Dersim tartışmaları... Yüzleşmek için, “yüz” gerek!

Televizyonlardaki "tartışma programları"nı bilmem izliyor musunuz?.. Konu, Dersim... Kimi televizyon kanalı "Alevi milletvekilleri"ni çıkarmış ekrana, kimi de "Alevi-Bektaşi dernekleri"nin temsilcilerini!.. Kimi "Alevi profesörleri" konuk etmiş, kimi de "Alevi gazetecileri!"

Dedim ya, konu Dersim!..

Hemen her sunucu, şu soruyu yöneltiyor konuklarına: "Başbakan Tayyip Erdoğan"ın devlet adına özür dilemesini olumlu buldunuz mu?.."

Arkasından ikinci soru:

"Başbakan Erdoğan"dan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"nun da özür dilemesini bekler misiniz?"

Soru gayet net?.. Cevap da, gayet net ve kısa olmalı değil mi?..

"Evet" ya da "Hayır!"

Ama; "siyasetçi"sinden "dernekçi"sine, "profesör"ünden "gazeteci"sine kadar, adamlar o kadar "şuurlu"lar, o kadar "sabit fikirli"ler ki, ağızlarından "Evet" veya "Hayır" çıkmıyor!..

"Bizi "Evet" veya "Hayır" tercihine hapsetmeyin" diyorlar!..

O kadar "şuurlu"lar ki;

Başbakan Tayyip Erdoğan"ın "özür" dilemesine, "Evet, tarihi bir çıkıştı!.. Son derce olumlu bir adımdı" deseler veya aynı tavrı "Kılıçdaroğlu"ndan da beklediklerini" söyleseler, bunun "Erdoğan"ın artı hanesi"ne yazılacağının farkındalar!..

Tabiî, Kılıçdaroğlu "özür dilemeye yanaşmadığı" için, bunun da "CHP"nin eksi hanesi"ne yazılacağını çok iyi biliyorlar!..

Onun için de;

Ne "Evet" diyorlar, ne de "Hayır!"

Tam aksine;

Alevi kesiminin, Erdoğan"a yönelik "övgü"lerinin, "Erdoğan"a güzelleme" olduğunu iddia ediyorlar!..

Kafaya bak kafaya!..

Tipik "isyan" kafası!..

Hatta, daha da ileri gidip;

Erdoğan"ın, "Dersim"deki katliam belgeleri"ni açıklayıp, bundan "CHP"yi sorumlu tutmak"la, "siyasi rant peşinde koştuğunu" söyleyenler bile oldu!..

Şu hâle bakın;

Türkiye Cumhuriyeti"nde, "ilk defa" bir "Başbakan" çıkıp, "Dersim"de facia yaşandığını" söylüyor ve 73 yıl sonra "devlet adına özür" diliyor ama yine de "Fanatik Aleviler"e yaranamıyor!..

Onları dinleyince, anladım ki;

Bu adamlar ve madamlar, "CHP"ye toz kondurmamak" için, neredeyse orada bir "katliam" yapıldığını bile inkâr edecek!..

Zaten, "O günün şartlarında!.." diyerek, bir anlamda Dersim"de "direniş" yaşandığını ve dolayısıyla "katliamı hakettiklerini" bile söylediler.

Bunu söylediler, çünkü;

"CHP"ye dokunulmasın!"

SADİST-MAZOŞİST DAYANIŞMASI

Bazıları, bu "ruh hali"ni; "kendilerini rehin alan banka soyguncularına aşık olmak" şeklinde özetlenen "Stockholm sendromu"na benzetseler de, ben, "Sadist CHP"ye aşık olan mazoşistler" demeyi tercih ettim.

Öyle ya;

"Dersim"de 13 bin 806 kişinin ölümüne, 12 bin kişinin de sürgün edilmesine yol açan CHP" olmasına rağmen; "Alevi"ler, hâlâ CHP"ye oy veriyor, hâlâ CHP"yi destekliyor ve tartışma programlarında olduğu gibi, hâlâ "CHP"ye toz kondurmak" istemiyor!..

Söyleyin Allah aşkına;

Bu ruh hali, "celladına aşık olan bir insan"ın ruh hali değil midir?..

Bir "mazoşizm" değil midir?..

Ben böyle deyince, "bazı Alevi okurlarım" mail adresime gönderdikleri mesajlarda "üzüntü"lerini bildirmişler!..

"Mazoşist" olmadıklarını söylemişler ama, "CHP"ye oy verdiklerini" de inkâr etmemişler!..

İşin doğrusu;

Ben de buna üzülüyorum.

Hem, "Dersim"de katliam yapan partinin CHP olduğunu" bileceksin, hem "mağdur" olduğunu söyleyeceksin, sonra da gidip CHP"ye oy vereceksin!..

Nedir bunun adı?..

"Stockholm Sendromu" mu,

"Mazoşizm" mi?..

BİTMEYEN İSTEK LİSTESİ!

Hepsi bir yana da;

Bu ülkede "Dersim" kelimesinin bile ağıza alınmadığı günlerden, "Dersim"de bir facia yaşandığı"nın söylendiği günlere geldik ki, bunu söyleyen bir "başbakan"dır ve üstelik "devlet adına özür" dilemiştir!..

Hiç olmazsa, bir "teşekkür"ü haketmiş değil midir?..

Ama, adamlarda nerede o incelik?..

Erdoğan"a teşekkür etmek yerine, "Özür yetmez" diyorlar; "Bir kuru özürle kapanmaz bu mesele!"

Eee, nasıl kapanacak?..

"İstek listesi" hayli kabarık:

"¥ Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri bulunmalı ve ailelerine teslim edilmelidir!..

¥ Dersimlilerin ana dilinin korunması ve öğretilmesi sağlanmalı!..

¥ Dersim halkının inancı olan Alevi inancı üzerindeki yasaklar kaldırılmalı!..

¥ Dersim"de yürütülen Türk-İslâm sentezci asimilasyon politikalarına son verilmeli!.. Dersim"in Alevi köylerine ve Alevi mahallelerine yapılan camiler cemevine dönüştürülmeli!..

¥ Dersim"i yok etme planlarından olan baraj projelerine son verilmeli!..

¥ Dersim katliamında sürgün edilenlerin listesi çıkartılmalı, yerleri arşivlerden çıkartılmalı, sürgün edilen ailelere hakları iade edilmeli ve tazminat ödenmeli!.

¥ Dersim"den ailelerinden koparılıp başka ailelere evlatlık verilen kızların izi sürülmeli ve ailelerin birleşmesi sağlanmalıdır."

Bu kadar mı?..

Hayır, devamı var!..

"Dersim"den sürgün edilenlere; gittikleri yerlerde verilen ancak daha sonra ellerinden alınan topraklar da geri verilmelidir!"

Eee, daha başka?..

"Şimdilik bu kadar!"

Demek ki, "gerisi" de gelecek!..

Bu "talep"ler yerine getirildiğinde, herhalde BDP gibi, "özerklik" filân da isteyecekler!..

Sen misin "özür" dileyen?..

Sen misin, "özür" dilemekle, Dersim"deki "vahşet ve katliamı" kabul eden?..

O halde, al sana fatura!..

"Tazminat öde, toprak ver!"

TAZMİNATI CHP ÖDESİN!

Bana öyle geliyor ki;

Bu "istek listesi"ni gören Erdoğan, herhalde "özür dilediğine pişman" olmuştur!.. "Hay dilimi arı soksaydı da özür dilemeseydim!" demediyse, "istek listesi" kabardıkça, herhalde diyecektir!..

Şu hâle bakın;

"Katliamı yapan CHP" ama "fatura"yı AK Parti Hükümeti"ne ödetmek istiyorlar!..

Madem bir "fatura" ödenecek, o halde bunu niye "CHP" ödemiyor da "Hükümet" ödüyor?..

CHP, madem ki "şanlı tarihi ile onur duyuyor" madem ki "geçmişte yapılanlara sahip çıkıyor" ve onları bir "miras" kabul ediyor, o halde kendisine "miras" bırakılan İş Bankası"nın kasasını açsın ve hemen "Dersim tazminatları"nı ödemeye başlasın!..

Öyle ya;

Bazı "uyanık"lar gibi, "Ismarlaması benden, parası senden!" deyip sıvışmakla geçiştirilemez bu mesele!..

"Katliam"ları sen yaptıysan, "tazminat"larını da ödeyeceksin!..

Yok öyle;

"Katliam benden, parası senden!" demek!.. Açacaksın "İş Bankası"nın kasası"nı, kuruş kuruş ödeyeceksin "tazminat faturası"nı!..

Ne yani;

İş Bankası "miras"tır da, Dersim miras değil midir?.. Madem, "CHP tarihi"nin her türlü "miras"ına sahip çıkıyorsun, Dersim"e de sahip çıkacaksın!..

"Cukkalı miras"ı kabul ediyorsun da "kanlı miras"ı niye kabul etmiyorsun?..

NEREDE KATLİAM, ORADA CHP!

Ancak, CHP"liler, ödeyecekleri "fatura"nın hayli kabarık olduğunu gayet iyi biliyor olmalılar ki; şimdiden başladılar "Yan yattı, çamura battı" demeye!..

"Dersim katliamı ile yüzleşmemek" için, geliştirdikleri yeni argüman şu:

"CHP"nin Dersim"le yüzleşmesini isteyen Erdoğan, Maraş ve Sivas katliamıyla yüzleşti mi?"

Buyur, burdan yak!..

"Saçı uzun, aklı kısa bir CHP"li kadın"a sormak gerekmez mi;

"Maraş ve Sivas katliamlarında, iktidarda kim vardı?.."

Ben söyleyeyim;

"CHP vardı!"

"Maraş katliamı" olduğunda iktidarda CHP vardı!.. "Sivas olayları" vuku bulduğunda da; "Dersim katili İsmet İnönü"nün oğlu Erdal İnönü iktidardaydı!..

Yani, Dersim"de olduğu gibi; Maraş ve Sivas katliamlarında "iktidar" olan CHP"ydi!.. O halde, niye Erdoğan"dan hesap soruluyor?..

Erdoğan "9 yıl"dır iktidarda, CHP ise "90 yıl"dır devletin göbeğinde!..

Kaldı ki, "CHP"nin cinayet tarihi" bunlarla da sınırlı değildir!..

CHP"nin "günah galerisi"nde, "Tan Matbaası"nı yakmak" vardır!..

"Nazım Hikmet ve Kemal Tahir"i zindanlarda çürütmek" vardır!

En önemlisi de;

"İstiklâl Mahkemeleri" vardır!..

Yani, var oğlu vardır!..

İşte bu CHP;

Sırf "Dersim"le yüzleşmemek" için, hem kıvranıyor, hem de kıvırıyor!..

Ama, onlar da haklı!..

"Yüzleşmek" için,

İnsanda "yüz" olmalı!..

"Yüzleri yok" ki, yüzleşsinler!..

Ekranlarda ahkâm kesen "kösele" suratlı "yüzsüz"lere bakıp bakıp; Erdoğan"ın "özür"üne üzülüyorum!..

Çünkü bunlara yaranılmaz!..

 

Askerdekilere de kıyak yapın!

Malûm, "bedelli askerlik" yasa tasarısı Meclis"ten bugün-yarın çıkar...

Yasaya göre;

"30 yaşında ve 30 bin lirası" olan, hiç "postal" yüzü görmeden "askerliğini yapmış" sayılacak ve "teskere" alacak!..

Bu olay çok tartışılsa da, bazı meslektaşlarımızın ifade ettiği gibi; "örtülü bedelli" veya "kıyak askerlik" eskiden de vardı...

"Torpil hazretleri"yle temas kurabilen, ya da "kışlaya bir televizyon" alabilen bir asker, kapağı bir "orduevi"ne atar, rahat rahat bitirirdi askerliğini...

Şu anda yapılan ise; ödenen "bedel"in "devlet kasası"na gidecek olması.

Ben, bu "tartışma"ların içine girmek yerine, "yeni bir tasarı" öneriyorum... "Askerlik yapmayanlara" madem bir "kıyak" yapıldı, halen "askerlik yapanlara" da bir kıyak yapılsın!..

Meselâ, "askerlik sürelerinde indirim" yapılabilir!..

Hayır, öyle çok fazla da değil; meselâ "1-3 ay" arasında bir indirim yapılsın, onların da gönülleri alınsın!..

Çünkü, bu "bedelli" işi, onları biraz üzdü!..

Kendilerini; "itilmiş, unutulmuş, dışlanmış" hissediyorlar...

Eğer bir "süre indirimi"ne gidilirse, herhalde bayram ederler!..

Hadi, "askerlik yapanlara" da bir babalık yapın!..

yeniakit

Bu yazı toplam 1155 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar