Erdoğan  Kabinede 7-8 Bakanı Değiştirecek İddiası

Erdoğan Kabinede 7-8 Bakanı Değiştirecek İddiası

Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın partiye dönmesiyle birlikte yapılacağı iddia edilen "kabine revizyonu"nun 7 -8 bakana kadar ulaşabileceğini iddia etti.

Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın partiye dönmesiyle birlikte yapılacağı iddia edilen "kabine revizyonu"nun 7 -8 bakana kadar ulaşabileceğini iddia etti. Söz konusu iddiasını AKP kulislerine dayandıran Çevikcan, "Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2019’a kadar bütünüyle yeni sisteme hazır bir hükümet ve Ak Parti inşaası gerçekleşecek" diye yazdı. 

Serpil Çevikcan'ın "Üç partinin yol haritası" başlığıyla yayımlanan (22 Nisan 2017) yazısı şöyle:

16 Nisan referandumu geride kaldı.
YSK odaklı usulsüzlük iddiaları daha gündemi uzun süre meşgul edecek gibi gözükse de YSK’nın kesin sonuçları açıklamasıyla Türkiye artık yeni bir yönetim sistemine geçecek.
Referandumun, itiraz konusu olan sonuçlarının, bu haliyle de anlattığı çok şey var.
“Evet” ve “hayır” oyları, kentlerin tercihleri, oyların sosyolojik dağılımı tüm partilere yeni ödevlerini de gösteriyor.
İktidarın yol haritası
Verilen mesajların muhataplarının başında elbette 15 yıldır tek başına iktidar olan, yeni yönetim sisteminin en büyük paydaşı Ak Parti geliyor.
Ak Parti’nin kurulduğu 2002’den bu yana en büyük özelliği rakamların diline verdiği önem.
Sadece seçim ve referandum zamanlarında değil, kamuoyunda tartışılan herhangi bir başlıkla ilgili bile anket yaparak sokağın nabzını tutan Ak Parti’de referandumun hemen ardından kapsamlı değerlendirmeler yapılmaya başlandı.


 Oluşturulan komisyon, başta büyük kentler olmak üzere oy kaybı yaşanılan, beklentinin altında oy gelen seçim çevrelerini inceliyor.
Oy artışının yaşandığı yerlerde başarının nasıl elde edildiği, MHP oylarının rakamlara artısı ya da eksisi değerlendiriliyor.
Çıkacak rapor, Ak Parti’nin yeni dönem politikalarını da netleştirecek.
Ancak öncelikli bir tespit olarak, özellikle büyük kentlerdeki genç ve eğitimli kesimlerle ilgili yeni bir dil geliştirmenin önemi üzerinde durulduğunu söyleyebiliriz.
Ak Parti, bir yandan referandum sonuçlarını analiz ederken bir yandan da 2019’da artık bütünüyle geçilecek olan yeni sisteme hazırlanıyor.
Uyum yasalarının çerçevesi, TBMM İçtüzüğü ve seçim yasaları gibi Türkiye’nin yönetimi açısından yapısal önemde olan başlıklar 6 ay gibi kısa bir sürede belirlenerek, yaşama geçirilmek zorunda.
Bir yandan bu süreç devam ederken diğer yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın partiye dönecek olması nedeniyle bir dizi adım atılması gerekiyor.
Genel başkanlık değişimi kısa vadede yaşanmayacak olsa da partiye dönen Erdoğan’ın toplantılara başkanlık etmekten tam yetkili karar verici olmasına kadar uzanan fiili bir değişim dönemi kısa süre içerisinde gerçekleşecek.
Başbakan Binali Yıldırım’ın mesajını verdiği “kabine revizyonu” da bu kısa süre içerisinde atılacak diğer adımlardan.
Kulislerde 7-8 bakana kadar ulaşabilecek bir revizyon konuşuluyor.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine 2019’da geçilecek olsa da Ak Parti, sistemi fiilen tüm bu adımlarla yaşama geçirmiş olacak.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı 2019’a kadar bütünüyle yeni sisteme hazır bir hükümet ve Ak Parti inşaası gerçekleşecek.
CHP’de hedef değişim

CHP, referandumdan moralli çıksa da “hayır” oylarının kesin olmayan sonuçlara göre geride kalması partiyi önemli bir karar noktasına getirdi.
Bir yandan usulsüzlük iddialarıyla ilgili hukuki süreçleri işletmeye başlayan CHP’de bir yandan da “sistemin yaşama geçirilmemesi” için son viraj olarak görülen 2019’da kadar yapılacaklar tartışılmaya başlandı.
CHP’nin önderlik ettiği “hayır” bloğunun 23 milyonu aşkın oy alması, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu en azından kısa vadede tartışılır olmaktan çıkarttı.
Partinin önünde toplumun tüm kesimleriyle nasıl temas kurulacağı ve referandumdaki oyların nasıl kalıcı seçmene dönüştürüleceği soruları bulunuyor.
Kısa vadede referandumun meşruiyetini tartışmalı kılmak için atılacak adımlar belirlenecek olsa da uzun vadede 2019’a yönelik adımların atılması zorunlu gözüküyor.
Bunun için de yenilenmiş bir teşkilat ve düşünce yapısının aşağıdan yukarıya inşa etmeye yönelik düşünceler söz konusu.

MHP ve muhalifler

MHP, referandumdan iddia edilenin aksine rahatlamış olarak çıktı.
Yeni sistemi gündeme getiren ve Meclis’ten anayasa paketinin çıkartılarak halkın önüne konulmasını sağlayan parti konumundaki MHP’de, lider değişimine yönelik tartışmalar bir başka eksene oturdu.
Bahçeli’nin iktidarla, “devletin bekası” eksenine oturttuğu yakınlığını sürdürmesi beklenen yeni dönemde, olası bir genel başkanlık tartışması uzak ihtimal olarak gözüküyor.
Partiden ihraç edilen Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan’ın ise her ne kadar MHP kurultayıyla ilgili hukuki süreçlerin sonunu bekleyecek olsalar da orta vadede yeni bir parti kurmaya yönelecekleri düşünülüyor.
Kulislerde, yeni bir partinin, “hayır” bloğundaki yüzde 10-15’lik partisiz kalmış sağ seçmenle, “evet” bloğundaki merkez sağ seçmeni toplayabileceği değerlendirmeleri yapılıyor.
Ancak Akşener, Özdağ ve Oğan’ın acelesi yok.
Kamuoyuna da bu nedenle, “Öncelikle referandumdaki oyların peşindeyiz” mesajı veriliyor.
MHP’den kopan isimler, bir yandan MHP odaklı hukuki süreçler, bir yandan referandumla ilgili hukuki süreç, bir yandan da yeni bir oluşumun altyapısı üzerinde eş zamanlı olarak çalıştığını söylemek yanlış olmaz.
Referandum dava ve soruşturmalarla boğuşmak zorundaki HDP dahil tüm partilere etkili mesajlar verdi.
2019’a kadar geçecek olan ara süreçte, mesajları doğru algılayarak gereğini yerine getiren partiler başarıya ulaşacak.
2019 seçimi, mesajları doğru almayanları ise saf dışı bırakacak