Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta (FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta (FOTO)

Ankara'da 612., Sakarya'da 639.,

 

 

 

"Buradan hükümet yetkililerine seslenerek diyoruz ki; Suriye ve Irak’ta PKK-PYD, ülkemizde FETÖ ve Bölgemizde Siyonizm çetelerine açık destek veren, İslam ve Müslümanlara karşı oluşturulan şer ittifaklarının başı olan ABD ile ilişkiler derhal kesilsin. Ülkemizde bulunan ve bir utanç vesikası olan ABD temsilcilikleri ve İncirlik başta olmak üzere tüm askeri üsleri kapatılsın"

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu tarafından düzenlenen 612. hafta basın açıklamasına hoş geldiniz.

Çarşamba günü Türkiye saatiyle 21:00’de Trump’ın yaptığı açıklama ile dünya yeni bir döneme girdi. Kudüs’ün işgalci İsrail’in başkenti olarak tanınması ve ABD büyükelçiliğinin buna bağlı olarak Kudüs’e taşınması kararı ABD ve İsrail’in Ortadoğu’da suları durultmamakta kararlı olduğunu ve Müslümanlara huzur vermemek konusundaki ittifakını bir kez daha göstermiş oldu. Trump’ın açıklamasında bombanın pimini çekerek bölgeye atıp devamında bir barış güvercini edası ile barış sürecinden bahisle konuşmayı sürdürmesi trajikomik bir durumdur. Bu şekli ile intifada yeniden başladığında Müslümanları terörist ilan etmek için gerekli zeminde böylece oluşturulmuştur. Diğer yandan bu açıklama yapılmadan önceki süreçte öyle görülüyor ki ihanet içerisindeki bazı Arap ülkeleri ile bu konu müzakere edilmiş ve onlarında desteği alınmıştır. Trump’ın açıklamasının ardından cılız tepkiler ve kınamalar dışında güçlü bir tepki geliştirilmemiş olmasının muhtemel sebebi de maalesef budur.

Kudüs İslam’ın kutsalı ve dokunulmazıdır. Kudüs’te farklı din ve etnik yapıdan insanların barış ve esenlik içinde yaşamış oldukları dönem tarih boyunca hep Müslümanların hâkim olduğu zamanlar olmuştur. Siyonist İsrail terör devleti yıllardır süren sistematik bir işgal ile hakkı olmayan toprakları gasp etmiş, bölge halkını zulmü altında inletmiştir. Uluslararası arenada bu zulüm ve işgal görmezden gelinmiş adeta siyonizme hedeflerine ulaşmada yol verilmiştir.

Kudüs’ün İsrail’in başkenti ilan edilmesiyle Siyonist İsrail baskı ve zulmünü meşru bir zemine oturtmuş olacaktır. Filistin halkı topraklarından çıkarıldığı gibi bu kez Kudüs’te yaşayan Müslüman halkın Kudüs’ten sürülerek Yahudileştirilmesinin önü açılacaktır. Yıllardır Mescid-i Aksa altında sürdürülen sözde kazı çalışmalarının nihai hedef olarak mescidin yıkılıp yerine Süleyman mabedinin inşa edilmesinin önündeki engel de kalkmış olacaktır.

Şer ittifakına karşı Müslüman halkların tek yürek ve tek bilek olmasının zamanı gelmiş ve hatta geçmektedir. Bugün Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı koruyamazsak yarın Mekke ve Medine’yi kaybetmeyeceğimizin garantisi yoktur. Mekke ve Medine ne ise Kudüs’te bizim için O’dur. Kudüs’ü Siyonistlere peşkeş çekmek kutsalımıza tecavüzdür. Kudüs bir Filistin meselesi değildir. O yüzden yükü, Filistin halkının omuzlarına bırakılmamalıdır. Ümmet bu şanlı yüke omuz vermelidir. Artık Kudüs özgür olmalıdır. Herkes elinden geldiğince ve dili döndüğünce Kudüs’e sahip çıkmalıdır. Meydanı boş bıraktık işler bu hale geldi, bari en azından meydanları boş bırakmayalım.

Buradan hükümet yetkililerine seslenerek diyoruz ki; Suriye ve Irak’ta PKK-PYD, ülkemizde FETÖ ve Bölgemizde Siyonizm çetelerine açık destek veren, İslam ve Müslümanlara karşı oluşturulan şer ittifaklarının başı olan ABD ile ilişkiler derhal kesilsin. Ülkemizde bulunan ve bir utanç vesikası olan ABD temsilcilikleri ve İncirlik başta olmak üzere tüm askeri üsleri kapatılsın. Üyesi bulunduğumuz tüm uluslararası platformlarda etkin lobi faaliyetleri yürüterek insanlığın ortak düşmanı ABD ve İsrail’in yıkıcı ve yok edici faaliyetleri anlatılmalıdır.

