Abdurrahman Dilipak: Aklınıza mukayyet olun!

Abdurrahman Dilipak: Aklınıza mukayyet olun!

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Aklınıza mukayyet olun!/Habervakti.com

İslam ümmetinin başında Gazze diye bir melese varken, İslam dünyasının gündemi nelerle meşgul ediliyor görüyorsunuz. Aslında bütün bunları tek bir Şeytani fitnenin parçaları. Bu açıdan bir yandan önümüzdeki aktüel gailelerle uğraşırken, öte yandan Gazze konusundaki dikkatimiz ve sorumluluklarımızın gerekleri konusunda gecemizi gündüze katarak çalışmalıyız. Aslında bütün cepheler, aynı savaşın, Hak-Batıl savaşının cepheleri.

Bugün size bir başka cephede verilen bir savaştan söz edeceğim.

Geçtiğimiz günlerde bu konuya değinmiştim. Daha sonra yine değineceğim inşallah.
Aklınızı kiraya vermeyin” diyordum da, artık aklınıza mukayyet olun, aklınızı başınızdan çalmasınlar.
Bakın bu “Beyin kontrolü” işi bugün için çok büyük bir tehlike. Bu işe 1950’lerin başında başlamışlar. Bir dönem Parapsikoloji çalışmaları başladı. Bedri Ruhselman’nın “Sevgi Dünyası” da “Ruh ve Madde” dergileri çok popülerdi. Bir ara “Maharaşimi” ve “Transandatal Meditasyon” moda oldu. Bir zamanlar uzaylılar moda oldu.

Bugün Lucid Dream ve Astral yolculuklar tartışılıyor. Bazı NLP grupları da ruh çağırma seansları düzenliyor, kimileri “ruhsal arınma teknikleri” gibi garip yöntemler peşinde.
HZE vakfı” 1970’lerin başında CIA’nın ülkemizdeki önemli “bilimsel” operasyon merkezlerinden biri idi. Bu işler en üst düzeyde hükümetler ya da derin yapılar tarafından finanse edilmekteydi. Kimi ülkelerde istihbarat örgütleri de bu işlerle ilgileniyordu. Bu ülkelerden bazıları ABD, İngiltere, İspanya, Almanya Rusya, Hollanda ve Fransa. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), insan beynini kontrol etmek için en istekli örgütlerden biri.. Bu şekilde kişileri, onların gözü ile kişileri uzaktan Sinirsel İzleme işine R.N.M. adı veriliyor.

ABD “Zihin kontrol teknolojileri” ile ilgili Ocak 2017 tarihli “Askeri ve istihbarat raporunda 1959'da ABD Büyükelçiliğine SSCB tarafından Mikrodalga ile bombardıman yapıldığı belirtiliyor. 22 Eylül 2017 tarihinde ABD Hava Kuvvetleri 90-401 sayılı talimatı ile “YÖNLENDİRİLMİŞ ENERJİ SİLAHLARI GÜVENLİĞİ” konular ele alınır. “Savunma İstihbarat Kılavuzu”nda “Uzaktan Görüntüleme” konusu değerlendirilir. 3.4.2010’da Elektromanyetik Silahlar ve Geleceğin Silahlarının Güvenliğini Sağlayan Elektronik Harp Çalışma Grubu Kuruldu. Ardından “Elektromanyetik silahlar merkezi” kurulur ve düzenli oarak “Elektronik Harp Raporu” yayınlanmaya başlar. Mesela 2008’de “Ölümcül Olmayan Silahlarla beynin hedef alınarak kontrol edilmesi” üzerine çalışmalar yapılır. “Ulusal savunma istihbarat ajansı” Elektromanyetik Silahların kullanımı konusunda normlar belirler. Buna göre, bu çalışmanın maksadı, beynin tamamındaki veya seçilen lokal bölgelerindeki elektriksel aktivitenin tek bir ölçümle uzaktan izlenmesidir. Elektromanyetik dalgaların iletimi ve alımı yoluyla bir deneğin beyin dalgası aktivitesinin izlenmesini sağladılar.. Bu şekilde beyin dalgası aktivitesinin denekten uzak bir konumdan izlenmesini gerçekleştirdiler.

R.N.M. Resonance Neura ElektroManyetik herhangi bir suçlunun zihninde meydana gelen herhangi bir suç düşüncesini tespit etmek amacıyla beyni kontrol etmek için uzaktan çalıştırılabilen bir cihazı ifade ediyor.. Bu Araştırmaya göre insan beynini model olarak alan yapay zekanın uzaktan uydular, implantlar ve biyotelemetri yoluyla insan beyninin dolanıklığını tümüyle algılaması hala tam olarak mümkün gözükmüyor. Şimdi Kuantik bilgisayarlarla nano chipli bilgisayarlarla ve networklerin 5G altyapısı ile daha geniş bir alanda hareket edebilmesine imkan verebilecek.

İnsan beyni karakteristik bir biyoelektrik rezonans yapısına sahiptir. Süper bilgisayarları kullanarak R.N.M. Sistem buna odaklanabilir ve gömülü bireyin sinir sistemi aracılığıyla, performansını tercih edilen şekilde etkilemek için mesajlar gönderebilir. Son zamanlarda tıbbi buluşlar kisvesi altında DNA mikroçiplerinin hastalık tedavi süreçlerini hızlı ve verimli bir şekilde başlatacak şekilde sunulacağı propagandasına başladılar. Bu şekilde kafa tasına derin altına implante edilecek nano chiplerle bir kişinin duygusal zihinsel prosedürlerini okuma ve yönetme becerisine sahip olunabilecek.. Şu anda dünya çapında süper bilgisayarlar, başta ABD, Japonya, İsrail, Rusya, Çin gibi ülkeler olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde saniyede 20 Terabit hızla milyonlarca insan aynı anda izleniyor.

Bu sistemde elektronik beyin bağlantısı (EBL) ile uyarılan kişilere elektromanyetik frekanslar (EMF) gönderilerek bilgi göndertilebilir ya da bilgi alınabilir. “Parçacık emisyon zekası” olarak planlanan “Beyin Uyarım sistemi” ile elektromanyetik dalgalardan bilgi alınması anlamına geliyor. Bugün İnsandaki elektriksel hareketi uzaktan izlenip incelenebiliyor. Bu sistemle beyindeki tüm elektriksel olayları her zaman kaydedebilir. Burada çok önemli risk ise Chip takılan kişilerin beyinlerinin BioHackerler tarafından Hacklenme riski ve sistem hatalarının sebep olacağı sorunlar hayati açıdan risk taşımaktadır.

İnsan son derece sofistike bir beyne sahip, göz görüyor, kulak duyuyor, burun koku alıyor, dil tat alıyor, düşünüyor, hayal görüyor, geçmişten tevarüs eden bir big data’ya sahip. Yeni Kuantum bilgisayarlar ve Nano Chip ve Nano Tüb’lerle beyinden gelen 30-50Hz, 5 mW elektromanyetik emisyonlarda uyandırılmış mesajlar, uzaktan bir çok kanaldan birden bilgiyi tespit edebilir.

Yeni sistemlerle EMF emisyonlarının kodu mevcut düşüncelere ve görsel-işitsel algıya dönüştürülebilmektedir. Bu yöntemle beyne karmaşık şifreler ve elektromanyetik sinyaller gönderilebilmektedir Zihin içindeki uyarılmış potansiyelleri harekete geçiren sinyaller, sonuç olarak sinir devrelerinde ses ve görsel girdi üretebilmektedir. Konuşma, işitsel ve görsel iletişim dizilimi ile R.N.M. kapsamlı bir görsel-işitsel zihinden zihne bağlantıya veya zihinden bilgisayara bir ilişkiye, yani (İoT)’a, Nesnelerarası iletişime imkan sağlamaktadır.

Mekanizmanın, beyindeki belirli bir konuma bilgi girişini modüle etmek için her belirli bölgenin rezonans frekansının şifresini çözmesi gerekiyordu, bu başarıldı. Ayrıca R.N.M. Mikrodalgalar yoluyla sesi algılayabilen ve bilinçaltına kesin direktifler yayınlayan, görsel bozukluklara, illüzyonlara neden olan ve radyasyon dalgaları yoluyla beyne kelime ve sayılar aşılayan bir özelliğe sahip olabilmektedir.

Bu konu temel insan hakları açısından oldukça sorunlu bir konu. Bu sistemde özel hayatın gizliliği, kişisel bilgiler hackerlere gerek olmadan Kuantum bilgisayarlar, nano Chipli özel araçlarla konvansiyonel tüm sivil, askeri, siyasi datalara ulaşılabilmekte, bu veriler manipüle edilebilmektedir. Bu kişisel mahremiyetin ihlalinden öte, kişiler ve kurumlar, örgütler, devletler açısından hayati öneme sahip bir güvenlik sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda tüm akıllı sistemler, robotlar, araçlar, evler, cep telefonları, WiFi cihazları her an BioHackerlerin elinde bir saldırı silahına dönüştürülebilir.

MK-ULTRA, BleuBird bu anlamda bir çok hukuki tartışmaya konu oldu. Buna rağmen ABD’de "Beyin dalgalarını uzaktan izlemeye ve değiştirmeye yönelik araçlar ve yöntem" US-PTO, 20.04.1976'da onaylandı.

Yüksek frekanslı vericiler, test deneğinin tüm beynini veya istenen herhangi bir bölgesini tarayabilen antenler yoluyla farklı frekanslardaki elektromanyetik enerjiyi yaymak üzere çalıştırılabilmektedir. Farklı frekanslardaki sinyaller deneğin kafatasına nüfuz eder ve beyne çarparak karıştırabilmekte ve beynin doğal elektriksel aktivitesinden gelen radyasyonlarla modüle edilen bir girişim dalgası üretebilmektedir.. Modüle edilmiş girişim dalgası beyin tarafından yeniden iletilebilmekte ve uzak istasyondaki bir anten tarafından alınabilmektedir. Burada demodüle edildikten ve deneğin beyin dalgalarının bir profilini çıkarttıktan sonra, beyin dalgalarının pasif olarak izlemenin yanı sıra, deneğin nörolojik süreçleri, telafi edici sinyallerin bir verici aracılığıyla beynine iletilmesinden sonra da oluşan etki 2. sinyalle alınan ve işlenen beyin dalgalarından yeni sonuçlar elde edilebilir.

Aslında, Alan Friedman'ın Aralık 1993’de yayınlanan "Beyaz Saray'ın Irak'ı Yasa Dışı Şekilde Nasıl Silahlandırdığının Gizli Tarihi - ÖRÜMCEK WEB" kitabında bu konuyu ayrıntılı olarak ele alır. Bir başka kaynak da 1996’da yayınlanan Tom Porter’in “MK-Ultra'nın Kısa Tarihçesi, CIA Zihin Kontrolü Programı” Tabi o günden bu güne, bu alanda bu işler daha bir derinlik kazandı ve kullanım alanı genişledi. Artık bu konu istihbarat örgütlerinin, hükümetlerin sivil ajandalarında ön sıralarda yer alan bir konu. Bugünlerde bu konu TransHumanizmin en temel konularından biri.

Salih Mirzabeyoğlu (Gerçek adı:Salih İzze Erdiş / 10.5.1950-16.5.2018) bu hikaye 2000 yılında başlar onun hayatında.. Yayın 2003’te “Telegram:Zihin kontrolü” diye bir kitap yayınladı. Kitabın tanıtımında “Lut kavmine parmak ısırtır melanete ve yardımcı unsurlarla insanı robotlaştırmaya davranmışken, diğer yönüyle ‘dünyada’da kıstırılmış fertler üzerindeki tecrübelerin sınırının fıtratı değiştirmeye dönük bir tehdide dönüştürüldüğü”ne işaret ediliyor. Mirzabeyoğlu tecrübesi, kenti türünde ülkemizdeki ilk örneklerden biridir. Mirzabeyoğlu örneği ülkemizde de bu işlerin, yerli ve milli unsurlar tarafından yapıldığının açık bir kanıtıdır aslında.

Aktüel gelişmelerle ilgili dün ve bugünkü bazı haber ve benim canlı yayınlarımın linkini Twitter’dan görebilirsiniz.

Selam ve dua ile.