Diyanet'den Vahdet Çağrısı

Diyanet'den Vahdet Çağrısı

Bitlis’te Cuma hutbesini irad eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Aşura ve Kerbela hadisesine dikkat çekerek, coğrafyamızda yeni Kerbelâ'lar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olunması gerektiğini söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Aşura ve Kerbela hadisesine dikkat çekerek, coğrafyamızda yeni Kerbelâ'lar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olunması gerektiğini söyledi.


Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Bitlis’te bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Cuma hutbesini irad etti. Merkez Ulu Camii’nde Cuma Hutbesini irad eden Erbaş, Aşura ve Kerbela hadisesine dikkat çekti.


Allah'ın yarattığı aylar, günler, geceler arasında çok kıymetli kazanç mevsimlerinin olduğuna dikkat çeken Erbaş, halen içinde bulunduğumuz Muharrem ayının da müminlerce ganimet ve fırsat bilinmesi gereken kıymetli bir zaman dilimi olduğunu söyledi.


Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem ayının, ilâhî feyz ve bereketin, huzur ve güvenin başlangıcı olduğunu belirten Erbaş, "Muharrem ayı, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan biridir. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır, ‘Doğrusu Allah'a göre ayların sayısı, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına uygun olarak on ikidir; bunlardan dördü haram aylardır. İşte doğru olan hesap budur…’ Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesselem) ‘Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.’ hadis-i şerifiyle, bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir."


"Bugün de nice İslam beldesi acı ve gözyaşıyla yoğrularak adeta birer Kerbelâ'ya dönmüştür"


Muharrem ayının onuncu gününün, önümüzdeki hafta perşembe günü idrak edileceği hatırlatmasında bulunan Erbaş, Aşura gününe, Muharrem'in dokuzuncu veya on birinci gününü de ekleyerek, iki gün oruç tutmayı müminlere tavsiye edildiğini ifade etti


Erbaş, "Aşura günü, aynı zamanda tarihimizde ve hafızalarımızda derin bir hüzün ile yer etmiştir. Bu elim günde,, Sevgili Peygamberimizin torunu ve Hazreti Ali ile Hazreti Fatma'nın gözünün nuru olan Hazreti Hüseyin Efendimiz, yanında bulunan yetmişten fazla Müslüman ile birlikte Kerbelâ'da şehit edilmiştir. Kerbelâ, Allah ve Resûlüne iman edip, Ehl-i Beyt sevgisini gönüllerine nakşedenlerin ortak acısı, yürek sancısıdır. Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenler, mezhep ve meşrep farkı gözetmeksizin, istisnasız bütün Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmuşlardır. Bugün de nice İslam beldesi acı ve gözyaşıyla yoğrularak adeta birer Kerbelâ'ya dönmüştür. Kardeşlerimiz zulme uğrarken, masum kadın ve çocuklar hayattan koparılırken bizlere düşen, Kerbelâ'yı doğru anlamak ve haksızlıklar karşısında Hazreti Hüseyin misali bir duruş sergilemektir." diye konuştu.


"Hazreti Hüseyin Efendimiz gibi iyilerin ve iyiliklerin yanında, kötülerin ve kötülüklerin karşısında olalım"


Erbaş, şunları söyledi: "Hazreti Hüseyin, Kur'an-ı Kerim'i ve Rahmet Peygamberinin şerefli sünnetini kendine rehber edinmiştir. Zulme rıza göstermemiş, adaletsizliğe seyirci kalmamıştır. Kendisine yapılan telkinlere itibar etmeyerek hakkın, hakikatin, huzur ve barışın yeryüzüne hâkim olması için yola çıkmıştır. Böylelikle kıyamete kadar bütün insanlığa onurlu bir mücadelenin eşsiz örneğini sunmuştur. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı hak, ‘Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırır...’ buyurmaktadır. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi Vesselem) de bizlere şöyle nasihatte bulunmaktadır. ‘Birbirinizin eksiğini bulmaya çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırtınızı dönmeyin, birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeşler olun!’ O halde, geliniz! Irk, dil, mezhep ve meşrep farklılıklarının arkasına sığınarak kardeşliğimizi hedef alanlara, coğrafyamızda yeni Kerbelâlar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olalım. Hazreti Hüseyin Efendimiz gibi iyilerin ve iyiliklerin yanında, kötülerin ve kötülüklerin karşısında olalım; hakkı ve hakikati ayakta tutalım. İslam'ın aydınlığında buluşan gönüllerimizle, birliğe, dirliğe, vahdete koşalım."

 

Kaynak : İlkha