Diğer yandan cemaat, cemiyet, vakıf ve dernek ayrımı yapmaksızın tüm İslami yapılara ve tüm hocaefendi ve şeyh efendilere sesleniyoruz; Kudüs şeriftir. Kudüs şereftir. Kudüs’ü kaybetmek, şerefi kaybetmektir. İslam’ın ilk kıblesi Aksa ve peygamberler şehri Kudüs Haçlı ve Siyonist ittifakınca kirletilmektedir. İçine daldığımız dünya menfaatleri ve yaptığımız küçük hesaplar bizi her geçen gün daha da güçsüz kılmaktadır. Bu güçsüzlüğümüz ve duyarsızlığımız Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Arakan’da ve daha sayamayacağımız pek çok yerde mazlum ve masum milyonlarca kardeşimizin katledilmesine, sakat, dul ve yetim bırakılmasına sebep oldu. Kutsal olan kanımız akıtıldı ve namusumuz çiğnendi. Ülkelerimiz, tarihimiz ve kaynaklarımız talan edildi. Bu vurdumduymazlığımızdan cesaret alan şer ittifak sonunda gözünü Kudüs’ümüze ve Mescid-i Aksamıza dikti. Kudüs’ümüzü kaybetmeden, sıra Mekke ve Medine’mize gelmeden bu ataleti üzerimizden atmamız şarttır. Aksi durumda ortaya çıkacak felaketten hepimiz sorumlu olacağız. Yanan ve seyirci kaldığımız ateşin hesabını dünya ve ahirette vermemiz imkânsız olacaktır.

Bizler gücümüz nisbetinde zalime karşı mazlumdan yana olan tavrımızı devam ettireceğiz inşaallah.

Tüm insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisi ile.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 

 

 

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

 

Sakarya 639. hafta: Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 639. hafta basın açıklamasında 'Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!' diyerek 'Özgür Kudüs, İsrail’siz bir dünya!' çağrısında bulundu.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 639. hafta basın açıklamasında 'Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!' diyerek 'Özgür Kudüs, İsrail’siz bir dünya!' çağrısında bulundu.

Platform adına yapılan açıklamada, 'ABD Başkanı’nın kararının, Siyonist yönetim tarafından sevinçle karşılanması elbette sürpriz değildir. Küresel dünya sisteminin iki çıkar örgütü, birbirinin ardını kollamaktadır.  Zalim güçler,kendi hedefleri doğrultusunda her türlü ortaklığı kurmaya devam etmektedir.

Şurası unutulmasın ki; zalime bu cesareti veren, ABD Başkanı Donald Trump’a böylesine pervasızca bir karar alabilme cüreti verenşey; kesinlikle kendi güçleri değildir. Onlar bu cesareti, bizim içinde bulunduğumuz halden almaktadır; başta Suudi Arabistan ve yedeğindeki Körfez devletleri olmak üzere bölge ülkelerinin izlediği işbirlikçi siyasetten, Kudüs gibi ortak bir davada bile ayrı gayrı düşmüş İslam ümmeti’ninvaziyetinden almaktadır. Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Yemen’de, Libya’da yaşanan krizler de, bu parçalanmışlıkları derinleştirmiştir. Neticesinde kazançlı çıkan, hedeflerine bir adım daha yaklaşan İsrail olmuştur. Trump’un kararı da bunun açık bir göstergesidir.' ifadelerinde bulunuldu.

Basın açıklaması yapılan duanın ardından ABD ve İsrail bayrakları yakılarak son buldu.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 639. Hafta Basın Açıklaması

Kudüs’ün Özgürlüğü, Ümmet’in Özgürlüğü, İnsanlığın Kurtuluşudur!

Değerli dostlar, Sakarya’nın duyarlı insanları, sevgili Filistin Dostları,

Amerikan Başkanı Donald Trump, hafta içi yaptığı bir açıklamayla; Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdığını ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını söyledi.

Platformumuz; ABD’nin dünyaya nizamat verme mücadelesine bugüne kadar nasıl karşı koyduysa, bugün de aynı şekilde bu karara karşı çıkmaktadır. Siyonist rejimi tanımadığımız gibi, Kudüs’ün gayri meşru bir işgal yönetiminin başkenti sayılmasını da asla ve asla tanımıyoruz.

1948’te katliamlarla, tehcirlerle başlayan, 1967 yılında Doğu Kudüs'ün işgaliyle genişleyen bu süreç, İsrail’in 1980 yılında Kudüs'ü “bölünmez başkenti” ilan etmesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. O yıldan bu yana, çıkardığı kanunun uluslararası alanda geçerlilik kazanmasına çalışan işgal rejimi, ABD Başkanı Trump’un açıklamasıyla kendisine destek buldu.

ABD Başkanı’nın kararının, Siyonist yönetim tarafından sevinçle karşılanması elbette sürpriz değildir. Küresel dünya sisteminin iki çıkar örgütü, birbirinin ardını kollamaktadır.  Zalim güçler,kendi hedefleri doğrultusunda her türlü ortaklığı kurmaya devam etmektedir.

Şurası unutulmasın ki; zalime bu cesareti veren, ABD Başkanı Donald Trump’a böylesine pervasızca bir karar alabilme cüreti verenşey; kesinlikle kendi güçleri değildir. Onlar bu cesareti, bizim içinde bulunduğumuz halden almaktadır; başta Suudi Arabistan ve yedeğindeki Körfez devletleri olmak üzere bölge ülkelerinin izlediği işbirlikçi siyasetten, Kudüs gibi ortak bir davada bile ayrı gayrı düşmüş İslam ümmeti’ninvaziyetinden almaktadır. Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Yemen’de, Libya’da yaşanan krizler de, bu parçalanmışlıkları derinleştirmiştir. Neticesinde kazançlı çıkan, hedeflerine bir adım daha yaklaşan İsrail olmuştur. Trump’un kararı da bunun açık bir göstergesidir.

Düşünün ki, İsrail işgalciliği,Birleşmiş Milletler kararlarında dahi tescil edilmiştir. Bu gerçeğe rağmen Siyonist rejim, işgal ettiği topraklardan bir adım çekilmek geri dursun; bilakis işgale adım adım devam etiştir.Mübarek belde Kudüs’ün İslam’a ait tüm izleri silmeyi sürdürmüştür. Yeri gelmiş Mescid-i Aksa’yı tüm Müslümanlara men edebilmiştir.

Siyonizminişte bu pervasızlığı, İslam ümmetinin kendi dertlerine derman olamamasındandır. İşte o yüzden, bu meydanda, defalarca söylediğimiz bir hususu bir kez daha vurguluyoruz: Kudüs’ün özgürlüğü, Ümmet’in özgürlüğüdür ve Ümmet’in her parçası kendi Kudüslerini özgürleştirmeden,ne bölgeye barış, ne dünyaya esenlik gelebilir.

Değerli dostlar;

Şüphesiz ABD’nin aldığı bu karara karşı tepkimizi yükseltmeliyiz. Fakat bu tepki geçici olmamalıdır. Unutulmasın ki, ABD Başkanı o kararı almasaydı da, Kudüs işgal altında kalmaya devam edecekti. ABD Başkanı yarın o kararını geri çekse dahi, Filistin topraklarındaki Siyonist işgal sorunu çözülmüş olmayacak.Asıl sorun, oradaki işgal güçlerinin varlığıdır, o varlığın bölgede kendisine muhattap bulmasıdır.

O yüzden Filistin meselesiyle sadece duygusal bir bağ kurmanın artık yeterli olmayacağını görmemiz gerekiyor. Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya yakınlık duyduğumuz kadar; mevcut işgalin kalıcılaşmasına hizmet eden her türlü kararlardan, anlayışlardan, siyasetlerden, ticaretlerden, tüketimlerden, ilişkilerden de bir o kadar uzak durmalıyız.

Küresel kapitalizmin de,siyonizmin de, insanlığı yakıp geçen emperyalizmin de kahrolmasını arzuluyor olabiliriz. Bu hissiyat çok değerlidir ama kesinlikle tutarlı bir tavra dönüşmesi gerekir. İçinde bulunduğumuz halde, her boyutuyla güçlü bir değişime gitmeden; bir anlık öfkeyle gösterdiğimiz tepkiler sönecek, işgal ise sürecektir.

İsrail, bölgemizde her türlü ticaretini; diplomatik misyonlarını; siyasi faaliyetlerini; askeri operasyonlarını icra etmeye devam ettikçe; Kudüs için yükselen sesimiz, yankısını dahi bulmayacaktır. İşgal, insanlarımızı, Filistin davasının İntifada gençliğini katledip, tüm yaptıkları yanına kâr kaldıkça; zulüm de işgal de maalesef nihayete ermeyecektir.

O halde bu gidişata son vermek için, öncelikle Siyonist rejimin ,Filistin işgalini kalıcılaştıran tüm kanalları nasıl kapatacağımıza odaklanmalıyız. Ve bunun bireysel kararlarla değil; üzerinde ortaklaşılmış bölgesel siyasetlerin kurulmasıyla mümkün olacağını anlamalıyız.

Bugün Kudüs, vicdanını kaybetmemiş tüm insanların içine yer etmiş bir meseledir. Kalbi kararmamış her insan, hangi görüş ya da inançtan olursa olsun; Filistin işgaline karşı çıkmaktadır. Dileriz ki, Trump’un bu pervasızlığı, herkes için bir uyanışa vesile olur ve gelecekte o demeç, “İsrail işgalinin sonuna giden süreçte önemli bir an” diye tarihe yazılır.

Platform olarak, bugüne kadar “Özgür Kudüs, İsrailsiz bir dünya” çağrımızdan hiç vazgeçmedik. Bugün de bu çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Özgür Kudüs, İsrail’siz bir dünya!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu