Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ve o gün, bugün!

Biz, alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. O Zamanın ikindi vaktinde gelmişti ve sanırım biz Akşam saatlerindeyiz. Önümüzde karanlık bir gece var.

Kimi Mehdi’nin, kimi Mesih’in, kimi Meşiah’ın gelişinden söz ediyor. Kimi “Tanrıyı kıyamete zorlama” derdinde. Şeytan dindarlarla savaşmadan önce korkarım dindarları birbirine düşürecek. Müslüman Müslümanla, Hristiyan Hristiyan’la, Yahudi Yahudi ile savaşacak ve sonra bunlar kendi aralarında savaşacaklar. Ve Şeytan hepsi ile birlikte dindarlarla savaşacak. Dünya hayatının başlangıcında nasıl Şeytanın önemli bir rolü söz konusu ise, “Tarihin sonu”nda yine bir kez daha Şeytanın tuzağına düşecek âdemoğulları. Filistin topraklarında ve kutsal beldelerde olacaklara dikkat. Müslümanlar gaflet ve dalalet için tefrikaya düşerler ve dinlerinin izzeti yönünde cihadı terk eder, inkârcılarla birlik olurlarsa, Allah yeryüzündeki kutsal emanetleri ve mekânları, geçmişte olduğu gibi yeryüzünden geri alabilir. Filistin’de, Arz-ı mev’ud coğrafyasında olanlara ve olacak olanlara dikkat!

Allah kitabında şöyle bir hitapta bulunur kullarına: “(Ardımdan) ‘mutlaka onları saptıracağım ve muhakkak onları olmayacak kuruntularla (oyalayıp) aldatacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (böyle batıl inançlara sapacaklar). Yine onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler (Fıtratı bozacaklar).’ Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı (rehber ve) dost edinirse, elbette ki o apaçık bir ziyana uğramış demektir!”

Cemal Külünkoğlu mealinde şu açıklamayı da ekler: “Müşrikler putlara adadıkları hayvanların belli olması için kulaklarını keserek ikiye ayırırdı, Ayette şeytanın insanları kandırmak suretiyle putlara kurban kesmelerini sağlamasının şeytanca bir iş olduğu vurgulanmaktadır. 116 ve 120. Ayetler birlikte okunduğunda ve müşriklerin âdetleri düşünüldüğünde konu daha iyi anlaşılır. Günümüze verdiği mesajı anlamak için ise kimin hangi putları için neleri ayırdığını düşünmemiz gerekiyor. Çıkar menfaat ilişkilerimizi, neler için nelerden vaz geçtiğimizin tespitini iyi yapmamız icap ediyor. Zira Rabbimiz 121. ayette bunun bedellerinin çok ağır olacağını ifade etmektedir. “Allah’ın yarattığını değiştirecekler” ifadesi, (insan bedeni üzerin değişikliğe gidenleri) cinsiyetlerini değiştirenleri, ürünlerin genetik yapılarıyla oynayarak muhtelif mahsuller meydana getirmek isteyenleri, kırık genli ya da ebter tohumlar üreterek mahsulde tekelleşmeye gidenleri, bazı hayvanların DNA’larıyla oynayarak farklı canlı türlerinin ortaya çıkmasını amaçlayanları işaret ettiği kanaatindeyiz”.

Biz tarihin yaşayan tanıklarıyız. Karanlık bir yerde darbeler vurarak gelen Tarık ve Şira’dan haber var! Ekim’in ortasındayız. Bundan sonra her şey mümkün. Herkes için, gelecek günlerin geçen günleri aratmaması için çok dikkatli olmamız gerek.

BM'nin 78. Genel Kurul görüşmeleri, 19 Eylül'de başladı ve 26 Eylül’e kadar sürdü. G20 liderleri Yeni Delhi’den ayaklarının tozu ile New York’a geldiler. 5 Ekim’de Avrupa Birliği ve yakın komşularının oluşturduğu 47 AB lideri, üçüncü Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi için İspanyada bir araya geldi. Erdoğan ve Aliyev bu toplantıda yoktu. Toplantıya Ermenistan Azerbaycan gerilimin gölgesi düşse de, asıl günden yeni dünya düzenine giden yoldaki acil gündemdi. Zaten Erdoğan geçen hafta sonu partisinin kongresini yaptı. O günlerde Ankara’dan, EGM’ye yapılan bombalı saldırı üzerinden Irak ve Suriye’deki PKK ve PYD hedeflerine saldırı mesajı veriliyordu. Bölgede olanları takip ediyor olmalısınız. NATO ittifakı bölünme noktasına geldi. Ankara’nın ABD ve AB ile ilişkilerindeki iyimserlik kaybolmuş gözüküyor. ABD’nin Ermenistan’la ortak askeri tatbikatının ardından AB’nin konuyu yakın takibe alması, Fransa’nın Ermenistan’a silah takviyesi yapması, 5’li toplantıya Türkiye’nin çağrılmaması Ankara’da rahatsızlık doğurdu. Bu durum Ermenistan’da iktidar muhalefet ve ordu kanadında, Rusya, ABD, AB ve İngiliz muhibbanları arasında gerilime yol açtı. Yani demem o ki, doğumuz, batımız, kuzeyimiz, güneyimiz sobelenmiş.

Konuyu değiştireyim isterseniz. Dün halkalı Güneş tutulması vardı. İki hafta sonra 28 Ekim'de parçalı Ay tutulması meydana geliyor. Din, kehanet, mitoloji, Astronomi, astroloji, bilim, siyaset, ekonomi birbirine karışınca, her şeyden bir mana çıkartmak mümkün.

Evet gündemimizden deprem daha birkaç yıl düşmeyecek. Kıtlık ve kuraklık tartışılıyor tabi. Daha başka şeyler de olacak da bunları sadece konuşmakla bir yere varamayız. Bu siyasi kadrolarla, bu bürokrasi ile, bu media, bu sivil toplum, bu akademi, bu cemaat yapısı ile bir yere varamayacağımız görülmüş olmalı. Önce şu dışımızdan bir kurtarışı beklemekten vazgeçelim. Sonuçta hep birlikte daha akıllı, daha dürüst ve daha cesur olmamız gerek. Aklımızı kiraya vermeyeceğiz. Tartışmanın da kimseye faydası yok. Herkes çevresindekilerle konuşarak, istişare ve şura ile ama kendileri karar vererek ilerleyeceğiz. Önce hayatta kalmamız gerek. Yediğimize içtiğimize dikkat edelim. Aşı olmuyoruz. Hele hele mRNA ya da DARPA’nın Jelini vücudunuza zerk etmelerine asla izin vermeyin. Sizi zombi’ye döndürürler. Biyonik robot olursunuz. Bu 5G’den de, NeuraLink’ten de, WiFiGUN’dan da daha tehlikeli.

Bana kalırsa bugün için, HABAT belası karşısında diğer belaların çoğu küçük kalır. İstanbul sözleşmesi, Lanzarote basit demiyorum ama öncelikli olan bu değil. Bunu da içine alan, Uyuşturucuyu ve LGBT’yi de içe alan daha büyük bir komplo ile karşı karşıyayız. Şu İklim yasasına hep birlikte hayır diyelim ve tabi “Karbon ayak izi” saçmalığına da.

Bakın 5G+Starlinkler, Milli Güvenliğiniz için bir tehlike. 5G ayrıca oksijen atomlarının frekansını değiştirdiği için büyün canlılar için büyük bir tehlike. NeoraLink ve Darpa JellChip, her canlıyı biyonik robota dönüştürmek açısından bir tehlike. Nesnelerarası iletişim, insanı NESNEleştireceği, insan, makine ve hayvanı eşitleyeceği için tehlike. TransHumanizm / Human 02, insanı, biyolojik cinsiyetinden, din, ahlak ve geleneğinden bağımsız GENDER diye tanımlanan GENOM bir BİREY’e dönüştüreceği için tehlike.

Karbon ayak izi, sıfır atık, insansız deniz, hava ve kara araçları, CyberCity projeleri, akıllı evler, bütün “akıllı” denilen sistemler dünyayı İNSANSIZLAŞTIRMA Projesinin alt başlıkları. Her şey dijitalleşince siz artık BioHacker’ler için bir AV olacaksınız. Yapay zeka sizin varlığınıza ihtiyaç duymadığı anda te TIK ile ölümsüzleştirileceksiniz. Beyin ve gen kopyanızı alırlar, cesetleri de gübreye dönüştürürler. Ölümsüz olsun diye de o kişiyi bir Avatara dönüştürüp MetaVerse’ye hapsederler. Dikkat! Ülkemiz, bölgemiz ve dünya zor bir sürece giriyor. Ermenistan’da, Suriye ve Irak bölgesin de olanları da görüyorsunuz. Suriye askeri kampına yapılan saldırı, Suriye’nin mülteci kamplarına saldırısı, Türkiye’nin PYD kamplarına düzenlediği operasyonun ardından bir. Anka’nın düşürülmesi ile bölge bir andan sıcak bir çatışma havasına sokuldu. Bunun içeride de yankıları, etkileri olacak. Tam böyle bir zamanda AK Parti kongresi yapıldı. Tabi bu işler, bir parti kongresinde konuşulamayacak kadar ciddi işler.(!?) Parti kongrelerinde zaten hiçbir ciddi konu konuşulmuyor, İl kongrelerinde de yerel politikalar konuşulmaz.

Bu arada seçime doğru yeniden uyuşturucu, fuhuş, yolsuzluk dosyaları etrafa saçılırsa şaşmayın. Çünkü, geliyor gelmekte olan.. Ülkemize sahip çıkalım. Çocuklarınıza sahip çıkın, kendi sağlığınızı koruyun. Onun için yediklerinize, içtiklerinize dikkat edin. Şimdi Namuslu, bilgili, cesur insanların birlik olma zamanı. Hep birlikte Satanist Pedofolik Global Resetçi Deccaliyet komitesine ve onun yerli işbirlikçilerine, ajanların a hep birlikte HAYIR diyelim. Bugünden yarın çözülecek bir iş değil bu. Uzun soluklu bir mücadeleye hazır olalım. Herkes ötekisi ile uğraşmayı bıraksın, kendi, cemaati, partisi, derneği, odası ve sendikasına baksın. Bakın paranızı, malınızı, mülkünüzü, canınızı bile elinizden almak isteyen global bir tehditle karşı karşıyayız. Küçük işlerle, mevzi müdafa ile kazanamayız. Herkes için Adalet, herkes için Barış, Herkes için Özgürlük olsun diye, sadece ülke çapında değil, global ölçekli bir direniş başlatmalıyız. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmü değiştirmeyecektir. Her topluluk layık olduğu gibi idare olunur.. Selam ve dua ile.

Bu yazı toplam 209 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar