"Ey Ehli Siyaset! Evet ve Hayır Üzerinden bu Halkı Bölmeyin"

"Ey Ehli Siyaset! Evet ve Hayır Üzerinden bu Halkı Bölmeyin"

Karadeniz bölgesi ziyaretleri kapsamında dün Trabzon'da STK temsilcileri ve basınla bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bu gün de Gümüşhane'de halkla bir araya geldi.

Karadeniz bölgesi ziyaretleri kapsamında dün Trabzon'da STK temsilcileri ve basınla bir araya gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, bu gün de Gümüşhane'de halkla bir araya geldi.

Yapıcıoğlu, ülkede en sıcak gündemin referandum olduğunu belirterek, Anayasa Değişikliği Halkoylamasında partisinin "evet" yönünde karar aldıklarını hatırlatarak bu kararlarının gerekçelerini açıkladı.

"Sonuç ne olursa olsun herkes halkın verdiği kararı kabul etmek zorundadır"

Anayasa değişikliğinin hemen hemen her dönem siyasi partilerin seçim vaatleri arasında yer aldığını belirten Yapıcıoğlu, aradan birkaç seçim geçmiş olmasına rağmen halka verilen sözün yerine getirilmediğini söyledi.

Yapıcıoğlu, "Son olarak mecliste bulunan iki partinin anlaşmasıyla 339 oyla meclisten geçen 18 maddelik anayasa değişikliği, destek 367 oyun altında kaldığı için zorunlu olarak halkın onayına sunulmuştur. Öyle ise bu işin gereği olarak son sözü halk söyleyecek. Biz başından beri bir şey söylüyoruz; halk bu referandumda da ferasetle kararını verecek ve inşallah en doğru kararı verecektir. Duamız ve temennimiz budur. Sonuç ne olursa olsun herkes halkın verdiği kararı kabul etmek zorundadır." dedi.

"Ey ehli Siyaset! Evet ve hayır üzerinden bu halkı bölmeyin"

Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bazıları kantarın topuzunu öylesine kaçırdı ki, denize dökmekten bahsedenler, ‘Hayır çıkması durumunda Yunan'ı yeniden denize dökmüş gibi sevineceğiz' diyenler bile var. Oysaki istisnalar hariç, evet diyenler de, hayır diyenler de kararlarının memleketin faydasına olduğuna inanıyor. Bu bağlamda biz de bu değişikliğin geçmesinin memleketin faydasına olduğuna inandığımız için 'evet' deme kararı aldık ve bunun için tabanımıza da 'evet' demeleri yönünde çağrıda bulunduk. Herkes şunu bilsin ki; 16 Nisan'da sandıktan hangi karar çıkarsa çıksın bu ülkede hayat akmaya devam edecek ve biz birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Ancak evet ve hayır üzerinden halkı bölmeye çalışanlara bir çağrıda bulunuyoruz. Ey ehl-i siyaset! Ülkemizde yeterince fay hatları var, etnik temelde, mezhep temelinde yeterince bölmeye çalışanlar var. Bir de evet ve hayır üzerinden bu halkı bölmeyin."

 "Bunlar da tavırlarının cevabını sandıkta alacaklardır"

Evet veya hayır konusunda vatandaşın gayet sakin olduğunu ve herkesin kendi işinde, gücünde olduğunu belirten Yapıcıoğlu, halkın, memleketin faydasına gördüğü kararının gereğini, sandık başına gidip oyunu kullanarak yerine getireceğini söyledi.

Yapıcıoğlu, bazı siyasetçilerin durumu gerginleştirmek için ellerinden geleni yaptığını ancak başarılı olamayacaklarını belirterek, "Bunlar da tavırlarının cevabını sandıkta alacaklardır." dedi.

"Vatandaşın yüzde 95'i bu anayasanın değişmesini talep etmektedir"

HÜDA PAR olarak niçin 'evet' dedikleri konusunda değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, ülkede yaşanan 367 garabeti, yargı vesayeti, askeri yargının kaldırılması, seçilme yaşının 18'e indirilmesi, sıkıyönetimin anayasadan çıkarılması, kuvvetler ayrılığı ve diğer konular hakkında yapılan değişiklikler üzerinden madde madde örneklendirerek açıklamalarda bulundu.

Yapılan anayasa değişikliğine 'evet' demelerinin en önemli nedenlerinden biri olarak cunta anayasasının bir adım daha geriletilmiş olması olduğunu belirten Yapıcıoğlu, hazırlandığı günün şartlarına göre içinde tepkisel birçok düzenlemeyi barındıran ve vatandaşın özgürlüğünü ikinci hatta üçüncü planda gören cunta anayasasının değişmesi yönünde toplumda da çok ciddi bir uzlaşma olduğunu söyledi.

Yapıcıoğlu, "Hatta denilebilir ki vatandaşın yüzde 95'i bu anayasanın değişmesini talep etmektedir. Bize göre yapılması gereken ise yeni, sivil, özgürlükçe ve yerli bir anayasa. Yerli anayasa derken şunu kast ediyoruz. Yapılacak olan anayasa bu milletin tarihiyle, örfüyle, kültürüyle, inancıyla barışık olmalı, bizim inancımıza küfretmemeli. Yerli anayasa dediğimiz bu. Bizler, niçin yabancı milletlerden ithal edilerek tercüme edilmiş, Avrupa'dan getirilip bu millete dayatılmış kanunlarla devam etmek zorunda kalalım ki?"

 "Yerli bir anayasa yapmak cesaret ve zihniyet meselesidir"

"Bu konuda hükümete ve hatta mecliste grubu bulunan partilere sesleniyorum!" diyen Yapıcıoğlu, yeni ve yerli bir anayasanın yapımı için hükümete öneride bulundu.

Yapıcıoğlu, devamla, "Bu milletin inancıyla, örfüyle barışık bir anayasa kaleme alamıyor musunuz? İlla da dışarıdan mı bir anayasa getirip tercüme edeceksiniz? Evet, yabancı diliniz çok iyi olabilir, ama siz bu milletin dilini bilmiyor musunuz? Eğer yapamıyorsanız, söz, hiçbir ücret talep etmeden bir hukukçu olarak ben ve partimizin hukukçu kadrolarıyla beraber size yeni bir anayasa kaleme alabiliriz. Bu memlekette bu işi yapacak yeterince insan var. Ama bunu yapmak cesaret ve zihniyet meselesidir. Batının kendisi için hazırladığı anayasaları getirip bu millete uygulamaya kalkar ve dayatırsanız sağlıklı bir netice alamazsınız." ifadelerini kullandı.

"Biz medeniyiz onlar ise deni"

Avrupa'nın özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası sergilediği tavır hakkında da sert ifadeler kullanan Yapıcıoğlu, "Biz medeniyiz onlar ise deni. İnsanlığa medeniyeti getiren bizler bu gün gitmiş Avrupa'nın kapısında medeniyet dileniyoruz. İşte onların o çağdaş dedikleri anlayışlarının ne olduğunu hepimiz gördük değil mi? Diplomasi tarihinde bir ülkenin başka bir ülkenin bakanını sınır dışı ettiği görülmemiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, üstelik bir kadın, Türkiye konsolosluğunun yanı başında geri çevrildi ve sınır dışı edildi." şeklinde konuştu.

"Artık bu devir kapanmalı"

Avrupa Birliğinin bir Hristiyan kulübü olduğunu ve onların milliyetine tabi olmadıkça Türkiye'yi  almayacaklarını söyleyen Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Eğer her şeyimiz ile onlara benzersek belki, ama bu bile onlar için yeterli olmayacaktır.  Ve yine söylüyorum. Onlar bizi almayacaklar. Çünkü onların isteği, olabildiğince bizi kendilerine benzetmek. Biz de diyoruz ki; artık bu devir kapanmalı."

Yargının bağımsızlığının yanında bir de tarafsız olması şeklinde bir düzenlemenin yapılmış olmasının da olumlu gördüklerini belirten Yapıcıoğlu, "Yargının bağımsız olması önemli de tarafsız olması önemli değil mi? Olup olmayacağı ayrı bir mesele ancak böylesi bir değişikliğin olması olumlu bir düzenleme." ifadelerini kullandı.

"Kuvvetler ayrılığı ile tanışma vaktimiz geldi"

Başkanlık sistemlerinin sert kuvvetler ayrılığı olan sistemler olduğunu belirleten Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme arasında sınırlar net ve birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. Parlamenter sistemde ise kuvvetler ayrılığı daha yumuşak ve yasama ve yürütme organları iç içedir. Çünkü yürütme erkini kullananlar aynı zamanda yasama görevini yapanlardır. Değişiklik gerçekleşirse olacak olan şey nedir biliyor musunuz? Kuvvetler ayrılığı ile tanışma vaktimiz geldi. "

"İnsan selinin önünde duracak beşeri bir güç yoktur"

"Kendi şahsi ve partisel çıkarlarımızı halkımızın, memleketin ve ümmetin çıkarları üzerinde görmedik, görmeyeceğiz." diyen Yapıcıoğlu, son olarak halkın kararını küçümseyen ve toplumu kutuplaştırmaya çalışan siyasilere çağrıda bulunarak, "Ey gaflet içerisinde olanlar! Akıntıya karşı kürek çekilmez. Bu millet bir şeyi istedi ise onu gerçekleştirecektir. Millet birlik ve beraberlik içerisinde kendi menfaatine olanı bilip bu yola koyulduğu zaman insan selinin önünde duracak beşeri bir güç yoktur. İnşallah bu değişiklikler sonrası yerli bir anayasa yapmanın önündeki engeller kalkmış olacak, bu konuda bir kapı ardına kadar açılmış olacaktır. Milletin bu memleketi kendi isteği doğrultusunda idare etmesinin önündeki engeller kalktıktan sonra bu millet özüne dönecek, yeniden saygın bir konuma gelecek, başkalarının tasallutundan kurtulacak, el ele verip ayağa kalkacak ve bütün mazlum ve mağdurlarında umudu haline gelecektir." şeklinde konuştu. (İLKHA)