Abdurrahman Dilipak: “Batıya Kalkan Tren”de Rotar Var

Abdurrahman Dilipak: “Batıya Kalkan Tren”de Rotar Var

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: “Batıya Kalkan Tren”de Rotar Var /HABERVAKTİ.COM

Garp cephesinde yeni bir durum yok. Bakmayın domuz ağılının kapısında bekleyen koyunun melemesine... Hem ağlıyor, hem gidiyoruz!?
Stockholm sendromu bizim batı aşkımız.
Celladına aşık bir toplum olmak üzere eğitildik.
Oltayı yutan balık yem istemez.
“Uluslararası sistemle birlikte hareket edeceğiz” deyip duruyordunuz. Şimdi AB sizi istemiyor. ABD aşkı, Rusya ile yakınlaşmanın önünde engel. Türkiye bu konumu ile BRİCKS’te de kendine yer bulamaz. Bu ülkelerin sisteme katılımı da sorunlu zaten.

ABD ise önüne düşen, uluslararası sistemde başka gideceği yeri kalmayan Türkiye’yi “oltayı yutan balık” olarak görecektir. Bilirsiniz, “oltayı yutan balık yem istemez”. Bize Chabat, Nervşehir’deki AGARTA’cılar filan kalır.

Bir de Ayasofya’nın altında, Tarsus’ta, Bolu’da, Hatay’da emanet sandığını, Hz. Süleyman’ın Nebukadnezar tarafından gasbedilen hazinesini ya da Karun’un hazinesini aramak kalır.

İsterseniz buna bir de Hasan Sabbah’ın, 40 Haramiler’in hazinesini ekleyin. Millet de zaten bu şekilde kolaydan köşe dönme yollarını arıyor. Yoksa bunları da Chabat’çılar mı örgütlüyor. Çünkü bu işler biraz cincilik, biraz kehanet ve biraz da ezoterizm gerektirir.

Karadeniz’de yüzeye çok yaklaşan Hidrojen Sülfürü unutup, Paris iklim anlaşmasında fosil yakıtlardan vazgeçme teahhüdünü de unutup, Karadeniz’in, Doğu Akdeniz’in dibini delip doğalgaz çıkartma senaryoları halkı oylamaya devam edin.
Ya hu, muhtaç olduğunuz enerjiyi, bordan elde edebilirsiniz. Bor’la otomobilde çalışır, Trende.. Gemi de çalışır! Yüzeyde, dünyanın ihtiyacını asırlarca karşılayacak kadar çok, neredeyse rakibiniz de yok.. Neden, neden, neden.. Bir Bor detarjanını bile yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Yazık yazık!

Bu arada Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye kararı, Batı'ya kalkan trende rotar olacağını gösteriyor. Birileri göre “AB üyeliği aldatmacası sona erdi”. Oylanan 2022 Türkiye raporuna göre "mevcut şartlarda" üyelik süreci yeniden başlatılamayacak. Eğer Türkiye göçmen konusunda ve AB ile birlikte yürüme konusunda belli protokoller çerçevesinde bir kararlılık gösterirse, “batılı dostlarımız” bize o alanda destek olacaklar. Rapora göre, “Türkiye’de demokrasi gerilemeye devam ediyor. LGBTİ+ topluluğuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılık konusunda AP kaygılı”.
Avrupa Parlamentosu, İspanyol raportör Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan 2022 Türkiye raporu 18 milletvekilinin RET oyuna karşı 434 EVET oyu ile kabul edildi.. 152 üye de ÇEKİMSER kaldı. Ret ve Çekimser oyların toplamı 170. Bu rakam Evet oylarının Evet oylarının 3’te birine yakın.
Ha! Biz de tam böyle bir zamanda LGBT mitingi yapıyoruz.
Şaşkınlığa bakın ki daha önce “İstanbul sözleşmesinden çekilme” irade beyanına rağmen, Hindistan’a giden heyet, G20 nihai bildirisini de imzalamakta bir sakınca görmediler.
Hindistan’da G20 zirvesi nihai bildirisi resmi makamlarca 7 satırda özetlenmişti. 3’ü Ukrayna krizi ile ilgili, ikisi gıda koridoru ile ilgili ve bu 2 maddeden biri, Türkiye ve BM’nin gıda koridorunun açık kalması için gösterilen çabalardan dolayı teşekkür, biri nükleer silahların kontrolü ve son madde de ortak gelecek için birlikte çalışma temennisi.
Yahu bizimle dalga mı geçiyorsunuz siz. İmzaladığınız metni niçin açıklamıyorsunuz? “G20 Yeni Delhi Liderler Deklarasyonu”.. 10 bölümden ve 29 ana başlıktan oluşan 60 sayfalık bir metin. Sadece “Toplumsal Cinsiyet” ile ilgili bölüm 5 Ara başlıkta, 17 alt şık ile anlatılmış 11 punto harflerle 2 sayfadan fazla A4 kağıt dolusu bir metinden söz ediyorum. Hindistan’da G20 topluluğuna mı yalan söylediniz, G20 deklarasyonu ile 3 satırla özetlenen 7 konu başlıkla bizi mi kandırıyorsunuz. Böyle yaparak “ilmi siyaset” yaptığınızı mı zannediyorsunuz. Adama demezler mi, “bu ne perhiz, bu Lahana turşusu” diye..
Bu ülkede bunun hesabını soracak bir tane muhalefet partisi ya da bunu soracak bir milletvekili yok mu? Bir tane STK yok mu? Bu ne gaflet!
Hindistan'a gidecek bu belgeyi imzalayacaksınız, buraya geleceksiniz onlarca dernek LGBT yi protesto mitingi düzenleyecek, bu dernekler de hükümete bir rapor sunup, sorunlarının çözülmesi ve taleplerinin yerine getirilmesini isteyecek, bu kadar. Miting 17 Eylüldeydi. Bu belge 10 Eylül’de imzalandı. Ekim'de Meclise gelecek “İklim değişikliği kanun taslağı” 6.10.2022 de hazırlanmış. Hangi milletvekilinin bilgisi var. Kimin umurunda, çünkü Paris iklim anlaşmasında kabul edilen ilkeler çerçevesinde bir yasa teklifi hazırlanacak, TBMM de Noter gibi onaylayacak. Böyle yasama olmaz, yargıya gitsen ne olacak, yargı da kaldı, böyle yargı olmaz. Böyle idare olmaz.

Tabi raporda övgü de var: Raporda, Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon kişiyle, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabalarından övgüyle söz ediliyor. Yani anlayacağız “Ucuz asker deposu” olmanın ardından “ucuz göçmen deposu” da olduk. İyi Chabat’ın , Türk dünyasına, İslam dünyasında sıçrama tahtasıyız, Truva atıyız aynı zamanda. Biraz Hazara, Biraz Karayım, Biraz Etrüsk, Hilafetle olmuyor, kendimize yeni bir kaftan bulmalıyız. Sadece “gömlek değiştirmekle” olmuyor bu işler. Evet, evet, bu anlamda Avrupa Parlamentosu’nun, AB'nin Türkiye'deki mültecilere ve ev sahibi topluluklara finansman sağlamaya devam etmesini desteklemeye kararlı olduğunun altı çizildi. Ve tabi ki, LGBT’ye, kendileri ile birlikte hareket eden iş dünyası, akademi, STK, Cemaatlara cömert desteklerini sürdürecekler.
Bu konu burada bitmeyecek. Daha söyleyecek çok şey var.

YaRab gönlümüze genişlik ver. Bizi zalimler topluluğunun eline düşürme, bize cesaret, güç ve aklı selim ver.
Bize merhamet et. Anlayışımızı hızlı keskin, sözümüzü etkili kıl. Bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bizim ellerimizle cezalandır zalimleri, ve bizim ellerimizle mazlum et mazlumlara. (Amin)

En iyisi yarın devam edelim.

Selam ve dua ile.