Eğer IŞİD'i durdurmazlarsa...

Eğer IŞİD'i durdurmazlarsa...

Mardin Artuklu üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Ortadoğu bölgesinde inanç ve kimliklerinden dolayı katliamlara maruz kalan Filistinliler, Şii Türkmenler ve Ezidî Kürtlerin dikkatleri yeniden bu bölgenin zalim ve mazlumlarına çekmiş

azar günü Mardin Artuklu Üniversitesi ve Mardin Büyükşehir Belediyesi olarak üniversitede 'Tarihten Günümüze Ezidîler ve Dramları' başlıklı ortak bir panel düzenleyeceklerini belirten Mardin Artuklu üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, belediyenin organize edeceği yardım kampanyasına destek vereceklerini söyledi.
 
Düzenlediği basın toplantısında, bölgede bir insanlık dramı yaşandığını ifade eden Yıldırım, "1246 yılında Laleş Mabedini tahrip eden ve Sünni kaynaklara göre büyük bir veli olarak kabul edilen Şeyh Adî’nin kemiklerini ateşe veren Bedrettin Lülü zihniyeti ile bugün Şengal’de mabet yıkan, Musul’da cami yıkıp Kâbe’yi de yıkacağını söyleyen ve Gazze’de Hamas’a karşı savaşacağını ilan etmekten çekinmeyen zihniyet arasında hiçbir fark yoktur." dedi. 
 
'EZİDİ KADINLAR MUSUL’DA CARİYE OLARAK SATILIYOR'
 
Kaynaklarca tutulan tarihi kronolojik takvime göre Ezidilerin 72 kez katliamlara maruz kalmış olduğunu hatırlatan Yıldırım, günümüz katliamıyla bu sayının 73’e çıktığını ifade etti. Yıldırım, "Sultanlar veya onların valileri kendi sözlerinden çıkmayan sözde şeyhülislam ve müftüler vasıtasıyla İslam'ın özüyle asla bağdaşmayan bazı fetvalar çıkarmış; bu fetvalara dayanarak fermanlar hazırlamış; her fermanın sonunda bir katliam kaçınılmaz olmuş. İslam’a göre dokunulmazlıkları olan kadın ve çocuklar öldürülmüş ve günümüzde IŞİD’in yaptığı gibi kadınlar pazarda cariye diye satılığa sunulmuştur. Evet, bu son katliamda onlarca Ezidî’nin başı kesilmiş; 750 kadar Ezidî kadına çarşaf giydirilerek bunlar Musul’da cariye diye satılığa çıkarılmış; erkeklerinin gözleri önünde kadın ve kızlara tecavüz edilmiş ve evli kadınlarla bile 'cihat nikahı' adı altında keyfi evlilikler yapılmıştır. Üstelik şurası çok acıdır ki tüm bunlar İslam ve cihat adına yapılmış; böylece İslam’ı kötülemek isteyenlerin eline İslam haşa 'tecavüzcü bir din', 'kadın ve çocuk katili bir din' ve 'kafa kesen bir din'miş gibi yeni koz ve malzemeler verilerek, en büyük zarar bizzat İslam’a verilmiştir." şeklinde konuştu.
 
'İSLAM'IN ADINI KİRLETİYORLAR'
 
"Asr-ı Saadet İslam’ını biraz araştıranlar göreceklerdir ki Kur'an-ı Kerim’de 'sizin dininiz size bizimki bize' denilerek herkes kendi din ve inancında serbest bırakıldığını" vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: "Gayr-ı Müslimler Müslümanlara savaş açmadıkları sürece onların can, mal ve namuslarını güvenceye almaktan Müslümanlar sorumlu tutulmuştur. Müşriklerle yapılan savaşlarda Hz. Peygamber (sas) orduya verdiği talimatta kadın, çocuk, yaşlı ve din adamlarını öldürmeyi yasaklamış; değişik inanç gruplarına ait mabetlerin yıkılmasına veya yakılmasına izin verilmemiştir. Raşit halifeler tarafından çalışamaz durumda olan yaşlı ve fakir gayr-ı Müslimlere maaş bağlanmıştır. Kürt İslam kahramanı Selahaddîn-i Eyyûbî Kudüs’ü fethettiği zaman yere atıldığını gördüğü bir haçı yerden kaldırıp hak ettiği yere teslim edilmiş ve savaşçı erkekleri esir alınan kadınların ağlamalarını görünce kendisi de gözyaşlarını tutamayarak, bu esirlerin hepsini o kadınların hatırı için serbest bırakmıştır." 
 
'SEYİRCİ KALINIRSA SIRA ÖBÜR İSLAMÎ GRUPLARA GELEBİLİR'
 
Bölgede seyirci kalınırsa sıra öbür İslami gruplara gelebileceğine dikkat çeken Yıldırım, açıklamasına şöyle devam etti: "Nasıl ki Hariciler kendileri gibi düşünmeyen Müslüman grupların kadın ve çocuklarını esir alıp onları öldürmeyi helal gördüyseler; bu grupların yaşadıkları yerleri 'darülharb' (savaş ve küfür yurdu) ilan ederek mallarını ganimet olarak aldılarsa; Harici olduklarını söyleyenleri bile kendileriyle birlikte sözde cihada katılmadıkları için kâfir saydılarsa, IŞİD de istediği güce ulaştığı an kendilerinden olmayan İslamî grup, cemaat ve partilere karşı aynı uygulamalara başvuracaktır. Bu bakımdan bu grup, cemaat ve partilerin zalim ve mazlumun inanç ve kimliğine bakmaksızın yapılanların İslam’ın özü ile bağdaşmadığına ilişkin ortak bir deklerasyon yayımlamaları son derece önem taşıyor. Tabi eğer 'büyük balık küçük balıkları yutar' misali IŞİD’in kendilerini yutmasını istemiyorlarsa. Bir an önce ortak hareket etmeleri gerekir."
 
Pazar günü Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenecek 'Tarihten Günümüze Êzidîler ve Dramları' paneline Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Türk, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Yrd. Doç. Dr. Birgül Açıkyıldız Şengül ve Meryem Ubeyd ve Sevê Talo adlarında iki Ezidî kadın mağdur da görgü tanıkları olarak katılacak.