amaçları bu!..
İNTERNETE SANSÜR PALAVRASI!
"Aynı kafa"yı, bu defa "internetime dokunma" eylemlerinde gördük... Bu eylemlerin de, bir "hak arama" eylemi olduğuna kesinlikle inanmıyorum!..
YGS eylemlerinde "öğrenciler" kullanılmıştı, internet eylemlerinde de maalesef "gençler" kullanıldı... "Kullanıldı" ifadesini özellikle vurguluyorum...
Evet, "gençler kullanılmışlar"dır!..
Çünkü ortada;
Ne "yasak" var, ne de "sansür!"
Yok böyle bir şey!..
Söylediklerinin tamamı "kuruntu"dan, "kuru gürültü"den ve "paranoya"dan ibaret!..
Bakın, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu"nun, yani BTK"nın, 22 Şubat 2011 tarihinde aldığı "internetin güvenli kullanımı" başlıklı kararın "6. madde"sinde ne deniliyor;
"Madde 6- Fıkra 1- İşletmeciler, güvenli internet hizmetini standart profil, çocuk profili, aile profili ve yurtiçi internet profili olmak üzere farklı erişim yetkilerine sahip dört farklı kullanıcı profiline göre sunmakla yükümlüdürler."
Yani, kullanıcıların güvenliğini sağlamak üzere, tercihlerine göre; hangi sitelere girip hangilerine giremeyeceklerini belirleyecekleri dört ayrı profil sunulacak.
Kullanıcılar bu profiller arasında istedikleri şekilde geçiş yapabilecekler.
Peki "yasak" veya "sansür" bunun neresinde?..
Kaldı ki;
BTK Başkanı Tayfun Acarer; internet abonelerinin şu anda kullandıkları sistemi aynen kullanmaya devam edebileceğini, isteyen abonenin de güvenli internet profiline geçebileceğini belirterek, "Şu andaki konumunda kalmak isteyenlerin herhangi bir şey yapmaları gerekmiyor" diyor!..
Yani, sen istemezsen; hiç kimse, sana, "İllâ da şunu seç" demiyor!..
3 AYDIR NEREDEYDİNİZ?
Bütün bu "gerçek"ler ortadayken, hâlâ zırlayan, hırlayan ve paçaya dalma pozisyonu alan "sahibinin sesi" tiplere derim ki;
"Ulan; sansüre karşı madem bu kadar duyarlıydınız, 22 Şubat"tan bu yana nerelerdeydiniz?"
Öyle ya;
O karar, 22 Şubat"ta alındı... Aradan geçmiş 3 ay!.. Şimdi kalkmışlar, "Sansüre hayır" diye böğürüyorlar!.. Tamam, herkesin "bağırma ve böğürme özgürlüğü" vardır da, 22 Şubat"tan sonra niye meydanlara dökülmediniz?
Yoksa, bir "işaret" mi bekliyordunuz?..
Ben bilirim sizi!..
Sizin derdiniz "üzüm yemek" değil; siz "bağcıyı dövmek" istiyorsunuz!..
BTK üzerinden AK Parti"ye, Tayfun Acarer üstünden Tayyip Erdoğan"a çakmak ve böylece seçimlere bir ay kala "CHP yelkenini şişirmek" istiyorsunuz!..
Eğer 22 Şubat"ta sesinizi çıkarsaydınız, "gerçek"ler ortaya çıkacak ve "nakavt" olacaktınız!.. "Seçime 1 ay kala böğürmeye" başladınız ki; millet neyin ne olduğunu anlayamadan sandığa gidip, "Sansürcü AK Parti"(!)ye cezasını versin!..
Yok öyle yağma!..
Millet "keriz" değil!..
Sen "standart profil"de isen, internetini kullanmaya aynen devam et!.. Ama, çocuğunun "zararlı siteler"e girmesini istemiyorsan, dersin ki, ben şu "profil"i istiyorum!.. Haa, BTK"dan verilecek "şifre" ile, sen yine istediğin yere girebilir, istediğin haltı yiyebilirsin!..
Uzun lâfın kısası;
Ortada ne "sansür" var, ne de "yasak" diye bir şey!.. "Böğürücü"lerin yapmaya çalıştığı tek şey; tam da "seçim arefesi"nde, AK Parti"yi "sansürcü" göstermekten başka bir şey değildir!..
SEN SAPIKSAN, SAPIK KAL!
Hadi, AK Parti"yi "sansürcü" ve "yasakçı" göstermek istiyorlar, peki Pazar günkü eylemlerde taşınan "pankart"lara ne demeli?..
Şu hâle bakın; bir "kadın" ve "kız"ın elindeki pankartta şöyle yazıyor;
"Hepimiz pornocuyuz!"
Ve bir erkeğin taşıdığı pankart:
"Pornoma dokunma!"
"Baldız baldan tatlı!"
Söyleyin Allah aşkına;
Bunlar, "neyin özgürlüğü"nü istiyorlar?.. "Porno yayınlar" devam etsin mi istiyorlar?.. Hadi, diyelim ki, "porno"culuğun adı da "özgürlük" oldu; iyi ama, sorarlar adama; "Senin sapıklığını engelleyen mi var?"
Geç "internet"in başına;
İster "erotik film" seyret, ister "hard porno!"
Karışan mı var?..
Ama, benim karşıma geçip de; "İnternete özgürlük" diye böğürme!.. Herkes, senin gibi "ahlâksız" ve "sapık" değil!.. Olmak zorunda da değil!..
Hayır, senin derdin "özgürlük" filân değil!.. Sen de biliyorsun ki; AK Parti iktidarından önce, "internet kullanıcıları"nın sayısı "4 milyon"du... İktidar, "kolay, hızlı ve ucuz" interneti teşvik ederek, bu sayıyı "49 milyon"a çıkardı...
4 milyon nerede, 49 milyon nerede?..
Akıl var, mantık var;
İnterneti teşvik eden bir iktidar, bugün niye "sansür" veya "yasak" getirmeyi düşünsün ki?..
BU İŞTE RANT BÜYÜK!
Diyorlar ki;
"Özgürlük istiyoruz!"
Kime özgürlük istiyorlar biliyor musunuz?.. "Filtrecilere özgürlük" istiyorlar!.. Bugün evinde "internet" olup da, oğlunun veya kızının "uyuşturucu ve pornoyu teşvik eden sitelere" girmesini engellemek isteyen anne ve babalar, bilgisayarlarında "filtreleme programı" kullanıyorlar!..
Bu da, ilgili firmalar tarafından, sanıyorum; "yıllık 10-15 dolar" arasında bir fiyata yapılıyor!.. "Milyonlarca internet abonesi" olduğunu ve filtreleme başına "10-15 dolar" alındığını hesap ederseniz, ortaya "milyonlarca dolarlık bir rakam" çıkar.
BTK diyor ki;
"Bu işi özel firmalar değil, internet sağlayıcıları yapsın!"
Bu, ne demek?..
Özel firmaların "rant"ının kesilmesi demek!.. Onlar da, "internetime dokunma" maskesi altında ortalığı velveleye veriyor işte!..
Demek oluyor ki;
"İnternetime dokunma" diye böğürenlerin asıl amacı "inteRANTıma dokunma" demektir!..
Uzun lâfın kısası;
ÖSYM"ye karşı çıkanlar, aslında Meteksan"ın ekmeğine yağ sürüyorlar... "İnternete özgürlük" diye böğürenler de, aslında "filtreleme şirketleri"nin rantları devam etsin istiyorlar!..
Olay budur!..
Gerisi lâf-u güzaf!..
==============
Utanmıyorsan, istediğini yap!
"Pornoma dokunma" diye pankart açanlara, "çok basit bir mantık"la sormak istiyorum: Diyorsun ki; BTK bu işe karışmasın!.. "Filtreleme" işini özel firmalar yapsın!..
Eğer "internet"inde herhangi bir "filtreleme" yoksa, aynen devam et... Ama, "karım, anam-babam ve çocuğum porno sitelere girmesin" diye "filtreleme programı" almışsan, sorarım sana; "Niye engel oluyorsun onlara!.. Niye sansürlüyorsun internetini?.. Bırak onlar da görsün ne halt yediğini!.. Bırak onlar da girsin porno sitelere!"
Ama, istiyorsun ki; "Çocuğumu koruyayım!
İyi de, buna hakkın var mı?.. Senin gibi "ahlâksız" ve "sapık" bir ağabey veya babanın, bırak sapık bir kardeşi, sapık bir çocuğu olsun!.. Madem "herkes özgür" olacak, bırak onlar da, sonuna kadar kullansın özgürlüklerini!..
"Yoo, o kadar da değil" diyorsan, o zaman BTK"ya söz söylemeye hiç hakkın yok!..
BTK "sansürcü" ise, senin yaptığın da "sansür"dür!..
Bırak, senin girdiğin "sapık site"lere karın da girsin, çocuğun da!.. Anan da girsin, baban da!..
Bir çift söz de; "Hepimiz pornocuyuz" pankartı taşıyan kadın veya kıza!.. Hele söylesin o kadın veya kız; "Kızı, oğlu veya kardeşi"nin, ya da "kendisi"nin "porno film"lerde oynamasını ister miydi?..
Cevabı, eğer "hayır" ise, bıraksın "pankart" açmayı da, gitsin evde "yufka" açsın!..

 
yeniakit

Bu yazı toplam 1457 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar